Sıra para politikasında
Türkiye gibi gelişen ülkelerin finansal varlıklarına ilginin devam etmesi için olmazsa olmaz şart, Fed’in faiz indirimlerine başlamasıdır. Fed faiz kararını 31 Temmuz’da açıklayacak. Günlük yaşayan piyasalar için aslında çok zaman var. Önümüzdeki dört haftada birçok ekonomik veri göreceğiz. Bu verilerin en önemlisi cuma günü yayımlanacak ABD istihdam raporudur. Sadece güçlü bir istihdam raporu Fed’i bu ayki faiz indirimden vazgeçirebilir. Kaldı ki, pozitif bir aylık veri de yetmeyebilir. Hem bu haziran ayının istihdam rapor güçlü olmalı, hem de önceki ayların rakamları yukarı yönlü revize edilmelidir. Fed’de faiz indirimi için sesini yükseltenler Aralık 2018’deki indirimin hata olduğunu belirtiyorlar. ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmelerinde bir aşama kaydedilmesi bile faiz indirim kararını etkilemeyebilir. Fed ekonomistleri, tahminlerinde aşağı yönlü revizyonlar yaptılar. Örneğin çekirdek enflasyon öngörüsü yüzde 2’den yüzde 1.8’e düştü. Uzun vadeli işsizlik oranı ve politika faizi tahminleri de düşürüldü. Fed, Amerikan ekonomisinde yumuşak inişi sağlamak istiyor. Bunun için de, temel makro veriler kötüleşmeden faiz indirimi yapması gerekiyor. Bu konuda adım attılar. Faiz indirim sinyalini geçen ay verdiler.
Hem faiz indirimi gelirse, hem de ‘‘indirimlere devam’’ mesajı verilirse bu küresel piyasalar açısından olumlu olur. Gelişen ülkelerin spesifik risklerine, finansal varlık fiyatlarının seviyelerine göre değerlendirmeler yapılır. Türk finansal varlıkları, son bir yılda deyiş yerindeyse çok dayak yedi. Ben global piyasalarda risk alma iştahının dengeli kalacağını düşünüyordum. Bizim ne yapacağımız, sorunları nasıl yöneteceğimiz önemliydi. Başarılı bir dönem geçirmedik. Ekonomide dibi gördük. Yeni bir seçim olmayacağı, Amerika ile ilişkilerin rayından çıkmayacağı varsayımıyla bundan sonra daha kötüsü olmaz. Türkiye ekonomisinin desteğe ihtiyacı olduğu açıktır. Maliye politikası tarafında manevra alanımız olmakla birlikte, bütçe açığı mevzusu manşetleri altı aydır öylesine süsledi ki, o taraftan bir destek gelmesi zor gözüküyor. Geriye para politikası kalıyor. Başta büyük merkez bankaları olmak üzere, dünyada herkes gevşek para politikasına geçiyor. Zaten düşük olan faiz oranlarının daha da indirilmesinin sağlayacağı katkı tartışılır. Merkez Bankalarının bankası olarak da bilinen Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) yayımladığı son raporda, ‘‘ Faiz indirimleri ve ek parasal genişleme tehlikeli. Bu politikanın faydadan çok zararı olur’’ ifadelerine yer verdi. BIS başkanı Carstens, 25-50 baz puanlık indirimlerin hiçbir işe yaramayacağını savunuyor. Tabii bizim durumumuz farklıdır. Faizler anormal seviyelerdedir. İndirim alanımız oldukça geniştir. Enflasyondaki düşüş, dünyadaki para politikası eğilimi, finansman maliyetlerinde belirgin bir azalmaya yol açabilir.