Sınıflarda cep telefonunu yasaklamayın
20 yılı aşkın süredir teknoloji dünyasını anlamaya ve anladıklarımı anlatmaya çalışıyorum. İnternete bağlı olmayan bilgisayarlardan başlayan gazetecilik işimde sırasıyla bilgisayar, internet, mobil ve akıllı cihaz devrimlerini görmüş oldum. Bu süreçte hem kurumlar hem de iş yapış biçimlerimiz değişti. Ancak gördüğüm o ki teknolojide asıl trendleri belirleyen unsur hep nihai tüketicinin kararı oldu.
25 yıl öncesine gittiğinizde devasa mainframe bilgisayarlara bağımlı olan şirketler, bilgisayarların hızla ucuzlaması ve her eve girmesi ile birlikte client odaklı altyapılara geçmeye başladılar. İnternetin evlerde yaygınlaşması ile birlikte, web tabanlı uygulamalar sayesinde çalışanların her ortamdan iş uygulamalarına erişebilmelerine imkân verdiler. Son 5 yıl içerisinde akıllı mobil cihazların son kullanıcılarda hızla yaygınlaşmaya başlaması, işletmeleri de harekete geçirdi ve çalışanlarına mobil cihazlar vermeye başladılar.
Dönüşüm ve devrim aslında kalabalıkların sosyal yaşantısında meydana geliyor. Kurumlar buna ayak uyduruyor. Biz işletmelerdeki bu sızıntıya “Shadow IT” yani gölge bilişim diyoruz. Kontrolünüz dışında çalışanların bilişim teknolojilerini işyerine kullanmaya başlamaları her ne kadar verimlilik getiriyorsa da birçok güvenlik açıklarını da beraberinde kurum içine taşımış oluyor. IT yöneticilerinin birinci vazifesi bunu kontrol edebilmek ve mümkün olduğunca çalışanlardan daha erken davranarak orta yolu bulmak.
Benzer bir durumu askeriyede görmek mümkün. Cep telefonunu yasaklamanın çözüm getirmeyeceği görüldü, çünkü ciddi anlamda ihlaller yaşanıyordu. Bu durumda akıllı olmayan haberleşme cihazlarını kontrollü bir şekilde serbest bırakmak mantıklı bir çözüm haline geliyor.
Gelelim konumuzun başlığına. Herkes biliyor ki günümüzde neredeyse ilköğretim çağındaki çocukların bile birer cep telefonu bulunuyor. Gelecek birkaç yıl içerisinde cep telefonu sahipliği yaşı daha da aşağıya düşecek gibi görünüyor. Okulların birçoğunda öğrencilerin sınıfa cep telefonu ile girmesi yasak. Elbette türlü türlü hileler ile bu yasaklar deliniyor. Dahası yakında akıllı saatler ve benzeri akıllı cihazlar sayesinde telefonlar gibi iletişim kurmak mümkün olacak. Haliyle eğitim dünyasının daha proaktif davranarak, cep telefonlarının veya buna benzer akıllı mobil cihazların eğitim sektöründe nasıl kullanılacağını ortaya koymaları gerekiyor.
Geçtiğimiz haftalarda yabancı bir yayında yayınlanan bir makalede, özellikle cep telefonlarının eğitim sistemine nasıl dahil edildiği ve ödev sisteminin bir parçası haline getirildiği detaylı bir şekilde anlatılmıştı. Yurt dışında birçok örnek uygulamayı görmek mümkün. Üstelik cep telefonlarının eğitim sisteminin içerisine entegre edilmesi sayesinde anında mesajlaşma, birlikte çalışma, video görüşme gibi birçok araç da sistem içerisine kolayca aktarılmış oluyor. Öğrencilerin birlikte proje geliştirmesi, sanal toplantılar düzenlemesi, mobil uygulamalar sayesinde sanatsal becerilerini geliştirmesi mümkün.
Tüketici elektroniği hızla gelişirken yasaklama ile sınıfları şekillendirmek mümkün olmayacak. Cep telefonlarını yasaklamak yerine, eğitim sistemine nasıl dahil ederiz, bunu düşünmek gerekiyor.