Şirketinizdeki kara deliklerin farkında mısınız?

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Dünyada ve Türkiye’de şirketlerin en önemli sorunlarından bir tanesi de hile ve suistimaller. Bu alanda uzmanlaşmış ve faaliyet gösteren uluslararası kuruluş ACFE (Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği) her iki senede bir tüm dünyadan kendisine bildirilen hile ve suistimal (fraud) vakalarından bir rapor üretiyor ve yayınlıyor. Bu raporlar durumun vahametini gözler önüne seriyor.

Şirketler bu kara delikten çok para kaybediyor!

ACFE’nin 2022 raporunda 133 ülkeden 2110 vaka bildirimi dikkate alınarak hazırladığı raporda bazı istatistikler dikkat çekiyor. Örneğin, şirketler yıllık gelirinin %5’ini bu raporda yer alan hile ve suistimal türlerinden biri nedeniyle kaybetmiş görünüyor.

Ayrıca bildirilen vakalardaki toplam kayıp 3,6 milyar USD ve vaka başına ortalama kayıp ise 1,8 milyon USD olarak belirtilmiş. Dahası var. Medyan zarar boyutu düşük olmakla birlikte varlık hile ve suistimalleri” %80 oranı ile en fazla görülen hile türü.

“Gayri nakdi varlık hileleri” ile “Faturalandırma hileleri”, varlık hile ve suistimalleri içinde en yaygın olarak kullanılan iki yöntem olarak öne çıkıyor. Vakalar içinde sayıca az olan finansal tablo suiistimalleri ise en fazla medyan kayba neden olan suistimal türü olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye’de bu kara delik ile senelerce mücadele eden bir yönetim danışmanı olarak bu tablonun Türkiye için de oldukça geçerli olduğu kanaatindeyim. Özellikle içeriden üçüncü şahıslara sağlanan menfaatler üzerinden sağlanan faydaların da ülkemizde çok yaygın olduğunu gözlemleme şansım oldu.

Hile ve suiistimaller ile ilgili bazı istatistikler

Rapora göre, bir suistimalin ortaya çıkma süresi yine medyan değer olarak 12 ay. Çalışan sayısına göre bakıldığında, hile ve suistimal vakalarının en sık yaşandığı şirketler 1.000-9.999 arası çalışana sahip olan şirketler.

Ancak en büyük medyan kayıp, 100 ve daha az kişinin çalıştığı şirketlerde yaşanıyor. Çalışanın kurumdaki çalışma yılına göre bakıldığında en fazla hile ve suistimalin 1-5 yıl arası çalışan personel tarafından yapıldığı, buna karşın en fazla medyan zararın 10 yıl ve üzeri çalışanlar tarafından verildiği görülüyor. Türkiye özelinde bu ölçeklerin biraz daha düşük olabileceği kanaatindeyim.

Yani hile ve suistimallerin en sık yaşandığı şirketler, kanaatimce 500- 5000 arası çalışanı olan şirketler. Türkiye’de hile ve suistimalleri en sık gerçekleştiren çalışanların ortalama 5-10 sene arası deneyime sahip oldukları kanaatindeyim. Hilecilerin çaldığı parayı telafi etmek de zor. Rapora göre, mağdur kuruluşların %52’si hile ve suistimalden kaynaklanan kayıplarını telafi edememiş.

Mağdurlar, %61 oranıyla yalnızca suçlunun iş sözleşmesini feshederek cezalandırma yöntemini tercih etmiş, %7’si ise herhangi bir yaptırıma gitmemiş. Durumu yargıya taşımayan şirketlerin %30’u ise sebep olarak kamuoyunda ve medyada oluşabilecek kötü imajdan çekindiklerini söylüyor. Muhtemelen Türkiye’de bu oran çok daha yüksektir. Zaten ACFE’ye yapılan 2110 bildirimden sadece 8 tanesi ülkemizden yapılmış!

Hile ve suiistimaller nereden kaynaklanıyor?

Rapora göre hileye yol açan en önemli zafiyetler sırayla; iç kontrol eksikliği (%29), mevcut kontrollerin geçersiz kılınması (%20), yönetimin gözetim ve gözden geçirme eksikliği (%16), üst yönetimin konuya önem vermemesi (%10), gözetim rollerinde yetkin personel eksikliği (%8) olarak belirtilmiş.

Mağdur şirketlerin yüzde seksen biri, yaşadıkları kayıplar sonrası, hileye karşı yönetim incelemesi ve proaktif veri izleme/analitik kullanımını artırdıklarını söylüyor. Kısaca iş işten geçtikten sonra tedbir alınmış! Bir sonraki yazımda hile ve suistimallerle nasıl mücadele edeceğinizi ve almanız gereken tedbirleri anlatacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar