Şirketiniz belirsizliği nasıl yönetiyor?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Serdar YURDAKUL- Kurumsal Gelişim Danışmanı IKEDA Yönetim Danışmanlığı

“Şans hazırlıklı zihinleri tercih eder.”

Louis Pasteur

Ekranlardaki ekonomi yorumcuları hep belirsizlikten söz ediyorlar. Trump, Kuzey Kore, Çin vs. gibi sorunların yol açacağı depremler. Yaşananlar bir değişim sancısı, birileri mevcut dengelerden memnun değil, yeni denge arayışları var. Değişim süreçlerinde önce mevcut durum planlı veya plansız şekilde bozulur, daha sonra yeni durum oluşuncaya kadar dinamiklerin sizi nereye savuracağını bilemezsiniz. Bu sürecin en önemli özelliği belirsizlik ve kararsızlıktır. İşte şimdi böyle bir dönemden geçiyoruz. Peki, gelecek belirsiz diye elimiz kolumuz bağlı oturmalı mıyız?

Belirsizlik içinde sorulacak ilk soru şudur: Bu konuya önem veriyor musunuz? Dikkatinizi çekiyor mu? Çoğu şirket için tehdit, belirsizliliğin kendisi değil daha sonra yaşanacak gelişmelere şirketinizin ne ölçüde hazırlıklı olduğudur. Önemli olan başımıza gelecekleri öngörmekten ziyade yaşayacaklarımıza nasıl pozisyon alacağımız. Birçok şirket önceliği günlük sorunlara verdiği ve tezgâhların çalışmasına odaklandığı için yolda karşılaştığı uyarı levhalarını gözden kaçırabiliyor. Liderlerin belirsizliğin gelecekteki etkilerini hafifletebilmeleri ve yeni iş fırsatlarından yararlanabilmeleri için örgütleri içinde bu yeteneği geliştirmeleri gerekiyor. Böylece yeni büyüme fırsatlarını keşfeder ve bu alanlarda iş geliştirme şanslarını artırabilirler. Sonuçta, günümüzde şirketlerin başarısı, yeni pazar fırsatları bulma ve gelirleri artırma üzerine inşa edilmiştir.

Sırada ne olduğunu öğrenmek ve büyük zorlukları karşılayabilmek için araçlar bulmamız, bunları iş hayatımıza sokmamız gerekiyor. Hiçbir gelişmeyi %100 isabetle öngöremeyiz ama hayatımızdaki belirsizlikleri azaltacak bazı teknikleri (fal baktırmak bu teknikler arasında değil!) yaşantımıza sokabiliriz. 11 Ağustos 2017 tarihli “Aman Faylara Dikkat” başlıklı yazımda bu tekniklerden biri olan stratejik düşünmeye daha çok zaman ayrılmasını önermiştim. Bakın bu konuda kitap ne diyor; “ Stratejik düşünme, organizasyonlara fayda sağlayan bireysel bir düşünce faaliyetidir. Amacı, organizasyonu şimdiki durumdan önemli derecede farklı konuma getirmek için rekabetçi stratejiler keşfetmektir. Stratejik düşünmek, amaç ve hedefleri gerçekleştirmek için alınacak taktiklerin ayrıntılarını veren stratejik bir plan hazırlamakla aynı değildir. Stratejik düşünce, beklenen farklı çevresel koşullara dayalı olarak, bir organizasyonun gelecekteki yönünü belirleyen geniş, genel ve kapsamlı bir çalışmadır.” Stratejik düşünmeyi stratejik planlamadan ayırmada Henry Mintzberg, her birinin farklı düşünme tarzları gerektirdiğini öne sürer: stratejik planlama doğrusal, analitik süreç gerektirir ve stratejik düşünme daha sezgisel ve açık uçlu biliş gerektirir. Bugün hala geleceğin öngörülebilir olduğunu düşünen bazı şirketlerde klasik stratejik planlama çalışmaları her sene tekrar ediliyor. Bir vizyon belirlenmek suretiyle izlenecek yol ve atılacak adımlar belirleniyor. Benim bu şirketlere önerim belirsizlik koşullarında şirketlerin gelecekte içinde bulunabilecekleri ortamları simüle ederek, farklı senaryolar üretmeleri. Tabii bu yöntem liderlerin belirsizlik dönemlerinde dinamik kararlar alabilmeleri için daha esnek ve sürekli yeni öngörülerle beslenen bir yapı gerektirir.

2015 yılında Microsoft’un CEO’su çalışanlarına gönderdiği bir mesajda şunları söylüyor: “Sürekli öğrenmek ve doymaz ölçüde meraklı olmamız gerekiyor. Belirsizliğe yatkın, risk almaya hazır ve ustalık yolunda hata yaptığımızda hızlı bir şekilde hareket etmeye istekli olmamız gerekiyor” İşte bu belirsizlik içinde fırsat gören zihniyet örneğidir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar