Sis aralanırken: J'den Z'ye makro-ihtiyati bir cari işlemler serüveni

Bora Tamer YILMAZ
Bora Tamer YILMAZ Ekonoritmiks [email protected]

  Türkiye'nin cari açık sorunu­nu ilk kez ciddi şekilde ele al­ması, 2011 yılı sonunda gerçek­leşti. Erdem Başçı'nın merkez bankası başkanlığı döneminde, kredi politikaları üzerinden cari açığın kapanması hedeflendi ve Türkiye piyasası "makro-ihtiya­ti" kavramıyla o dönemde tanıştı.

O dönemde piyasadaki bir grup analist, Dolar/TL’nin 2,20 sevi­yesine gelmesi durumunda ca­ri açığın kapanacağını öne sürü­yordu. Ancak Başçı, Türkiye’nin enerji bağımlılığı nedeniyle bu öngörüyü doğru bulmuyordu. Onun görüşüne göre, Türk lirası­nın daha güçlü bir seviyede kal­ması ve kurun 2’nin altında sey­retmesi gerekti. Son 15 yıla bak­tığımızda, Türk lirası 15 kattan fazla değer kaybetmesine rağmen cari açık sorunu hâlâ çözülmedi. Merkez bankalarıyla, özellikle de Fed ile uyumlu çalışmanın öne­mini bir kez daha görmüş olduk.

Başçı’yı Konya’dan Elazığ’a yurt genelinde hiçbir konuşma­sını kaçırmayacak kadar yakın­dan takip eden yazar, o dönem­de makro-ihtiyati uygulamalarla cari açığın yapısal bir iyileşme trendine girdiği görüşündeydi. Kur politikası üzerinden dö­nem dönem TL’nin değer kay­betmesinin “j-eğrisi” etkisiyle ilave destek sağlayacağı argü­manını savunuyordu. O yüz­den de analizlerinde Douglas Coupland’ın “J Pod” kitabın­dan alıntılar yapıyordu.

2018 yılına doğru takvim iler­ledikçe bazı temel gelişmeler yaşandı:

1-Türkiye, enerji bağımlılığını azaltacak politikalar uyguladı.

2-Dünya genelinde enerji ve­rimliliği yükseldi.

3-Enerji ve hammadde fiyatla­rı ucuzladı.

4-Turizm başta, hizmet sektö­rü gelirleri arttırıldı.

2018 yazı, Rahip Brunson kri­zi nedeniyle hareketli geçti. Sis perdesi bu dönemde yoğunlaştı. Makro-ihtiyati adımlarla başla­yan süreç Türkiye Ekonomi Mo­deli’ne doğru evrildi.

Son dönemde cari fazla gelişmesi

Geçen hafta cuma günü açık­lanan verilere göre, Türkiye eko­nomisi aylık bazda ciddi bir cari fazla verdi. Ağustos ayı ödeme­ler dengesi 4,3 milyar ABD doları fazla ile tamamlandı.

2011'den bu yana ihracat hac­mi 135 milyar dolardan 261 mil­yar dolara yükseldi. Bu rakam enerji faturasında bir değişiklik kaydedilmeden gerçekleşti. 2011 yılında enerji faturası 47 milyar dolar seviyesindeydi, bugün hâlâ yakın seviyede. Bu durum, Türki­ye’nin ihracatını iki katına çıka­ran bir üretim gerçekleştirmesi­ne rağmen enerji ihtiyacının sa­bit kaldığını gösteriyor.

İthalat aynı oranda artış kay­detmedi. 2011 sonunda 240 mil­yardan bugünkü 343 milyara yükseldi.

Altın ve enerji ithali

Altın ve enerji hariç bakıldı­ğında, 2011 sonunda 22 milyar ABD doları tutarındaki cari açık, bugün 50 milyar fazla olarak kar­şımıza çıkıyor. Altın ithalatının 12,5 milyar dolarlık etkisi hariç tutulduğunda dahi mal ticare­ti dengesinde önemli bir iyileş­me kaydedildi. Aynı zamanda, turizm gelirleri 25 milyardan yi­ne ihracattaki gibi ikiye katlaya­rak 52 milyar dolara çıkarıldı. Bu gelişmeler sonucunda cari açığın 74 milyar dolardan 11 milyar do­lara gerilediğini gözlemliyoruz.

J-Eğrisi ve sonuç

“J-eğrisi” teorisi, kurdaki de­ğer kaybının önce ticaret denge­sini kötüleştirip sonra iyileşti­receği üzerine kuruludur. 2022- 2023 yıllarında yaşanan kur atakları nedeniyle ödemeler den­gesi kötüleşti. Ancak kurdaki is­tikrarla birlikte "j" harfinin uzun bacağı tamamlanmış oldu.

Bununla birlikte, 2022 yılında patlak veren Rusya-Ukrayna sa­vaşı küresel ekonomik dengeleri alt üst etti. Pandeminin yarattı­ğı arz şoku tam aşılmadan orta­ya çıkan bu silahlı gerilim, enerji fiyatlarını ve arz güvenliğini de­rinden etkiledi Ticaret hadlerini hırpaladı.

Sis perdesinin aralanışı ve Z-kuşağının oyuna girişi

Ekonoritmiks’deki yazıları­mızda hep iktisadi dengelerin yıllar boyunca kurulabileceğini belirtiyoruz. Günübirlik ekono­mi formülü henüz keşfedilmedi. Tek haneli enflasyonu 2026 yı­lının ötesine yatırım yapılabilir kredi notunu 6 yıllık bir vadeye yaydık. Cari işlemlerin serüve­nini de 13 yıllık bir hikâye ile an­cak anlatabildik. Ki daha alına­cak yol var.

“Z-kuşağının Douglas Coupland’ın “J Pod”unda betim­lediği “y-kuşağından devraldığı oyun “Counter Strike”. Kendi de­yişleriyle “CS atarken” sevdik­leri taktiklerden birisi de “smo­ke basmak”. Y-kuşağı, “sis” der­di. Rusya’nın Ukrayna’ya bastığı “smoke” Türkiye’nin 13 yıldır uy­guladığı politikalara kalın bir sis perdesi çekti. Ama şimdi sis per­desi artık aralanmış durumda. Anketlere tahmin veren ekono­mistler cari fazla değerleri için şarjörlerini yeniden dolduracak­lar gibi görünüyor. “Game On”!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar