Siyaset adına özlemim
Seçim propaganda dönemi başladı. Partiler tek tek kendi projelerini açıklıyorlar, diğer partilerin projelerinin eksikliklerinden söz ediyorlar. Tek yönlü bir monolog propagandalara hakim. Oysa, demokrasi içerisinde sağlıklı karar için, birlikte ekran karşısında projelerini sağlıklı bir diyalog içinde tartışmaları seçmenin doğru karar vermesine zemin hazırlayacaktır.
Pazar günü MHP’nin de seçim bildirgesi açıklandı. Onun içeriğinde de ekonomik vaatler ön plana çıktı. Bu seçim propagandalarının ağırlıklı olarak vatandaşın cebine ve boğazına bağlı harcamalar konularına odaklanacağını gösteriyor. Diğer seçimlere göre daha sağlıklı bir durum.
Bu durum benim bir hayal kurmama, bir özlemime neden oldu. Siyasi parti yöneticilerinin eski dönemde olduğu gibi, yurtdışı seçim yarışlarında olduğu gibi, siyasi parti liderlerinin televizyonlarda bir arada birbirlerinin projelerini değerlendiren tartışmalar yapmaları, yapabilmeleri. Bunun demokrasinin gereği olduğunu, eksikliğinin demokrasi eksikliği olduğunu düşünüyorum.
Bunun ne kadar önemli olduğunu düşünürken 32 yıl önce 1983 seçimleri öncesi bir televizyon programındaki tartışmayı hatırlıyorum. ANAP lideri Turgut Özal’ın seçim propagandası içerisinde yer alan “Köprü senetlerini satarak gelir elde etme” önerisine karşı çıkan Halkçı Parti lideri Calp’ın karşı çıkıp “Sattırmam” demesine karşın, Özal’ın “Satacağız” demesi ile yürütülen renkli tartışmalarıydı. 1990’lı yıllarının seçimleri öncesinde de partilerin benzer televizyon tartışmalarına tanık olduk.
12 Eylül askeri rejiminin hemen ardından yapılan bu ilk seçimdeki partiler arasındaki demokratik tartışma ortamına bugün sahip olmamazı, önemli bir eksiklik olarak görüyorum...
Şimdilerde parti liderleri tek tek kendi projelerini açıklıyorlar. Diğer partilerin projelerini ise yeriyorlar. Bu konudaki açıklamalar kendilerine yakın medya gruplarında geniş yer alırken, diğer birçok yayın organında ya yer almıyor ya da küçük haber olarak sunuluyor. Tek yönlü bir propaganda dönemiyle karşı karşıya kalırken, kamplaşmaların da arttığına tanık oluyoruz. Partiler arası diyalog yerine, partilerin monologlarıyla yürüyen bir propaganda bu dönemin seçim tartışmalarına hakim olmuş durumda.
Bu duruma son verme girişimlerine ihtiyacımız var. İş dünyası örgütleri de bu yönde açıklamalarla siyasi partilerin ekonomik, sosyal ve demokratik alandaki projelerini birlikte televizyon ekranı önünde tartışmalarını talep etmeleri gerekir.
Bizim çok önemli bir ata sözümüz vardır. “Müdavele-i efkardan barika-ı hakikat doğar.” Bu sözün hayata geçebilmesi için siyasi partilerin tek yönlü anonsla görüş açıklamaları yerine, 21. yüzyıla uygun birbirlerine saygı ve empati ile siyasi partilerin ekranda tartışmalara katılmaları, seçim öncesinin “karar vericileri” olan seçmenlerin sandık başına daha sağlıklı ve kararlı gitmelerine yol açacaktır. Vakit kaybetmeden bu yönde adımlar atılmalıdır. Topal demokratik propaganda döneminden kurtulmak için buna ihtiyaç vardır.
Seçmen bu tartışmalarda, siyasi partilerin başkanlık sistemi, yeni anayasa konuları ile ekonomik, sosyal ve demokratik projelerinin neleri içerdiğini ve bu konularda diğer partilerin değerlendirmelerinin ne olduğuna tanık olabileceğiz. Bu da fikirler tartışmasıyla seçmenin oy verirken tek yönlü olmayan, bütün tarafların görüşlerini dinleyerek sağlıklı değerlendirme yapmalarına, ona göre oy vermelerine yol açacaktır...
Haydi partiler ekran önünde projelerinizi birlikte tartışmaya buyurun...