Siz de sürdüremeyenlerden misiniz?
Hani şu sürdürülebilirlik de bir moda oldu ki, demeyin gitsin. Ama yok öyle düşünmemek lazım; aslında başarının temel ve en önemli unsurlarının başında geliyor, onu sürdürülebilir kılmak. Her katıldığım organizasyonda konu ne olursa olsun, işletmelerimizin sürdürülebilir olmaları gerektiğinin altını çizer, markalaşmanın da buradan geçtiğine vurgu yaparım. Geçtiğimiz hafta davetlisi olduğum Sakarya Makine İmalatçıları Birliği’nin (SAMİB) konferansında da yine özellikle aynı noktaya değinmeye gayret ettim. Ülkemizin ekonomik anlamda gelişmesinin yolu katma değeri yüksek bir düzeyde markalaşmaktan, onun da yolu sürdürülebilir şirketlerin sayısını arttırmaktan geçmekte.
Türkiye’de sürdürülebilirliği önemseyen pek çok sivil toplum örgütü mevcut... Ancak bunlardan bir tanesi var ki, aile işletmelerinin sürdürülebilir olmasına özel olarak odaklanmış ve çok da doğru bir adım atmış. İsmi TAİDER, yani Türkiye Aile İşletmeleri Derneği. Türkiye’deki aile işletmelerinin nesiller boyu gelişmesi, ülkemiz ekonomisinin daha sağlıklı ve kalıcı büyümesi için; İzmir, İstanbul, Bursa, Adana, Aydın ve Manisa gibi illerden gelen 40 kurucu üyenin öncülüğünde, 2012 yılında kurulmuş bir dernek TAİDER. Şu anda ise, 181 aile şirketi üyesi ve toplamda 600 aile üyesine ulaşmış durumdalar. Ve hatta 65 ülkede örgütlenmiş 33 üye dernek, 3 bin 700 iş ailesi, 17 bin üyesi olan İsviçre merkezli Uluslararası Aile İşletmeleri Ağı (FBN-I, Family Business Network International) ile de paydaşlık tesis etmişler. Zira bu ağ derneğe ve üyelerine, dünyanın farklı ülkelerindeki aile işletmeleri ile gündemler, sorunlar, çözümler ve iyi uygulamalar çerçevesinde pek çok karşılaştırma yapma imkânı sunduğu için de son derece doğru bir hamle olmuş.
Geçtiğimiz gün derneğin yönetim kurulu üyelerinden Tekin Urhan ile bir kahvaltı ettik. Kendisi sayesinde derneği tanıma imkânı bulmuş oldum. Biraz da utandım yeterince tanımadığım için. Hani ihracat ihracat diyorum ya hep, oysaki ben özellikle markalara ve katma değerli ihracata daha çok teşvik eden birisi olarak, asıl derdin sürdürülebilir firmalar yaratamadığımız olduğunu ve bu konuda aile işletmelerinin de önemli bir payı olduğunu düşünenlerin en başında geliyorum. O zaman zaten TAİDER’i tanımam gerekirmiş.
TAİDER il temsilciliklerinden sorumlu Yönetim Kurulu üyesi ve Cryocan Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Urhan’ın dernekten söz ederken gözleri ışıl ışıl parlıyor. Adamcağız işi gücü bırakmış kendisini bu konuya adamış, nasıl parlamasın. Urhan “TAİDER olarak üstlendiğimiz misyonun farkındayız. Ülkemizin yıllanmış, köklü ve güçlü kurumlara ihtiyacı var. Bu ihtiyacı karşılamak için işletmelerimizin gelecek nesillere devir onanını arttırmak durumundayız. Bu konuda aile işletmelerinin kurumsallaşması çok önemli olmakla beraber yeterli değil, kurumsal yönetim ilkeleri, aile anayasası ile aile ve iş arasındaki ilişkileri düzenleyen net tanımlar yapılmalı böylece aile ve işteki rollerin karışması nedeniyle alınan yanlış kararlar engellenmeli. Bu yanlış kararlar genelde işletmenin sürdürülebilirliğini etkileyecek hatalı uygulamalara hatta dağılmalara sebep olabiliyor. Burada en önemli unsur nesiller boyu devam edecek ve değişen piyasa koşullarına göre revize edilecek sistemli bir yaklaşımın, yönetimsel olarak ortaya konması olacaktır.” diyerek derneğin varoluş nedenini de net olarak ortaya koymuş oluyor.
Akademiden tiyatroya kadar pek çok etkinliklere imza atan, 200’ü aşan etkinlikle 8.000’in üzerinde kişiye temas eden dernek, komiteler ile sürdürdüğü yönetim anlayışı ile kurumsallığa bakış açısını da ortaya koymuş oluyor.
Ülkemizdeki aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıl. Bu aile şirketlerinin sadece yüzde 30'u ikinci nesle, yüzde 12'si üçüncü nesle geçebiliyor. Dördüncü nesle geçebilenlerin oranı ise yüzde 3.
Türkiye’de birçok aile şirketi, şirketine ailenin ismini verirken, büyük bölümü şirketlerini bir gün çocuklarına devretmeyi hayal ediyor. Bu şirketlerin sürdürülebilirliğinin önünde eminim pek çok konu engel olabiliyor, ancak bizim kurumsal ve ilkeli, anayasası yazılmış şirketlere, markalara, katma değerli işlere ve sabırlı kararlı insanlara çok fazla ihtiyacımız var. Bu yönde adım atan herkesin veya her sivil toplum örgünün önünde eğilirim. TAİDER’in de önünde saygı ile eğiliyor ve başarılarının artarak devamını hepimiz için diliyorum.