Sırada gelişmekte olan ekonomiler mi var?

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

Gelişmekte olan ekonomilerde artan belirsizlikler gözleri FED üzerine çevirdi. FED öngörüldüğü şekilde bono ve tahvil alımlarını azaltmaya devam edecek mi; yoksa, son gelişmeler ışığında programda bir revizyon söz konusu olabilir mi? FED Başkanı Janet Yellen parasal daralmadan dönüşün söz konusu olmadığını belirtmekle birlikte, istihdamdaki gelişmeleri de yakından izleyeceklerini söylüyor. ABD ekonomisine ilişkin istihdam rakamlarının pek tatmin edici olduğu söylenemez. Aslına bakılırsa, üst üste yapılan iki azaltma bir anlamda hem ABD hem de dünya piyasalarını test etmeye, tepkileri görmeye yöneliktir. Yükselen piyasa ekonomilerinde ise sermaye çıkışlarına bağlı kur artışları devam etmektedir. Öyle görünüyor ki; ABD’den başlayıp Avrupa’ya uzanan krizde son durak yükselen piyasa ekonomileri olacak. Krizin en şiddetli olduğu dönemlerde yüksek büyüme hızlarıyla bütün dünyanın ilgisini çeken gelişmekte olan ekonomiler teklemeye başladı. Merkez bankalarının faiz artırımlarının da bu gidişi frenlemesi şüpheli.

***

Yaygın görüş, FED’in para politikasını belirlerken Amerikan ekonomisinin gereklerini dikkate alacağı yönündedir. Yellen’in konuşmalarından da bu anlaşılıyor. Dallas FED Başkanı Richard Fisher de aynı görüşte. Fisher, bono ve tahvil alımlarından oluşan politikanın bir sonunun olması gerektiğini, FED’in ABD’nin merkez bankası olduğunu; diğer ülkelerin para politikasından ise kendi merkez bankalarının sorumlu olduğunu söylüyor. Merkez bankalarının öncelikle ülkelerinin çıkarları doğrultusunda politika oluşturmak zorunda oldukları düşünüldüğünde, bu görüş doğrudur. Ancak söz konusu rezerv paranın kaynağı olduğunda, bunun içte ve dışta yankılarının olması kaçınılmaz. Geçenlerde, Kırılgan Beşli içinde yer alan Hindistan’ın Merkez Bankası Başkanı Raghuram Rajan, FED’i, para politikasında yapmayı düşündüğü değişikliğin diğer ülkeler üzerindeki muhtemel etkilerine karşı uyardı. Rajan, bono alımlarındaki muhtemel azalmalara hazırlıklı olduklarını ancak, bunun her gelişmeyi kontrol edecekleri anlamına da gelmediğini söylüyor. Hindistan Merkez Bankası Başkanı, IMF Başkanı Lagarde gibi parasal daralma için acele edilmemesi görüşünde. Rajan, ABD ve diğer gelişmiş ekonomilerin bencilce davrandıklarını, krizin en şiddetli olduğu dönemlerde dünya ekonomisine destek veren gelişmekte olan ekonomileri riske attıklarını, bu ekonomilerin ekonomik krize girmeleri halinde bunun, gelişmekte olan ekonomileri de etkileyeceğini ileri sürüyor. Bu eleştirinin parasalcı görüşleriyle bilinen Rajan’dan gelmesi ilginç. Rajan FED’in yeni Başkanı’nın çok tecrübeli ve güvenilir olduğunu; en uygun politikanın uygulayacağı konusundaki güveninin tam olduğunu söylüyor.

***

FED’in yeni Başkanı Janet Yellen Bernanke’den farklı olarak Keynesyen görüşe yakınlığı ile bilinen bir iktisatçı. Üstelik Yellen’in uzmanlık konusu sanılanın aksine para politikası olmayıp çalışma ekonomisi. Yüksek istihdam FED’in iki önemli hedefinden biri olsa da, Yellen için istihdamın daha fazla önem ifade ettiği açık. Yellen’in, gelişen ekonomilerinden yükselen seslere kulak verip vermeyeceğini kestirmek güç. İçte ve dışta artan baskı karşısında yeni FED Başkanı’nı zor günler bekliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016