Şirketin gaz pedalı operasyon mu olmalı?
Ahmet TAMTEKİN - Opsago Yönetim Danışmanlığı
Tüketicinin “tok alıcı” olduğu bir dönemdeyiz. Tüketicinin önünde seçenekler çok fazla. Herhangi bir AVM’ye veya markete girdiğinizde marka seçenekleri arasında nasıl kıran kırana bir mücadelenin olduğunu görmemek mümkün değil.
Bu kıran kırana mücadelede şirketlere yön veren CEO’lar çoğunlukla pazarlama pedalına basarak şirketlerini öne çıkarma gayretindeler. Pahallı ve çarpıcı reklam kampanyaları, çekici fiyat seçenekleri, yeni ürün sunumları gibi düğmelere basarak motorları ateşleyen CEO’lar şirketlerini öne çıkarmaya çalışıyorlar. Belki CEO’ların çoğunlukla satış pazarlama pozisyonlarından gelmelerinden dolayı piyasadaki taht savaşları pazarlama pedalına basarak geçmekte.
Ancak rekabet avantajı elde etmek için bir pedal daha var ve o pedal birçok şirket tarafından neredeyse hiç kullanılmamakta. O pedal operasyon pedalı.
Türk şirketleri pazarlama teknikleri, finans ve hatta insan kaynaklarında dünya trendlerini yakından takip etmelerine rağmen operasyon konularında çoğunlukla 3. dünya ekonomileri gibi hareket etmekteler. Sovyetler Birliği’ne yakışan kamyonlar, İstanbul’u Anadolu şehirlerine bağlayan iptidai ambarlar, kötü yönetilen depolar bizi bu lige düşürüyorlar.
Üretim tesislerimiz çoğunlukla yabancı makine üreticileri tarafından anahtar teslim edildiğinden çok gelişmiş fabrikalarımız var. Ancak bu yalın ve verimli operasyonlarımız var anlamına gelmiyor. Üretilen malların iyi planlanması, pazarlara yalın yöntemlerle ulaştırılması gerekiyor. Çoğu şirketin EBITDA’sını etkileyen önemli maliyet kalemleri operasyonda kilitlidir. Bundan da önemlisi müşteri memnuniyeti ve raflarda doğru ürünün olması da operasyona bağlıdır.
Talebi bilimsel yöntemlerle tahmin edip doğru miktarda üretim yapıyor muyuz? Siparişleri aldıktan sonra bu siparişleri en verimli yöntemlerle mi pazara ulaştırıyoruz? Üretim, satış ve finans koordineli, uzun vadeli kapasite planlama yapıyor mu? Nakliye ve depolamaya doğru fiyatı mı ödüyoruz? Şirketin sınırlı anaparasını gereksiz envanter ve taşere edebileceğimiz yatırımlarda mı kilitliyoruz? Ürünlerimiz soğuk zincir veya kısa son kullanım tarihi gibi gereksinimleri varsa bu konularda en yüksek standartlarda mıyız? Yeni ürünleri mağazalara ulaştırmakta yeteri kadar hızlı mıyız?
Bu konular reklam kampanyası seçmek, yeni sezonun ürünlerini belirlemek veya fiyat kampanyasında vurucu rötuşlar yapmak kadar bir CEO’ya ilgi çekici gelmeyebilir. Ancak kıran kırana rekabetin olduğu piyasalarda CEO’lar operasyon pedalına pazarlama pedalına verdikleri önemi vermeliler. Tedarik zinciri icra kuruluna girmeli. Rakiplere fark atmanın veya şirketin kârlılığını istenilen seviyeye getirmenin sırrı operasyonda saklı olabilir.