Şirket şubelerinin bölünmesi
Yılmaz SEZER / Güncel & Laviale Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
Belirli büyüklüğe ulaşan şirketler büyümelerine yurt içi ve yurt dışında şubeler açarak devam etmektedirler. Ancak zaman içinde yaşanılan gelişmelere bağlı olarak bu şubeler değişik bir model ve örgütlenme şeklinde faaliyetlerine devam etmek istemektedirler. Şubelerin değişik bir model ve örgütlenme şekline geçme amaçları her şeyden önce, organizasyon yapılarını güçlendirerek müstakil hale gelmek ve bu sayede verimliliklerini ve karlılıklarını artırmaktır.
Ticaret Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerimiz şirketlerin belirli şartlar dahilinde bölünme suretiyle faaliyetlerine devam etmelerine izin vermektedir. Hatta bölünme işlemlerinin vergisiz olarak yapılmasına imkan sağlamak üzere, bölünme işlemi teşvik edilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinin 3-b bendinde kısmi bölünme, tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye deki işyeri veya daimi temsilcisinin bilançosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi olarak tanımlanmıştır. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletmenin bütünlüğünü korumak asıl amaç olarak belirtilmiştir. Bu amaçla da işletmenin faaliyetinin devamını sağlayacak aktif ve pasif tüm kalemlerin devredilmesi zorunludur.
Kısmi bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Bu seçimlik hak olarak mükellefl ere bırakılmıştır.
1.seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ’in kısmi bölünmeye ilişkin bölümünde üretim ve hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesinin zorunlu olduğu kısmı bölünme sonucu hem bölünmen işletmenin hem de bölünme sonucunda varlıkları devralan işletmenin faaliyetine devam etmesinin esas olduğu, bu kapsamda söz konusu işletmelerin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli taşınmaz, her türlü tesis, makina ve teçhizat, alet, edevat, taşıtlar, gayri maddi haklar ile hammadde, mamül, yarı mamül mallar gibi aktif kıymetler ile ilgili pasif kıymetlerin tümünün devredilmesinin zorunlu olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bu düzenlemelerin asıl amacı kısmi bölünme ile bir üretim tesisinin veya hizmet işletmesinin parça parça bölünüp elden çıkarılmasına engel olunmasıdır.
Bu nedenle kısmi bölünme işlemlerinde işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur.
Yukarıda açıklanan ilgili mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere kanun koyucu, şirketlerin yurt içi veya yurt dışı şubelerinin bölünmesi konusunda herhangi bir düzenleme yapmadığı gibi, bölünme işlemini şube irtibat bürosu vb. şeklinde de herhangi bir ayrımda tabi tutmamıştır. Kanun koyucunun bölünme işlemlerinde dikkat ettiği ve esas olarak belirlediği üretim tesisi ve hizmet işletmelerinin bütünlüğünü koruyacak şekilde, faaliyetin devamlılığını sağlamak üzere gerekli taşınmaz, her türlü tesis, makine ve teçhizat, alet, edevat, taşıtlar, gayri maddi haklar gibi aktif kıymetler ile ilgili pasif kıymetlerin tümünün devredilmesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun ilgili hükümlerine uyulmasıdır. Bu durumda yurt içi veya yurt dışı şubelerin faaliyetleri kısmi bölünme işlemine konu olabilmektedir.