Sinyal: Risk algısı değişimi
Farklı yazılarda birçok kez 2017’de gerçekleşen para ve sermaye piyasası işlemlerinin daha önce tecrübe edilenlerden farklı olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Üstelik bu yaklaşım sadece 2017’ye has değil, Mayıs 2013’ten bu yana ezberler değişmekte. İçerisinde bulunduğumuz yılın özelliği ise şu; normal zamanlarda risk olarak adlandırılabilecek başlıklar görülmesi gerektiği zamanda hasıraltı ediliyor, en olmadık anda ise dalga boyunun artmasına neden oluyor.
Konuya dair son örneğimiz Kuzey Kore-ABD gerginliği. Nasıl oldu, ne zaman bu noktaya gelindi, olup biten ne gibi sorular sıklıkla soruluyor. Ne Kuzey Kore ilk kez füze denemesi gerçekleştiriyor, ne dünya kamuoyu durumu ilk kez bu denli ön plana çıkarıyor. Yatırımcılar yıl içerisinde 10’dan fazla deneme geçekleştiren Kuzey Kore’nin artık ABD’yi de hedef alabileceğini, ABD’nin de bu durumda askeri harekat dahil tüm seçenekleri değerlendirebileceğini bir anda görmek istedi. Sonrasında ise özellikle hisse senedi piyasalarında Mayıs ayından bu yana görülmemiş ölçekte satış baskısı oluştu. Gerek içeride, gerekse de dışarıdaki varlıklarda değer kayıplarını takip ettik.
Cuma gün sonunda ekranlarını risk algısındaki bozulma ile kapatıp giden analist ve yatırımcılar Pazartesi günü yeni haftaya azalan tansiyon ve risk algısındaki kısmi toparlanma ile merhaba dediler. Buraya kadar anlatmak istediğim konu esasen şu; yatırımcı algısında uç noktada seyreden pozitif yaklaşım, en olmadık anda belirebilme riski taşıyan durumlarda dalga boylarının artmasına ve satış baskısının hızlanmasına neden oluyor. Yılın geride kalan kısmında majör ve gelişmekte olan endekslerin ağırlıklı kısmına yayılan yükseliş farklı analizlerde aynı sonucu ortaya koyuyor; geçmiş dönem ortalamalarının üzerinde seyir ve “daha nereye kadar devam edebilir?” sorusuna yanıt aranması.
Biraz rakam paylaşmak konuyu netleştirecektir. Örneğin korku endeksi olarak bilinen VIX, 7-11 Ağustos haftasında %56 yükselirken –tarihi düşüklerde seyrettiğini ayrıca belirtelim- S&P 500 -%1.6, MSCI Dünya endeksi -%1.8 ve MSCI GOÜ endeksi ise -%3 düzeyinde performans ortaya koydu. Aynı zaman dilimi içerisinde ABD ve Almanya tahvil faizlerindeki düşüş ise yatırımcılarda güvenli liman arayışı fikrinin ön plana çıkmasını ifade ediyor.
Şu an için Kuzey Kore konusunda tam anlamı ile nihayete erdiğimizi düşünmek için erken olduğu kanaatindeyiz. Füze denemelerine son verildiği, programın uluslararası denetime açıldığı gibi bir durum söz konusu değil. Kaldı ki iç siyasette manevra yapacak alan açısından her geçen gün sıkışan, kendi kurduğu ekibi ve özel sektörden temsilcilerle oluşturduğu danışmanlarının istifa ederek birlikte yürümek istemediği bir ABD Başkanı ve yönetiminden bahsediyoruz.
Bu yıl benzer cümleyi kaç defa kurduğumu hatırlamamakla birlikte bir kez daha belirtmenin doğru olduğu kanaatindeyim; tıpkı EURUSD paritesindeki son dönem yükselişini anlamlandırmakta zorlandığımız fakat trende karşı durmadığımız gibi hisse senedi piyasalarını da bu şekilde anlamaya çalışmak daha doğru olacaktır. Risklerimizi bilmek önemli. Göz ardı edilen her başlık bir sonraki turda karşılaşılacak dalga boyunun öncekine göre artması senaryosuna sahip.