Şirketler için “şiddete sıfır tolerans” rehberi
2015’te McKinsey tarafından yapılan araştırmaya göre dünya genelinde kadınlarının yüzde 30’u, yani 723 milyon kadın şiddet maduru. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik yasalara rağmen, bu sorun varlığını sürdürüyor.
Kadına yönelik gerek fiziksel, gerekse ekonomik şiddetin durdurulması için sadece hükümetlere değil, iş dünyasına da büyük bir rol düşüyor.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi kapsamında yeni bir adım attı ve “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” hazırladı.
TÜSİAD’ın işbirliği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Sabancı Vakfı’nın desteği ile geliştirilen rehber, şirketlerin, çalışan kadınların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini amaçlıyor.
Türkiye dört yıl sonra farklı bir yerde olacak
Rehberin tanıtım toplantısında dinlediğimiz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu, “Türkiye’de kadınlar ve kız çocukları için yapacak çok iş var. Bu konunun çözülmesine yönelik toplum son derece kararlı bir tavır ortaya koyuyor. Bugüne kadar yaptıklarımızın farkındayız, bundan sonra da ne yapacağımızı biliyoruz” yorumlarını yaparken, bu sorumluluk adına hükümet, iş dünyası, sivil toplum ve sanat dünyasının el birliği ile hareket etmesi gerektiğini ifade ediyor.
“Türkiye dört yıl sonra kadın konusunda farklı bir noktada olacak” diyen Dr. Ramazanoğlu, “Kültürlerarası iletişimin hız kazandığı bir dönemde, şiddete karşı ortak bir dil geliştirmemiz gerekiyor. Şiddetin üç önemli nedeni var. Bunlar, sosyolojik ve kültürel nedenler; hukuki ve ekonomik nedenler ve toplumun kadına biçtiği rol. Kadın toplumda sürekli madur durumda kalan kişi olarak değil, ekonomik başarıları ile de gündeme gelmelidir. Kadının toplumda güçlü bir konumda olması, aileyi de daha güçlü kılacaktır” yorumlarını yapıyor.
Şirketlerin kurumsal politikalarına dahil olmalı
“Kadına yönelik şiddet kabul edilemez bir insan hakları ihlalidir” diyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes ise, Türkiye’de her 10 kadından dördünün fiziksel şiddete; her dört kadından birisinin ise ekonomik şiddete uğradığını hatırlatıyor. Başaran-Symes, “Yüksek eğitim şiddet tablosunu değiştirmiyor. Kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik yasaların aksiyona geçirilmesi gerekiyor. Kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans anlayışının hayata geçmesi için devletin tüm kademelerinin harekete geçmesi ve aynı zamanda daha fazla şirketin kurumsal politikalarına toplumsal cinsiyet eşitliği başlığını dahil etmeleri gerekiyor” yorumlarını yapıyor.
Şiddete hoşgörü göstermeyen iş kültürü
“Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” beyaz yakalı kadınlara yönelik şiddeti kapsıyor. Rehberi tanıtan Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’inin geçmişte aile içi şiddetin bir türüne bir şekilde maruz kaldığını söylüyor. Rehberin amacı, kadına yönelik şiddete hoşgörü göstermeyen bir iş kültürünün gelişmesinde şirketlere destek vermek. Rehber, işyerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini ilkesel olarak benimsemiş şirketlerin, işin, işyerinin ve çalışanların kadına yönelik aile içi şiddetten en az seviyede etkilenmesini sağlayacak politika ve yönergeleri geliştirmeleri için atılacak adımları, kullanılacak araç ve yöntemleri kapsıyor. Rehberde, farklı şiddet türlerinin ve şiddet belirtilerinin tanımları yer alırken, şiddete karşı yeni politikaların oluşturulması, şirket içi eğitim, çalışanların desteğinin sağlanması, yasal çerçeve gibi konulara yönelik önerilere yer veriliyor. Rehberde örnek şirket uygulamaları da var. Rehberin oluşturulmasına TÜSİAD temsilcileri, akademisyenler, uzmanlar yer almış.