Şirketinizin kaderini elinize alın  

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Geçtiğimiz gün, çok değerli iş insa­nı bir dostum beni aradı biraz soh­bet ettik. Kendisinin yüzlerce kişinin ça­lıştığı bir iş yeri var. Üretim ve ihracat odaklı çalışıyor. “Hocam yazılarını takip ediyorum, patronlar olarak kuru, faizi, siyasi gelişmeleri takip etmeyi bırakın, şirkete odaklanın diyorsun.

Bir yandan da bazı yazılarında patronlar işin içine fazla gömülmesin, işin tepesinde kalsın, işe makro baksın diyorsun. Peki biz ne iş yapalım, neyi takip edelim?” diye biraz da takılarak sordu.

Aslında harika bir soru. Evet, bir yan­dan ekonomiye ah vah etmeyi bırakın, kaybedecek bir dakikanız yok, şirketin strateji ve operasyonlarına odaklanın diyorum, diğer taraftan operasyona da fazla girmeyin, enerjinizi tamamen oraya da harcamayın stratejik seviyede kalın diyorum. Peki bu mümkün mü? Aslında mümkün. Doğru bir yönetim sistemine sahip olursanız, hem tepede kalır, şirketi geleceğe taşıyacak stratejileri üretir, hem de bunların icra tarafından nasıl uygulandığını izleyebilirsiniz. Ancak etkili bir yönetim sisteminiz yoksa, stratejiyi belirler, kendiniz icra etmeye çalışır, hatta operasyonel kararlar vermek zorunda kalırsınız!

Patronlar olarak nasıl liderlik etmeliyiz?

Baştan başlayalım. Öncelikle bir patronun odaklanması gereken konu makroekonomi, siyaset veya operasyon değil; müşteri, pazarlar, stratejiler, stra­tejinin icrası, yönetişim ve nihayetinde performans yani sonuçlardır. Ekonomi kontrol edilebilen bir faktör değil. Ama stratejiler, yönetişim, icra performansı ve sonuçlar kontrol edilebilen, en azın­dan etki etme imkânı olan işler. Patro­nun operasyona girmesi ve orada kalma­sı da şirketler için fazla lüks. Patron işin içinde kalırsa, kim işin üstünde kalıp, makro bakıp, geleceğe yön verecek?

Konjonktürel yönetim bitti

Türkiye’de bu son yirmi senede çok so­run olmadı, çünkü hem göreli siyasi istik­rar hem dünyadaki fazla likidite hem de ülkedeki düşük faiz ve tüketim odaklı po­litikalar şirketin stratejik yönetilmesine gerek bırakmadı. Konjonktür şirketleri büyüttü! Değişim ve değişme adaptasyon kaçınılmaz. Yönetim işi, şirketlerin yöne­tim biçimleri dünyada değişti. Biz aşırı li­kidite bolluğu ve ucuz finansman dönemi nedeniyle hissetmedik. Anlamadık. Şim­di ne oluyor diyoruz? İnanın Uzak Doğu ve Doğu Avrupa rekabeti öyle artacak, bir yandan da teknolojik yıkım süreci bastı­racak ki, 5-6 seneye konjonktürel yöneti­len hiçbir şirket ortada kalmayacak.

Tam burada bir söz söylemek istiyo­rum; başka yerlerde duyarsanız bilin ki bana ait. “Konjonktürle yönetip başarı kazanan, gün gelir konjonktürle yöneti­lir ve kaybeder!” Yani işler iyi iken sorun yok, dalgayı yakala ve ilerle. Ama rüz­gâr tersten eserse, sonuçlara katlanırsın. Neden? Çünkü konjonktürel yönetim de­mek etkin, katkın yok demek. Uygun ma­liyetli borçla operasyonu, büyümeyi fi­nanse et demek.

Oysa, Merkez Bankası ne zaman faiz indirir ve biz ne zaman ucuz kredi alma­ya başlarız yerine, bizim sektör nereye gidiyor, yenilikler neler, müşteri beklen­tileri nasıl değişir, temel yeteneklerimiz bu değişme hazır mı, neyi rakiplerden farklı yaparız, fiyat rekabetinden nasıl sıyrılırız diye düşünmeniz ve stratejiler ortaya koyarak yönetmeniz lazım.

Operasyonel verimlilik ve hız için de­ğer zincirini müşteriden geriye yeniden yapılandırmanız, dijital hale getirmeniz lazım. Kişilere değil, sisteme bağlı ça­lışmanız lazım. Sabahtan akşama kadar ekonomistleri dinlemek yerine mesela risk yönetimi, iç kontrol ve iç denetim konularını öğrenebilir, bunlara yatırım yapabilirsiniz. Çok maliyetli değil ina­nın. Yönetişime odaklanabilirsiniz. Yö­netim kurulumu nasıl güçlendiririm di­ye düşünebilirsiniz.

Konjonktürel yönetim artık bitti. De­vir artık stratejik yönetişim devri!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eyvah torunlar büyüdü! 12 Kasım 2024