Siyasetten değişmesi gereken söylem/ağız...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Demokratik siyaset ortamı bir “uzlaşı ve empati” ortamıdır. Siyasiler, demokratik siyaset ortamında, ülkenin refahının sadece kendi söylemleriyle sınırlı olmadığını bilirler. Gelişmiş demokrasilerde, ülke çıkarının siyasal ortamdaki diyalogla, doğru çözüm arayışlarının ortaya çıkaracağı, “ortak akılda” oluştuğuna inanarak, ona göre hareket ederler.

Bu nedenle o demokrasilerde farklı partilerin koalisyon kurarak ülkeyi yönetmeleri olumsuz karşılanmaz, üretmenin, kalkınmanın önünde bir engel olarak düşünülmez. 60 yıl aradan sonra 2010’da İngiltere’de koalisyon hükümeti kuruldu. Yıllar yılı İtalya koalisyonlarla yönetildi .Yönetilmekle kalmadı önemli gelişmeler kaydetti. Şimdi Almanya farklı siyasal kökenli partiler CDU-CSD Hristiyan Birliği ve Sosyal Demokrat SPD koalisyonuyla yönetiliyor. Merkel bu koalisyonuyla sadece Almanya’yı yönetmekle kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’nın en etkin ülkesi olarak Avrupa politikalarına yön veriyor. Zaten bugün birçok ülke farklı siyasi kadroların partilerinin bir araya geldiği koalisyonlarla yönetiliyor.

Bizde seçim sonuçları Meclis’e dört partinin girmesi ile sonuçlanıp “tek parti” dönemini sonlandırırken, biz koalisyonlu bir hükümet modeliyle yolumuza devam edecek partiler arası uzlaşmayı sağlayamadık.

Bu siyaset sahnemizde değişmesi gereken ”Sadece benim doğrum önemlidir” söyleminin/ağzın hakimiyetinden kaynaklanıyor.

Son seçimde meydanlara inen ve halkın bir partiye (zımnen AK Parti’ye) yüzde 50 oy isteyerek Anayasa değişikliğiyle rejim değişikliğine, “parlamenter sistemden”, “başkanlık sistemine” geçilmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirildi. Sonuç, en yüksek oy alan partinin yüzde 40’da kalması olarak ortaya çıktı. Bu, Cumhurbaşkanı'nın “başkanlık sistemine geçiş talebinin” sandıkta reddi olarak değerlendirildiği anlamına geliyor. Koalisyon çalışmaları başlatıldı. Koalisyon çalışmaları sonuç vermeyince, Erdoğan yeniden “Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir. Fiili gücüm var” diyerek yeni bir tartışma başlattı.

Anayasa profesörleri ve siyasiler buna karşı çıktılar. Prof. Dr . Özbudun, “Anayasa şahsi temennilere göre değişmez” derken Prof. Dr. Erdoğan Teziç, “Erdoğan’ın fiili güçten bahsetmesi hukuk dışında arayışı olabileceğini gösteriyor” değerlerdirmesini yaptı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli ise Erdoğan’ın sözlerini “darbe” yapmak olarak tanımladılar. Tabii siyasette değişmesi gereken, “Sadece benim doğrum önemlidir” söylemi sadece Erdoğan’da görülen bir tutum değil. Muhalefet partilerinin liderleri de zaman zaman benzer şekilde “kendi doğrularını gündemde önde tutmaya çalışıyorlar.

Siyasilerin bu tutumlarını nasıl terk edebileceklerini düşünürken şu sonuca vardım: “Halk karşılarına bu yanlış söylemle ısrarcı olarak çıkanları bir kere, bir kere daha yenilgiye uğratarak onlara ders vererek bizim siyasetimizi diyalog ve empatiye yöneltebilir.” 

Ancak, halkın bu tutumuyla demokrasimiz zamanla ilerleyebilir. Siyasilerin “ben merkezli” söylemleri, ağızları değişebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar