Şirket yapılandırmaları : IV

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Uyum yeteneğini geliştirme

İş örgütlerinin yeniden yapılandırılmasını tartıştığımız ilk yazıda, "işyerinin kendini tanımasının önemi"  üzerinde duruldu. İkinci yazıda, işyerinin "yapısal ve ekonomik özelliklerinin "  etkileri tartışıldı. Üçüncü yazı, "dünya genelindeki eğilimlerin  yarattığı fırsat ve tehlikeleri göz önüne alan  yeniden yapılanma" çalışmalarına değinildi. Bu dördüncü yazı, " yeniden yapılandırma çalışmalarının uyum yeteneği geliştirme" boyutunun tartışılması üzerine kurgulandı.

Darwin kuramı, " Canlıların uzun ömürlü olanları en akıllıları olmadığı gibi, en güçlüleri de değildir; uyum yeteneği yüksek olanlardır" diyor. İşyerleri de birer canlı organizma olduklarına göre, uzun ömürlü olabilmeleri için  "uyum yeteneğini" geliştirmeleri gerekiyor.

İşyerlerinin  uyum yeteneğini geliştirmeyi de  5 aşamada ele alabiliriz:

1. Uygun yapıları oluşturma,

2. Uygun işlevlere sahip olma,

3. Dünü,günü ve yarını kavrayan kültür yaratma,

4. Ödünsüz gözetim ve denetimle verimliği güven altına alma,

5. Kendini yeniden üreten mekanizmaları işletebilme.

Yapı kurum kültürü geliştirmeli

Örgütlenmenin yapı  bileşenlerini ve bağlamlarını  ikinci  yazıda tartıştık. Yapı dendiğinde , fiziki kaynaklar, ürün ve üretim yöntemleri, finansal sistem, bilim-teknoloji düzeyi, hukuk sistemi ve işleyişi, değerler sistemi, siyasi sistem ve işleyişi, sınıfsal yapı ve etkileşimi gibi unsurları bir bütün içinde ela almak gerektiğini anlattık.

Yapılar sadece  fiziksel yapılar ve örgütlenmelerle sınırlı değil. Kültürü de içeren  güven ve korku algılamasını, hayatı kavrayış biçimini, yaşam biçimlerini, yaşam tarzlarını,  değerler sistemini vb. maddi  ve kültürel zenginlik üretimi ile ilgili  her şeyi kapsadığı üzerinde durduk.

Bir işyerini  yeniden yapılandırırken, o işyerinin insanının hayatı ve işi nasıl algıladığını bilmek gerekir. CEO'lar özellikle  bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, entelektüel gücüyle değil de  kaba bir deyişle "kafa-kol ilişkileri" ile mevki sahibi olmuşsa,özgüven eksikliği nedeniyle "çalışan mutluluğunu ölçme"  çalışmalarını istemezler. Çalışanların  paradan çok, yöneticinin  davranışındaki iç bütünlüğü aradığını bilirler.Anketler, yöneticinin davranış çelişkilerini ortaya çıkarabilir; kendiyle baş etme gücünü bulamayan CEO'lar  çalışanların  ortak kanısından korkarlar.

Yeniden yapılandırma projeleri, çağımızın üç temel değeri olan insan hakları, demokrasi ve yönetişim ilkelerini gözetmiş olmalı.Eğer böylesine bir özgüven ve yüzleşme kültürü yoksa, yeniden yapılanma projeleri  kuruluş ve kurumların gerçek ihtiyaçlarına yanıt veremez.Yapılan düzenlemeler, yasak savma algısını aşamaz; kuruluş ve kuruma geleceğini güven altına alan dinamiği  harekete geçiremez.

Çalışanların her türlü gelecek endişesinden arındırılarak düşüncelerini aldığımız zaman işyerinin gerçek kültürü ortaya çıkar. İşyeri kültürü  üzerinde uzman olanlar, yöneticilerin  kamuoyuna  açıklamaları,  işyeri duvarlarına asılan sloganlar, resmi açıklamaların önemli olmadığını söylerler. Asıl önemli olanın, bir sorun tartışılırken, insanların "katılım cesaretinde ve bu cesaretin yaygınlığında" olduğunu belirtirler. En alt kademedeki insanların bile  " kral çıplak" diye haykıramadıkları bir işyerinde "kurum kültüründen" söz etmenin anlamsız olduğunu söylerler.

Yeniden yapılandırma çalışmalarında, uyum yeteneğinin geliştirilmesi, yeni yapının "kurum  kültürünü" geliştirici olmasıyla ilgilidir. Çalışanları tartışmalara daha çok katan, daha şeffaf bir ortam, seçkin azınlıklara dayalı olmayan ve kitle katılımını sağlayan yönetişim ilkelerinden beslenen bir yapının oluşturup oluşturulamadığı  "yeniden yayındırma projelerinin"  sorunu olmalı…

Uygun işlevler

Yeniden yapılandırma çalışmalarının odaklanması gereken  bir diğer alan "uygun işlevsel yapı" oluşturmadır. İşlevlerin uygunluğu, yapı tasarlanırken, vazgeçilmez idealın ne olduğunu  netleştirme adımı ile başlar. Yeniden yapılandıracağımız kuruluşun temel ideali nedir? Ne yapmak istiyor? O örgütün içindeki insanların katılımın sağlayacak olan bu ortak idealin  güdülendirici  etkisi nasıl artırılır? Vb. soruların netleştirilmiş olmalı.

İdeallere dayalı hedefler örgüt içindeki insanı güdülendirse bile uzun soluklu olmayabilir. Bunun için "yaratılmak istenen sonucun" da tanımlanmış olması ikinci adımı oluşturur. Ortak değerler ve ortak irademiz bizi nasıl bir ortak yarara götürecektir? Bu yarar netleşmemişse,   ortak akıl, ortak dil ve ortak yönelişin gücünü yaratma da engellerle karşılaşabilir.

Bütün bireylerin, toplulukların ve toplumların kendine göre  "değerler sistemi" vardır. Bu değerlerin bir bölümü "ileri götüren"  özellikler taşısa da, diğer bir bölümünün

"tutucu" özellikleri ilerlemeyi yavaşlatır. Yeniden yapılandırma projelerinde, değerler sisteminin ileriye taşıyan unsurlarını geliştirme ve tutucu olanlarını elemenin yol ve yordamı mutlaka netleştirilmiş olmalı ki, yaratmak istenen sonuca götürebilsin.

Ortak yararlara ulaşmanın diğer  ayağını "kaynaklara erişebilirlik" oluşturur. Yeniden yapılandırmada işlevsel bütünlük ve yeterlilik, kaynak analizini ciddi biçimde yapmayı da gündemin ön sıralarına alarak tartışmalı.

Bir işi dünyada en iyi yapabilenler düzeyinde yapabilmemiz bizi "hünere" taşır…Enformasyon-odaklı,küresel ve ağ kurumuna dayalı bugünün ekonomisinde  inovasyonda hüner yaratmanın koşulları yeniden yapılandırma projelerinde tartışılması ve netleştirilmesi gereken hususlardan bir diğeridir.

Rekabet gücünün yaratılması, korunması ve geliştirilmesi "hünere akıl katmayı" yani "yaratıcı düzleme erişmeyi" de  kapsar.

Kuruluşların yeniden yapılanma çalışmaları, hüner ve yaratıcılık konusunu  sorgulamamış, alternatif tepki biçimlerinin neler olacağını netleştirmemişse eksikli olacaktır…

Yeniden yapılanma çalışmasında  gözetim, denetim, geri-bildirim, sapmalar, ince ayar ve geleceğe yürüyüşle ilgili analizlere,yargılara ve uygulamalara  özen göstermek gerekir…

İlerletici kültürün yaratılması

Latince'de kültür, el değmemiş doğanın insan aklıyla ve yapıcılığıyla işlenmesi ve yararlı hale getirilmesidir.Kültür insanoğlunun doğayla olan alışverişinde yaşamı kolaylaştırma, daha güzelleştirme için geliştirdiği  değişik çabalara göre  kendisinin farkına varmadan  biçimlendirmesidir.

Kültür sosyal değerler sisteminin bütününü kapsar.Yaşamda kullanılan tüm araçlar kültür kapsamındadır. Yasalar, adetler, değerler,  toplumsal örgütlenmeler, konuşulan diller, çalışma araç-gereçleri ve teknolojik düzey gibi toplumsal deneyim içindeki her şeyi  Sosyolog Osipov  çalışmalarında kültür kavramının kapsamına alır.

Ülkemizdeki ünlü bir peynir üreticisi,  üreticilerden süt toplamaya başladığı zaman, Doğu insanımızın "…süt satılır mı?" diye direnciyle  yüzleştiğini anlatıyor.

Malatya'da konfeksiyon üretimine başlayan üreticinin kız çocuklarını  yaşamına uyumu için önemli bedeller ödediğini, gece çalışma, vardiya düzeni ve iş disiplinini sağlamak için  zaman gerektiğini belirtiyor.

Kültür iki bileşenden oluşur: Değerler sistemi ve araçları…Asıl zor olan kültürün değerler sisteminin  üretimde geliştirici etki yapması. Hayat dayattığı zaman kültürün araçlar bağlamı kolaylıkla benimseniyor  ama, değerlerin ilerletici unsurlarını öne çıkarmak hiç de  kolay olmuyor.

Kuruluş ve kurumların  kültürünü kavramak, toplum kültürü  ile bağlantılarını gözlemek, kültürde geleneğin getirdiği ve tutucu etkileri olanları ayıklamak, geleceğe dönük olanları  öne çıkarmak, uyum yeteneğini geliştirmede hayati öneme sahip  çabalardır.

Yeniden yapılandırma çalışmalarında  kültürün ilerletici ve tutucu özelliklerine ilişkin net bir bilgiye, onları değiştirme ve dönüştürme konusunda  kaliteli bir fikre sahip değilsek, fiziki sermayeyi de, insan kaynağını da  bedel ödediğimiz   teknolojiyi de üretim sürecinde  etkin kullanamaz, verimlilikte rakiplerimize eş düzeye erişemeyiz…O nedenle, yeniden yapılanma çalışmalarının liderlerinin, danışmanlarının ve bütünüyle sorumlu olanların  kültür araştırmalarına  verdiği  değer sorgulanmalı, kültür sorununu netleştirmeden iş yapanların  eksikli olabileceği kuşkusunu diri tutmalıyız.

Sorgulama geleneği oluşturma

Doğal olmayan, insan aklının tasarladığı ve yapay olan  örgütlenmeler her zaman hataya açıktır.İdealler güçlü olsa da, yaratmak istenen sonuç örgüte mensup büyük çoğunluk tarafından paylaşılsa da, hata kapılarını bütünüyle katabilmemiz mümkün değildir.

Fırsatların en üst düzeyde  değerlendirilmesi, tehlikelerin de  en düşük  bedeli ödeyerek savuşturulması, gözetim ve denetim  ilkelerine  uyulmasını, ödünsüz uygulamalar yapılmasını gerektirir.

Sorgulama,  potansiyeller, ulaşılabilirlik ve  erişebilirlik olanakları üzerine kurulu iş planlarını "geri-bildirim metodu"  ile beslenmesidir. Yaratmak istediğimiz sonucun aşamalarında, ne kadar  "sapma" olduğunu ancak bu metodu işletirsek anlaşılabilir.

Sorgulama , yargılama, cezalandırma, küçük düşürme  algısı  ile gölgelenmemeli.  Öncülük  eden  ve yol gösteren sorgulama, işimizi verimli yapabilmenin  bilinen  en etkin aracıdır.

Sorgulama, iş çevresindeki değişmelere uyum sağlamanın da vazgeçilmez  araçlarından biridir.

İş yerlerinin verimini artırmak için  yeniden yapılanma çalışmaları  "sorgulama ilkelerinin"  belirlerse,  performans ölçme  kriterlerinin de netleştirilmesine destek sağlayabilir.Fiziki sermayenin, insan kaynaklarının ve teknolojinin  ne  denli etkin kullandığımızı ölçmek istiyorsak, sorgulama sisteminin yapısı,işlevi ve kültürünü de  netleştirmeliyiz.

Sorgulama  yoluyla ihtiyaç ve yaratılan sonuçların analizi, zamanında önlem almanın erken uyarı mekanizmasıdır. Bu mekanizma yaratılmadan ciddi bir uyumdan söz edilemez.

Kendini yeniden üretme

Canlı sistemlerin uyum yeteneğinin göstergesi, kendini yeniden üretme sistemini işletme düzeyidir.İşyerlerinin birikim yeteneğini koruyarak uzun dönemli  geleceklerini güven altına almaları birikim yeteneklerini korumalarına bağlıdır.

En yalın  anlatımıyla,  satışla elde ettiğimiz gelirlerden,  üretim  ve satış için yapılan  giderleri çıkardığımızda  geriye kalan   "ekonomik değerdir".

Rekabet gücü,  ürettiğimiz ekonomik değerin, rakibimizin ekonomik değerinden büyük olmasına bağlıdır.

İşyerlerinin uyum yeteneği, ekonomik değerimizin  rakiplere göre daha büyük olması anlamına gelir.

Yeniden yapılanma çalışmaları, iş süreçlerini ve işgücü profillerini geliştirerek, rakibimizden daha büyük  ekonomik değer üretmeye  odaklanmış olmalıdır.

Üretim kalitesi, ciro kalitesi, kâr kalitesi, satış  becerisi ve ekonomik değer kalitesine ilişkin bağlı ve bağımsız değişkenleri  analiz  ederek seriler  oluşturmuş olmalıyız ki, yeniden yapılandırma sürecinin neresinde ve nasıl düzeltmeler yapacağımızı kavrayabilelim.

İş yerlerinin yeniden yapılandırmak isteyenlere küçük uyarılar yapabilme amacıyla kaleme alınan bu denemenin beşinci ve son yazısında, " yeniden yapılanma projelerinin gözetim ve denetim boyutunun kendini yeniden üretmeye" etkileri üzerinde duracağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar