Sincan için boykot hiçbir işe yaramaz hem oradaki hem buradaki Türkler&#

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Sincan'daki olaylarda, Türk kökenlilerin öldürülmesi üzücüdür. 

Sincan olaylarına üzüldüğümüz, içimiz yandığı için ne yapabiliriz arayışına girdik.

Ama bir gerçek yar ki yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

Aynı Rusya  hudutları içinde yaşayan Türk kökenlilere yapılan baskı karşısında bir şey yapamadığımız gibi. Aynı  değişik ülkelerdeki Müslümanlar'ın öldürülmesi karşısında bir şey yapamadığımız gibi.

Hele hele Çin mallarını boykot  etmek hiçbir işe yaramayacak.

1) Olanı biteni iyi okumak, doğru anlamak gerekir. Sincan bölgesinde yaşayan Türk kökenli nüfusun  bağımsız bir devlet kurmaları imkansızdır.

Tarihte bundan önce değişik girişimleri oldu. Ama hiçbir  girişim başarıya ulaşamadı.

2) Şimdilerde Uygur'lar için önemli olan kimliklerini korumak, Çinliler'in ekonomik baskısından kurtulmak, daha iyi yaşam şartlarına kavuşmaktır.

Koyun can derdinde, kasap mal derdindedir.

1) Çinliler, Uygur Bölgesi'nde nüfus yapısını değiştirme arayışında. Bölgede  nüfus yapısında Çinliler çoğunluğa geçti. Uygurlar azınlığa düştü.

2) Bölgede ekonomik güç Çinliler'de. Uygurlar düşük gelir grubunda, işleri yok, evleri yok.

3) İşte bu nedenle yıllar öncenin bağımsızlık arzusunu, güçlerini öne çıkarmak için canlı tutuyorlar.

ABD yönetimleri ise eskiden beri Rusya ve Çin'de azınlık nüfusun (farklı kökenlilerin ve dinden olanların) yoğun olduğu bölgelerde bölünme hayallerini kışkırtıyor. Hedef huzursuzluk çıkarmak. Ülkelerin tepe yönetimlerini güçsüz hale getirmek.

Rusya ve Çin'de büyük sayılarda Türk kökenli ve Müslüman nüfus var. Bunlar belli bölgelerde toplu olarak yaşıyor. ABD  uzun süredir bu Türk ve Müslüman nüfusun liderlerini destekliyor.

Bu işin sonu bize, Türkiye Cumhuriyeti'ne  uzanıyor.

Bizi çok çok rahatsız ediyor.

1) Rusya ve Çin'deki Türk ve Müslüman nüfus bizim canımız, ciğerimiz. Onlarla ilgilenmek bizim görevimiz. Onlar da bizi ağabey olarak görüyor.

2) Bu ilişki Türkiye Cumhuriyeti'ne dünya siyasetinde Ortadoğu'da güç veriyor.

Ama  bu gücü farklı şekilde değerlendirenler var:

1) Rusya ve Çin Türkiye'nin bu ağabeylik ilgisinden çok rahatsızlar. Ülkelerinde azınlıklardan kaynaklanan  her huzursuzluğun arkasında Türkiye Cumhuriyeti'nin olduğunu kabul ediyorlar.

2) ABD ise bu olaylarda Türkiye'yi iki şekilde  kullanıyor: (1)  Genelde ABD desteğinde huzursuzluk başladığında, Türkiye'nin desteği ile huzursuzluğun boyutunun büyümesi için Türkler'i tahrik ediyor. (2) Bu  tür  desteklere dayalı olarak Türkiye'nin Rusya ve Çin ile yakınlaşmasını önlüyor.

Türkiye'nin şu  dönemde tek  stratejik destekçisi ABD. Fakat ABD ile ilişkiler ekonomik değil, siyasi ilişkiler.

Bir ülke için önemli olan ekonomik ilişkilerdir.

Türkiye'nin Avrupa yolunu AB'nin önde gelen ülkeleri Fransa ve Almanya tıkıyor.

Rusya ile her ekonomik yakınlaşmada Rusya'daki Türk ve Müslüman nüfusla ilgili bir olay  ortaya çıkıyor. Bu olayda Türkiye'nin desteği aranıyor. Ve Rusya ile Türkiye'nin arası bir türlü düzelemiyor. Rusya'ya mal satamıyoruz.

Şimdilerde Çin ile bir yakınlaşma başladı. Çin Türkiye ekonomisi için önemli bir ülke haline gelmeye başladı. ABD tarafından desteklenen Sincan olayları nedeniyle Türkiye o biçimde öne çıkarıldı ki, Sincan olayları nedeniyle Çin ile arası bozulan tek ülke konumuna getirildi.

Çin mallarına boykot yapılması ile Çin hiçbir şekilde ekonomik bakımdan rahatsız olmaz. Olamaz. Tam tersine siyasi bakımdan rahatsız olur. Nasıl ki Türkiye Rusya ile gerginlik yaşıyor ise Çin ile de gerginlik başlar.

Sonuç olarak Türkiye'nin dünyadaki yalnızlığı sürer. Türkiye'nin dünyadaki tek stratejik dostu ABD'nin himayesine sığınmaktan başka çaresi kalmaz.

Bütün bunları ABD dostluğu-düşmanlığı, Rusya ve Çin dostluğu-düşmanlığı penceresinden değil,  gerçekçi olarak neler yapmaya gücümüz var-neler yapmaya gücümüz yok penceresinden değerlendirmek gerekir.

Sincan/Uygur Özerk Bölgesi (Doğu Türkistan)

Sincan Uygur Özerk Bölgesi (Doğu Türkistan), Çin Halk Cumhuriyeti içerisinde ve ülkenin batı bölgesindedir.Yüzölçümü: 1 828 418 km2, Nüfusu: 30 milyon (yaklaşık), başkenti Urumçi'dir. Nüfusun 16. 8 milyonunu Çin'liler, 12.5 milyonunu Uygur'lar, 1.1 milyonunu Kazak'lar, 600 binini Hui'ler oluşturur. Kalan nüfus farklı kökenlerdendir.     

Doğu Türkistan, İç ve Orta Asya'da kurulmuş olan Türk devletlerinin ve hanlıklarının merkezi olmuştur.

MÖ 8-3 asırlarda İskitler'e; MÖ 300- MS 93 yıllarında Hunlar'a; 522-744 döneminde Göktürk İmparatorluğu'na; 744-840 devresinde Uygur devletine; 751-870 Karluk ve Karahanlılar İmparatorluğu'na ve Saidiye Hanlığı'na merkez olan (1509-1679) bu Türk yurdu, tarihte daima dikkatleri üzerine çekmiştir.

8. ve 18. asırlar arasındaki bin yıllık dönem, Çin İmparatorluğu ile önemli derecede kültürel ve siyasî işbirliğinin gerçekleştirildiği bir barış dönemi olmuştur. Ancak bu barış dönemi, Doğu Türkistan'ın 1759 yılında Çin Mançu İmparatorluğu'nun işgali ile son bulmuştur.

1759'dan bu yana Doğu Türkistan'da 200'den fazla silahlı ayaklanma olmuş ve Doğu Türkistan halkı 3 defa hürriyetin tadını tatma fırsatı bulmuştur.

1863'te bağımsızlığına kavuşan Doğu Türkistan'da Yakup Han başkanlığında "Doğu Türkistan İslâm Devleti" kurulmuş ve bu devlet; Osmanlılar, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanınmıştır.

Bağımsız Türk devletinin ömrü kısa sürmüş ve 1876 yılında Çin-Mançu devletince yeniden işgal edilmiş ve 1884'te Sincan "Yeni Toprak" adıyla Çin İmparatorluğu'na bağlanmıştır.

20. asrın başlarında Orta Asya'da oluşan milliyetçilik akımı neticesinde 1933 yılında Kaşgar'da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti kurulmuştur.

Bu cumhuriyet de  1937'de sona ermiştir.

1944'de Gulca şehri Çinliler'den temizlenmiş, "Üç Vilayet İnkılâbı" olarak bilinen bu ayaklanmalar neticesinde Doğu Türkistan Türkler'i, Ali Han Töre başkanlığında Doğu Türkistan Cumhuriyeti'ni kurmuştur.

Bütün Çin'e hakim olan Komünist Çin Kuvvetleri, 1949'da Stalin'in de onayı ile Doğu Türkistan'a girerek bu tarihi Türk ülkesini  işgal etmiştir.

Özerk bölge içinde etnik grupların dağılımına göre 8 Ağustos 1952'de 10 ayrı muhtar bölge tesis edilmiştir. Sincan (Uygur) Özerk Bölgesi bunlardan biridir. Fakat, tüm idarede bütün yetkiler Çinliler'dedir. Özerk yönetim organlarında görevlendirilen etnik unsurların siyasî, ekonomik ve askerî karar verme, denetleme yetkileri Çin Komünist Partisi kontrolü altındadır.

Doğu Türkistan; petrol, wolfram, altın, kömür, uranyum gibi stratejik hammaddelere ve  yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülkedir.

Çin'de mevcut 148 madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan'dan çıkarılmaktadır. Doğu Türkistan'da şimdiye kadar 5000 yerde maden ocağı işletmeye açılmış olup; Çin'deki toplam maden ocaklarının %85'ini teşkil eder.Yaklaşık 500 bölgeden "petrol", 30 bölgeden "doğalgaz" çıkarılmaktadır. Petrol rezervi 8 milyar ton olarak tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin'e taşınmaktadır. Çin'in kömür rezervinin yarısı Doğu Türkistan'dadır. Yıllık "altın" üretimi 360 kg. civarındadır. Uranyum, wolfram gibi stratejik madenlerle tuz ve renkli kristal taşları Doğu Türkistan'ın başlıca yeraltı ürünlerindendir. 150 bin km2 tarım arazisine, bir o kadar ekilebilen toprağa ve 12 bin km2 genişliğinde ormanlık alana sahip Doğu Türkistan yaylalarında 60 milyona yakın küçük ve büyükbaş hayvan beslenmektedir. Sanayi kuruluşlarında çalışanların %90'ını ve petrol tesislerinde çalışanların %99'unu bölgeye yerleştirilen Çinliler oluşturmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018