Siz nasıl bir Çin hayal etmiştiniz?

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

PBOC - Çin Merkez Bankası, çarşamba günü Yuan’ı 2011’den bu yana en düşük seviyede sabitledi.  Böylece 2015 Ağustos ve 2016 Şubat şoklarında görülen seviyelerden daha düşük bir 'değer' belirlemiş oldu. Ancak piyasada oluşan fiyatlara baktığımızda Yuan’ın henüz yeni bir dip yapmadığını görüyoruz. 

Bu atılan adımları PBOC’nin olası bir Fed faiz artışına hazırlık olarak yorumluyorum. Bu kez Yuan’da kontrolsüz bir hareket olmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. Çin’in dinamikleri nedeni ile sermaye çıkışları farklı yollar üzerinden yine devam edecektir. Çin’in gerçek sorununun ne olduğunu ise anlayamayan bir büyük bir kesim var. Bir tarafta yüksek borçları öne sürerek Çin’de büyük sorunlar olduğunu söyleyenler diğer tarafta bu büyük sorunun sadece ülkenin default yani borçlarını ödeyememesi durumu olabileceğini sanarak buna karşı çıkanlar. Çin, daha doğrusu SDR sepeti içindeki herhangi bir ülke, default etmez. Kendi para biriminde borçlanabilen her ülke zorda kalması durumunda para basarak borcunu ödeyebilir. Euro öncesi dönemde Yunanistan olmasa bile İtalya veya İspanya’nın da default etme ihtimali yoktu. Şimdi ise kendi para birimleri Euro ile borçlanıyor olmalarına rağmen teorik olarak matbaanın düğmesi doğrudan kendi kontrollerinde olmadığından default edebilirler. Ancak Çin’de böyle bir tehlike yok. Ama zaten böyle bir tehlikeyi fiyatlayan bir finans piyasası da yok. Dolayısı ile 'Çin batar mı? Batmaz mı?' tartışması anlamsız ve profesyoneller arasında yeri olmayan bir tartışma. 

Konu 1– Büyümesi borçlanmaya dayanan Çin bu modeli sürdürebilecek mi? Sürdüremeyecekse nasıl bir değişikliğe giderek halkını refaha kavuşturacak büyüme oranlarını yakalayabilecek? 

Konu 2- Siyasi ilişkiler veya serbest olamayan piyasa kuralları nedeni ile kredi vermekte hassas davranmayan bankalar geri dönmeyen krediler konusunu nasıl halledecek? 

Resmi istatistiklerde toplam kredilere oranı yüzde 1.7 görünen geri dönemeyen kredilerin gerçek oranının yüzde 15-20 seviyesinde olduğu hesaplanıyor. Şayet bir noktada bankaların yeniden sermayelendirilmesi gerekecekse bunun faturasını kim ödeyecek? Halk? Devlet? (hayır devlet ve halk aynı şey değil) Özel sektör? Elbette Çin hükümeti para basarak bankaları bir tuş marifeti ile sermayelendirebilir. Veya Çin’den daha fazla borcu olan ama borcunun yüzde 92'si kendi halkına olan Japonya borcu silebilir veya vadesiz hale getirerek ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atabilir. Ancak bu kimsenin zarar etmeyeceği, kurun olan bitenden hiç etkilenmeden sabit duracağı, yabancı yatırımcıların sakin bir şekilde olan biteni seyredeceği anlamına da gelmiyor. Zira bugüne kadar hiçbir ülke sadece para basarak zengin olmayı başarmış değil. Bu nedenle Çin’in devlet tahvillerini ödeyemeyeceği iddiası gibi hayali bir düşmanla savaşmaktansa gerçek soruna odaklanmak ve onun yaratacağı şokları anlamaya çalışmak daha doğru olacaktır. Nitekim ABD de batmadı ancak tüm dünyayı peşinden krize sürükledi. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019