Şirket yapılanmaları:II Yapısal ve ekonomik özellikler

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

İş çevresinde  talep koşulları, faktör koşulları, karşılıklı-bağımlılık ilişkileri, rekabet sistemi ve rakip stratejileri hızlı değişiyor. Bu değişme, ölçek ekonomisinin "erişebilirliği" ile  küçük ve orta ölçek yapının "hız ve esnekliğini" etkin biçimde koordine etmeyi gerektiriyor. Mal ve hizmet üreten kuruluşların rekabet güçlerini koruyarak, uzun dönemli geleceklerini güven altına alabilmeleri için koordinasyon "gerek şart" haline geliyor.Çağımızda iş yerleri, hem "merkezi  yönetimin" bütünü kavrayışı, hem de küçük ve orta ölçek yapının "ayrıntıya erişebilen esnekliği" birlikte değerlendiriyor. Bu yeni oluşum 20'inci yüzyılda geçerli olan, karşılıklı-bağımlılık ilişkilerinden farklı yapı, işlev ve kültür gerektiriyor.

İşyeri yönetiminin, değişen çevresi, eski ve bildik varsayımlar üzerine kurulu "zihni modelleri" sürekli gözden geçirmeyi gerektiriyor. Varsayımların sorgulanması ve yeni zihni modellerle geleceğin inşa edilmesinde net bilgi  ihtiyacımızın birinci adımını "kendini tanıma" , ikinci adımını "üretim alanının yapısal ve ekonomik özelliklerini" kavrama oluşturuyor.

Projelere "yeniden yapılanma" adı verildiği halde, çalışmalar yapılırken "yapının ne olduğu"  gerektiği gibi tartışılmadan, yapı bileşenleri ve bağlamları analiz edilmeden yola çıkılıyor; eksiklik içeren işler yapılıyor; ortaya çıkan çalışmalar, İsa'yı da Musa'yı da memnun etmiyor. Kısa bir süre sonra yeniden yapılanma çalışması yeniden gündemin ilk sıralarında yerini alıyor.

"Kendini tanıma" fiziki sermaye, insan kaynağı ve teknolojiyi etkin kullanabilmenin gerek şartlarından biridir. İş alanımızın "yapısal ve ekonomik özelliklerinin" kavranması da bir diğer gerek şartı oluşturur. Böyle bir yaklaşımla, önce "yapı bileşenleri" nin ne olduğu üzerinde duracağız. İkinci adımda, yapı bileşenlerin "sabit ve değişken giderleri" belirleme ve "kar sıfır noktası" analizlerindeki etkisine değineceğiz. Üçüncü adım da "ürün ve üretim  metotlarının" fiyat-maliyet dengelerini etkilemesi bağlamında nasıl bir yapı özelliği olduğu tartışacağız. Dördüncü adımı, üretim alanının girdi aldığı ve girdi verdiği sektörlerle bağlantılarını, bağlamların "işi yönetmede" çizdiği sınırları irdeleyeceğiz.Beşinci ve son adımda, her üretim alanının hatta her işletmenin  bütün bileşen ve bağlamlarını analiz ettiğimizde, yapısal ve ekonomik özelliklerin  alışkanlıkla yönetim anlayışını, analizle yönetim anlayışına taşımada etkili araçlar olduğunu kanıtlamaya çabalayacağız.

Yapıyı nasıl ele alalım?

Bir kuruluşun  "yeniden yapılandırması" için yola çıkıyorsanız; "yapı özellikleri"  hakkında zihniniz net olmalı. Üretim alanlarınızın "yapısal özelliği" konusunda yeterli bilginiz, net bir fikriniz yoksa, danışmanlar yeterli olamaz. Danışmanlar rehberlik edebilir, genel eğilimleri sizden daha iyi  izleyebilir, dünyanın başka yerlerinde kuruluşların nasıl yapılandıkları hakkında bilgileri sizden önde olabilir  ama, her kurum ve kuruluşta "kendine özgü yapıyı" genel eğilimlere uyumlu hale getirme, öncelikle kuruluşu yönetenlerin sorumluluğudur.

Bir yeniden yapılanma çalışmasında, kuruluşun yetkileri  "yapısal ve ekonomik özelliker analizi" yaptırmadan, kendileri bu analizleri içselleştirmeden yola çıkarlarsa, bilmeden de olsa  kaynak israfının araçları haline gelir. Yeniden yapılanma çalışmasalını başlatan yönetim dersini çalışken, yapısal ve ekonomik özellikler   bağlamında asgarisinden  şu beş özelliği  içselleştirmeli:

1."Yapı" bileşenleri" nedir?  Yeniden yapılanma çalışmalarında bir bütün  olarak bileşenleri dikkate aldım mı?

2. Üretim alanının yapısal ve ekonomik özellikle sabit ve değişken giderleri nasıl etkiliyor?

3. Ürün ve üretim metotlarını ne ölçüde değiştirebiliriz?

4. Tasarladığımız yeni yapı fiyat-maliyet dengesini ne yönde ve nasıl etkiler?

5.  Dinamik bir yapı analizi ile  kendini yeniden üretmeyi  nasıl güven altına alabiliriz?

Yapı kavramının bileşenleri

Yapı dediğimiz zaman;fiziki kaynakların durumunu, ürün ve üretim yöntemlerini,bilim-teknolojide yakalanan  düzeyi, finans sisteminin araç ve işleyişini,hukuk sisteminin olanak ve kısıtları, siyasal sistem ve işleyişi, sınıfsal ilişkiler ve değerler sistemini  vb. kapsar. Bu yapı bileşenlerinin piyasa bağlamında  nasıl bir karşılıklı-bağımlılık ilişkisi yarattığını, nasıl bir ağ sistemi içinde olduğunu sorgulamamışsanız, yeniden  yapılanma çalışmanız  ulaşmak istediğiniz hedefe sizi  götürmez.

Özellikle Irak Savaşı sonrasında  ABD  ordusu dünyanın tanıklık ettiği en kapsamalı yeniden yapılanma çalışmasını  yaptı, uygulamaya soktu. Bu araştırma öncesinde  yeni birikim sisteminin  enformasyon-odaklı,  küresel ve ağ kurumuna dayandığı varsayımı esas alındı.Bu varsayım, bir ağın  merkez düğümlerini kontrol ettiğinizde, ağın bütününü de kontrol altında tutabilirsiniz,diyordu. Irak'da  ABD  Ordusu gördü ki, merkez düğümleri ele geçirdiğiniz zaman ağ örgütlenmesi hemen yeni merkezler oluşturuyor. Bu yaşanmış gözlem yeniden yapılandırmada  orduların klasik uygulaması olan "alan hakimiyetini" terk etmemesi gerektiğini  gösterdi.

İş çevresinin talep koşulları, faktör koşulları, karşılıklı-bağımlılık ilişkileri ve rekabet sistemi değişince, mevcut yapıları  bu yeni duruma göre yeniden  yapılandırmak gerekiyor.Ama sosyolojide "…farklı dönemlere ait olanın eş zamanlılığı ilkesini" unutursanız; ABD Ordusu gibi "alan hakimiyetini" göz ardı eder;pahalı bir deneme yapmış olursunuz.

Güncel olduğu için  125 yılını geride bırakan otomotiv üretimde, petrole bağımlılığını azaltmak için elektrikle çalışan araçlar arayışına bakalım:Bir otomobilin enerjisi 100-150 kilometreye yetmesi gerekir.Enerji bittiği anda da hemen  yeniden stoklanarak yola devam edilebilmelidir.Bir aküde depolanacak enerji yoğunluğunun sınırlı olması, elektrikli otolara geçişin önündeki  engel.Bu aşamada kimyanın koyduğu yapısal sınırlar gelişmeyi engelliyor.Lityum iyon tekniğinden yararlanılsa da,gelecek için düşünülen çinko-hava akülerine geçilebilse de bu  teknik sınır - yapı özelliği- elektrikli otoların önündeki engel olarak aşılabilmiş değil.Makul büyüklükteki akü ile 300 kilometrenin üzerine çıkılması,hiç olmazsa bu aşamada mümkün gözükmüyor.Akü şarj altyapısı eksiklikleri, akü teknolojilerinin aşırı yüksek maliyeti, kış mevsiminde akü performanslarındaki düşüş gibi engellerin aşılması gerekiyor.Boris Schimidt'ın  Magazine Deutschland Dergisi'nden özetleyerek aktardığımız  akü üretimindeki bu yapısal özelliğini  İnci Akü'nün CEO'su  Göksel Paker de  Vahap Munyar'ın 23 Temmuz 2011 günü söyleşinde doğruluyor.

Cam sektöründe  bir fırının yaktığınızda 15 yıl sönmemesi gerektiğini bilmez, sektörde basamaklı kapasite artırımı gerçeğini kavramaz, sektörün doğal tekellik özelliklerini içselleştirmez, işgücü profilinin  "tek kuruluşa bağımlılık"  özelliklerini gerektiği kadar zihninizde netleştirmez, kesintisiz üretimin hassas bağımlıklarını sorgulamaz, kurumun kendi iç fidanlıklarının işgücü profili açısından hayati önemini gözetmezseniz; kuruluşun  bir portföy yönetim aracı mı, yönetim-odaklı mı olduğuna felsefi olarak net yanıtlar vermezseniz; çok temel kaynak olan işgücü profilinde gelişmeyi  engeller, uzun dönemli geleceğe ipotek koymuş olursunuz,..

Her ürünün yapı  bileşenleri bütünündeki olanaklarını ve kısıtlarının dökümünü yapmadan, olanak ve kısıtlarını tanımlamadan yapılacak  yeniden yapılanma çalışmalarının başarı şansı azalır…

Yapı özellikleri bize  "bağımlı ve bağımsız değişkenlerimizin" neler olduğunu, bu değişkenler arasında karşılıklı bağımlılıkları gösterir. Eğer  kuruluş yönetimi bu özellikler üzerine dersini iyi çalışmamışsa, geleneğin getirdiği alışkanlıklarını "doğru" olarak niteleme yanlışlığına saplanır; yapılanma çalışması  istenen sonucu yaratmaz.

Sabit ve değişken giderlerin izlenmesi

Üretim alanın yapısını,bu yapının değişkenler bağlamını iyi analiz edersek, sabit ve değişken giderlerimizi nasıl oluştuğunu, hangi etkenlerle ne yöne gittiğini de kavrarız.Yapı analizleri, kuruluşun performansına ilişkin "aşırı ya da noksan değerlendirme" yapmamızı önler; daha dengeli analizler yapmamızı kolaylaştır.

Maliyet düşürme projelerinin    abartı ya da noksan değerlendirmelerini önler. Yapıların kısa,orta ve uzun dönemde değiştirilebilirliklerini  öngörme, yapısal analizin ilk adımıdır.

Yapının değişmezlerini bilmek performans ölçümünün değerli bir aracıdır. Çünkü değişmez yapıları bilir, değişen yapılar ile değişmezler arasındaki makasın açılma ya da kapanmasını izlerseniz, sorunlar içinden çıkılmaz hale gelmeden,  erken uyarı ile önlemler alabilirsiniz.

Yapı özelliklerinin giderler üzerindeki etkisini analiz etmeden bir yeniden yapılanma çalışması yapmışsanız, ortaya koyduğunuz hedeflere sistemli biçimde ulaşabilirliğiniz tehlikeye girer.

Ürün ve üretim metotları

Klasik söylemimizi anımsatalım: Metot o denli önemsizdir ki, sadece esası etkiler.

Bir yeniden yapılandırma ve iş yerini değişen koşullara göre yeniden konumlandırma çalışması, kuruluşun iç enerjisi kadar, danışmanlara ödenen bedellerle önemli bir harcamadır; kuruluş için ciddi bir projedir.

Yeniden yapılanma çalışmalarının olmazsa olmazlarından biri  ürün ve üretim metotlarına ilişkin ön-araştırmaların yapılması, sistematik biçimde tartışılmış olmasıdır.

Ürün ve üretim metotlarında değişmelerin yönünü ve hızını kavramadan, kısa ve uzun dönemde olası gelişmelerin neler olduğunu irdelemeden yeniden yapılanma çalışması yapılabilir mi? Yapılır da, tam ve temiz bir çalışma yapılamaz.

Ürün ve üretim metotlarındaki hızlı ve köklü değişme, yeniden yapılanma ihtiyacını yaratan etkenlerin başında gelir.

Eğer kuruluşunuzu yeniden yapılandırma için emek, zaman ve para harcayacaksanız kendinize sorun: Ürün ve üretim metotlarına ilişkin bir analiz yaptık mı? Bu analizi kurumun iç aklında netleştirdik mi? Bu analizi  danışmanlarla tartışarak onların dikkatini  ürün ve üretim metotlarına çektik mi? Ürün ve üretim metotlarında rakiplerimize göre üstün ve  zayıf yönlerimizi netleştirdik mi? Geleceği inşa ederken, ürün ve üretim metotlarındaki olanak ve kısıtlarımızla ilgili  "farkındalık düzeyimiz" nedir?

Özetle aktardıklarımızı ve daha başkalarını zihinde  netleştirmeden bir yeniden yapılandırma projesi uygulamaya konursa, "geri bildirim" ile "sapmaları  düzeltme" gibi, performans geliştirmesinin  iki temel öğesini dikkate almama hatasını yapmış oluruz.

Fiyat-maliyet dengesi

Küreselleşme, uluslar arası fiyatları referans almayı  gerektiriyor. Her kuruluşun  fiyat-maliyet dengesinin kendine özgü özellikleri vardır.Birbirinin aynı olan kuruluş yok gibidir.O halde, yeniden yapılandırma çalışmalarının dayanması gereken analizlerden bir diğeri de fiyat-maliyet dengesi analizidir…

Fiyatların giderek düştüğü, kâr marjlarının daraldığı, ulaşabilirlik ve erişebilirliğin arttığı, müşteri erişebilirliği ve sadıklığını korumanın hüner gerektiği günümüzde, işyerini yeni koşullara uyumlu hale getirecek yeniden yapılanma çalışmaları, fiyat-maliyet analiziyle rekabet gücü kazanmaya  götürülebilir.

Bu konuyu çok daha detaylı tartışabiliriz… Burada bir anımsatma yapmış olalım. Kuruluşunu yeniden yapılandırma çalışmaları yapan yönetimlerin, fiyat-maliyet dengesi bağlamında ne yaptıklarını ya da yapmadıklarını  kendilerine  barakalım.

Dinamik yapılandırma

Her şeyin akşamdan sabaha değiştiği bir dünyadayız… Klasik sanayileşme döneminin yeniden yapılandırmaları ile  Bilgi Toplumu kuruluşlarının yeniden yapılandırmalarının dili de ortak değil, algısı da, bileşenleri de,bakış açısı da…

Kuruluşunu yeniden yapılandıranlar, "dinamik envanter" olmadan alışkanlıkla yönetimden analizle yönetime geçmenin mümkün olmayacağını bilmeli, "dinamik yeniden yapılanma" olmadan da   hedeflenen sonuçlara  ulaşılamayacağını  kavramalı… Günümüzde yeniden yapılandırma çalışmaları temeli atıldıktan sonra, sürekli ince ayarlar yapılması gerekiyor; o nedenle dinamik bir yeniden yapılandırma bilinci  işin özünü belirliyor.

Yeniden yapılanmayı bir takım görev şemaları, yeni görevlendirmeler, yeni post kavgalarının aracı haline getiren kuruluşlar  kaynak israf ediyor.

Yeniden yapılanma projesini  geri-bildirimlerle sorgulamayan, kurumun iç kamuoyunda ve genel kamu oyunda  açıkça "hesap verebilir özgüveni" gösteremeyen kuruluş yönetimleri de tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler kervanına katılıyor…

Burada  yazılanların, yazılması gerekenin çok küçük bir parçası olduğunun bilincindeyiz… "Yeniden yapılanma çalışmaları ile genel eğilimler arasındaki ilişkiyi"  bir sonraki  yazıda tartışacağız… 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar