Siyah kuğu pembe flamingoya mı dönüşüyor?
Sene başından beri gelişmekte olan piyasaların siyah kuğusu olan Türkiye varlıkları Perşembe günü başlayan sürpriz bir çıkışla haftanın son iki günüde açık ara dünyanın en çok kazandıran yatırım araçları oldu.
Geçen haftaki yazımızda son günlerde aşırı değer kaybeden Türk lirasının sürpriz yaparak 2017 yılının pembe flamingosu olabileceğini savunmuştuk. Ancak piyasalardaki satışlar sertleşmiş ve Türk lirası varlıklar gelişmekte olan ülkelerin siyah kuğusu olmayı sürdürmüştü.
Doların değer kaybetmesine ve ABD faizlerinin gevşemesine rağmen Türkiye varlıklarının sene başından beri dünyadan negatif ayrışmasında yaşanan güvenlik sorunları ve tırmanan jeopolitik risklerin ekonomik büyümede aşağı yönlü riskleri artırması etkili oldu. .
Peki ama ne oldu da Türkiye varlıkları değer kazanmaya başladı? Dünyada çok olumlu gelişmeler mi oldu? Türkiye petrol mü buldu? Ekonomi yönetimi olağanüstü bir reform paketi mi açıkladı? Maalesef Türkiye varlıklarının algısıyla ilgili değişimin arkasında özel bir neden yok.
Güçlü dolar, yüksek ABD faizleri ve yeni zirveler yapan Wall Street olarak özetlenebilecek Trumpflasyon cephesinde kırılmalar var. DXY dolar endeksi zirve seviyesine göre %3’ten fazla gevşeyerek 101.2’ye geriledi. Cuma günkü hafif yükselişe rağmen ABD 10 yıllık faizleri %2,39 ile Trump sonrası zirvesinin çok altında seyrediyor. Ancak Wall Street’in yükselmeye devam etmesi tam bir kırılma olmadığını gösteriyor.
Türkiye cephesinde somut olarak gösterebileceğimiz tek gelişme Merkez Bankasının uzun süreden beri ilk defa haftalık repo ihalesi açmayarak piyasaları gecelik borçlanmaya yönlendirmesi. Piyasanın Merkez Bankasından aldığı paranın kabaca %40’ı haftalık borçlanma ile %8,0 maliyetle veriliyordu. Kalan %60’ı %8,5 ile gecelik olarak sağlanıyordu. İki faiz arasındaki farkın küçük olması etkiyi sınırlıyor.
Döviz kurunun ateşini söndüren Merkez Bankası’nın yaptığı açıklama değil bankaları arayarak “geç likidite penceresinden para alabileceklerini” vurgulamasıydı. Merkez Bankası’nın telefonunu önümüzdeki dönemde likiditenin olağandışı bir şekilde sıkılacağı olarak okuyan piyasalar Türk lirasında aldıkları kısa pozisyonları azaltınca dövizin ateşi şimdilik söndü.
Türkiye varlıklarındaki güçlü yükseliş devam eder mi? Sanmıyoruz… Türkiye varlıklarındaki satışı sadece Trumpflasyon dalgasına bağlayamayız. Güvenlik sorunu ve tırmanan jeopolitik riskler nedeniyle reel ekonomideki sert iniş ihtimalinin artması yüzünden Türkiye yatırım yapılabilir ülke statüsünü kaybetme riski ile karşı karşıya.
Merkez Bankası 24 Ocak’ta yapacağı Para Politikası Kurulu toplantısında zor bir karar ile karşı karşıya kalacak. Dünyada ve Türkiye’de faizler yükseliyor diye kısa vadeli faizleri yükseltirse döviz kurunun ateşini söndürebilir. Ancak bunun bedelini hükümet kanadından gelecek sert eleştiriler ile öder. Yok eğer faizleri artırmazsa döviz kurundaki spekülatif atak devam edebilir.
Bizim hesaplamalarımız Merkez Bankası’nın üst bantta yapacağı 150 baz puanlık bir artışın büyümeye fazla bir zarar vermeden döviz kurundaki spekülatif yükselişi yavaşlatabileceği yönünde. Faizleri artırmadan likiditeyi kısarak ne döviz kurundaki yükselişi kontrol altına alabilirsiniz ne de %10’un üzerine yönelen enflasyon beklentilerini aşağı çekebilirsiniz.
Konumuza dönelim Türkiye’nin siyah kuğudan pembe flamingoya dönmesi için önceliği politikaya değil ekonomiye verdiğini piyasalara göstermesi gerekiyor. Merkez Bankası faizleri artırır, ekonomi yönetimi bunu destekler ve politikacılar susarsa bu konuda ümidimiz artar.