Sivri biberin fiyatı sanayinin teşviki

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

Kanunun uzun başlığında "…Yeterli Arz Derinliği Bulunan Diğer Mallar…"   ibaresi kafaları karıştırmaya yetiyor. Sebebi basit: Kanunun asıl düzenleme alanı olan yaş sebze ve meyvenin ötesinde, toptancı hallerinde "hangi" malların ticareti yapılabilecek, sorusu boşlukta sallanıyor!

1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun bu "amacı" ile sektör çevrelerinde kuşku uyandırıyor;  "diğer mallar" kanalının organize perakende sektörünün "egemenliğine" açılan yol olacağını düşünenler var.

Kanun, sebze ve meyve ticaretini toptancı halleri boyutuyla fiziki; üretimi örgütleme, ticaret ilişkilerini düzenleme yönüyle de kurumsal anlamda yeniden yapılandırmayı öngörüyor. Bu amaçlar sektör çevrelerinde genellikle olumlu bulunuyor.

Eleştirileri birkaç noktada toplamak mümkün: Kanun mevcut içeriğiyle "yeni sorunlar" doğuracak. Kayıt dışılığı büyütecek. Sektörel ticaret organize perakende sektörünün kontrolüne geçecek. İddia edilenin aksine,

Sebze ve meyve fiyatları artacak. Yani, çoğu kez enflasyonda iniş-çıkış gerekçelerinden biri olarak gösterilen "sivri biberin" ucuzlama şansı yok!

Bir eleştiri de kanunun "yapım" tarzıyla ilgili. Tasarıyı yazan bürokratlar, Meclis'te son şeklini veren siyasetçiler, sektörün çoğu temsilcisini ya bu süreçlere katmamışlar ya da görüşleri dikkate almamışlar. Kimleri almışlar?

Organize perakende sektörünü; yani, sektör temsilcilerinin ifadesiyle "grosmarket"çileri… Üreticiyi, halciyi, komisyoncuyu dinlemezsen doğru kanun yapabilir misin?

Teşvikler farklı mı?

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın açıklamalarına  göre, yatırım teşvik sistemi değiştirilecek. Haberlere bakılırsa yeni sistem "ithal ikamesi" temelinde oluşturulacak. Bu kavram "stratejik" önemde; çünkü, "ithal ikamesi" sanayi politikasında "köklü" bir dönüşüme işaret eder.

Ancak, Çağlayan'ın  kullandığı bağlamda kavram, mevcut sistemin tümüyle farklı bir yapıya dönüştürüleceği anlamına gelmiyor. Belli ki, sanayi girdisi ithalatın büyük olduğu sektörleri öne alan bir "sınırlı ikamecilik" tasarlanıyor. Bu, tepesinde "kıldan keskin cari açık kılıcı" sallanan bir Türkiye ekonomisi ve özellikle sanayi gerekli ve olumlu bir yöneliş.

Fakat, işin bir de öteki yüzü var ki, bugüne kadar yazılan ve uygulanan yatırım teşvik sistemleri; bunlarda yapılan kısmi veya tümel değişiklikler kağıt üzerinde umulan sonuçları "sahada" vermiyor; alınan sonuçlar da yeterli olmuyor.

Ankara büromuzdan uzman arkadaşımız Naki Bakır'ın kapsamlı haberi, yetersizliğin Ekonomi Bakanlığı verilerinden süzülen kanıtıdır. 2009 yılında, şimdiki gibi büyük beklentiler yaratılarak hazırlanan teşvik sisteminin Türkiye şartlarında nispeten gelişmiş il ve bölgelere yaradığı; sistemin asıl amacı olan "geri kalmış" il ve bölgelere ise "yâr" olmadığı haberde şöyle anlatılıyor:

"Bölgesel esaslı teşvik sisteminin 28 aylık uygulamasında yatırımlardan alınan pay dikkate alındığında sadece en gelişmiş 14 ili kapsayan I. Bölge'den gelişmiş II. Bölge'ye doğru bir kayma yaşandığı, orta gelişmişteki illeri kapsayan III. Bölge'nin payı daha da geriledi. Çoğu Doğu ve Güneydoğu'dakilerden oluşan en yoksul 30 ile Çanakkale'nin 2 ilçesinin yer aldığı IV. Bölge'nin payının ise en fazla teşvikin bunlara verilmesine rağmen değişmediği dikkati çekti." (DÜNYA, 27.12.2011)

Bu satırlar, bugüne kadar bürokratlar tarafından "masa başlarında" üç-beş göstergeye bakıp yazıldıktan sonra yetkili siyasetçilerce onaylanan teşvik sistemlerinin Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gerçeklerinden ne kadar "kopuk" olduğunu gösteriyor. Sonuç tam bir hayal kırıklığı ve başarısızlıktır!

Her kanun için geçerlidir; ama, özellikle sanayiyi, ticareti, yatırımlarıyla ekonomiyi ilgilendiren istisnasız tüm kanunlarda hedef kitlenin düşüncesini, önerisini, talebini ciddiye almayan bürokratın da siyasetçinin de başarı şansı sıfırdır. 4 bölgelinin akıbeti bu kadar açıkken, bari  5 bölgeli, il kaydırmalı, sektör seçmeli, süper teşvikli yeni sistemi sanayiciye, yatırımcıya, illerdeki odalara. İş derneklerine danışarak, önerilerini ciddiye alarak hazırlayın ki, 28 ay sonra olumlu sonuçları konuşalım!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013