Şirket sahiplerinin huzur hakkı alma gerekçesi

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

Şirket sahiplerinin de aileleri ve çocukları bulunmakta. Onlarda bütün aile büyükleri gibi bakmakla yükümlü oldukları bu kişilerin okul ve sair giderlerinin yanında evlerinin masraflarını karşılamakla zorunlu bulunmaktalar.

Peki şirket sahipleri bu giderler için gerekli olan parayı naradan karşılayacaklar? Sorunun cevabı çok basit: şirketlerinden aldıkları paralar ile.

İşte şirket sahiplerinin huzur hakkı almaları durumu buradan çıkmaktadır.

Şirket sahipleri, şirketlerinin kasalarını kendi cepleri gibi kullanma alışkanlığı içindeler. Özellikle aile şirketleri böyle işliyor.

Halbuki şirketleri ayrı bir kişilik, kendileri de sahibi oldukları şirkete ortak olmalarının yanında ayrı bir kişiliğe sahip bulunmaktalar,

Şirket sahipleri bir TC kimlik numaraları ile kendi şahıs kişiliklerini ispatlıyorlar. Ortağı oldukları şirketlerin ticaret sicili numaraları ve vergi numaraları var. Şirket bağlı bulunduğu vergi dairesine bir yıllık faaliyetini gösteren beyannamesini veriyor ve çıkan vergiyi ödüyor, veya zarar ediyor.

Demek ki şirket, ortağından ayrı bir kişiliğe sahip.

Ancak yukarıda sözünü ettiğimiz üzere, şirket sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için paraya ihtiyaçları var.

Bu ihtiyacı karşılamak amacı ile, Türk Ticaret Kanunumuzun 394. Maddesi ile Huzur Hakkı müessesesi getirilmiştir.

Türk Ticaret Kanununun 394. Maddesi, gerekçesi ve bazı yargı kararları aşağıya alınmıştır. (Alıntı : http://www.ticaretkanunu.net/ttk-madde-394/ erişim: 16.03.2017 S: 00.52)

Yönetim kurulu üyelerinin mali hakları

MADDE 394– (1) Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir.

GEREKÇE/Madde 394 – 6762 sayılı Kanunun 333 üncü maddesi anlam itibarıyla tekrarlanmıştır. Esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmesi gereken malî haklar hükümde sınırlı sayı ilkesi uyarınca gösterilmiştir. Anılan malî hakların bir kaçının bir arada yerine getirilmesine bir engel yoktur.

Yolluklar, temsil ödenekleri, sigorta primleri ve benzeri primler, varsa özel emeklilikler, avanslar, hükmün kapsamı dışındadır.

KARARLAR

1. "…huzur hakkı, o dönemde çalışan yöneticilerin harcadıkları emek ve mesailerine karşılık, genel kurul kararları ile belirlenen ve yöneticilere genellikle aylık olarak ödenmesi kararlaştırılan bir meblağdır. Davacının ileri sürdüğü şekilde, tek bir yöneticiye ve yapılan belli bir işin karşılığı olarak ödenecek bir meblağın huzur hakkı olarak nitelendirilmesi mümkün değildir." (Yargıtay 11.HD., E:2010/5400, K:2010/5060, T:10.05.2010. Kararın tam metni için bkz. Levent YARALI, Şirketler Hukukuna İlişkin Yargıtay Kararları -I-, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2012, Karar-17, s.77-79).

2. "TTK 394. maddesinde; yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olmak şartı ile huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebileceği düzenlenmiştir. Huzur hakkı alacağı iş sözleşmesi veya İş Kanunu’ndan doğan bir alacak değildir. Türk Ticaret Kanunu’ndan doğduğundan karar vermeye Ticaret Mahkemeleri yetkili ve görevlidir. Dosyanın huzur hakkı alacağı yönünden tefrik edilerek yetkili ve görevli Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Mahkemece bu alacak hakkında esastan karar verilmesi hatalıdır." Yargıtay 9. HD., E:2014/15625, K:2015/30078, T:27.10.2015.

Yukarıya çıkartılan kanun hükmünden anlaşılacağı üzere yönetim kurulu üyesi olan şirket sahiplerine Yargıtay Kararlarındaki ifadesi ile; huzur hakkı "çalışan yöneticilerin harcadıkları emek ve mesailerine karşılık, genel kurul kararları ile belirlenen ve yöneticilere genellikle aylık olarak ödenmesi kararlaştırılan bir meblağdır." …. "Huzur hakkı alacağı iş sözleşmesi veya İş Kanunu’ndan doğan bir alacak değildir."

Yönetim kurulu üyeleri kanundaki şartları yerine getirerek huzur hakkı almalarını sağlayabilirler. Ancak tespit edilecek bu huzur hakkı miktarının emsallerinden fazla olmaması ve şirketin gücü ile orantılı olması gerekmektedir. Buna dikkat edilmediği taktirde Kurumlar Vergisi Kanununun Transfer Fiyatlandırması hükümleri devreye girmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı başlıklı 13. Maddesinin 1. Fıkrası aşağıya çıkartılmıştır.

"Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım,satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir."

Emsallere uygunluk ilkesi ise gene aynı maddenin 3. Fıkrasında şu şekilde açıklanmaktadır; "Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur."

Huzur hakkı ödenmemesi durumunda şirket bilançosunun durumu

Şirket ortağına huzur hakkı ödenmemesi durumunda, ortak şahsi harcamaları için gerekli olan parayı şirket kasasından fiilen almakta, ancak bu durum belgelenememektedir. Bu durumda kasadan fiilen para çıkışı olmuş fakat belgelenmediği için kasadan çıkan para kasa mevcudu gibi görünmektedir. Ancak fiilen yoktur.

Şirket bilançosunda da kasada para varmış gibi görünmektedir.

Bu durumun önlenmesi şarttır.

Huzur hakkı ödemeleri vergi kanunlarımıza göre vergiye tabi tutulmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019