Sınav!
Çocukluğumuzdan bu yana ailemizden duyduğumuz ‘sınav / imtihan’ sözcüğü tam da yüreğimizin ortasında oturur. Sınavdan ‘krallar’ korkmuş, heyecanlanmayan yok, hazırlanan çok, hazırlanmadan giden de çok… Bir de kaderin sınavı vardır; ‘Allah’ın bize hazırladığı! Hepimiz hazırlıksız yakalanırız buna ve sınanırız. Bazımız başarıyla atlatır, kimimiz ise yeniliriz. Böyle bir durumda herkesin ağzında ‘ilahi aadalet’ söylemi vardır. Sadece sığındığımız ve beklediğimiz o kaldı çünkü… Adalet eninde sonunda tecelli eder, ama sabırlı olunmalıdır. Bazen sıkılırız beklemekten, ama bu yaşadığımız zor zamanlardaki sıkışık kapılar sonunda açılacak ve yüzümüz gülecek. Biz de yorulmuşuzdur tabii ki, ama sonunun iyi olacağını düşünerek sabır edeceğiz. Elimizden gelen en iyi şey budur çünkü...
Hayatımız boyunca sınavlardan geçeriz. Küçücük yaştan başlarız; ilkokul / LGS / ÖYS / ÖSS / KPSS… Alfabetik harflerin dizilişine sığınarak isimlenen sınavlar, bir ömür boyu bizi bekler! Bu bitmez yol hep devam eder. Üniversite biter, lisans / lisansüstü / master yapılır. Bunlarla da bitmez, eğer yükselmek isterseniz daha kat edecek yol çoktur. Bu arada yaşanan ‘hayat’ sınavlarını saymak bile zor. Sizden hep iyisini ve sabretmenizi isterler. Bu geçitlerin hepsi ferah alanlara kavuşunca bitecek sanırsınız. Bitmez!
Ama hayat doğduğunuz gün başlayan bir sınav değil mi zaten? Yaşam mücadelesi, karın doyurma… Bir yandan da elimizdeki ‘küçük şeylerle mutlu olmak gerek.” Bizim öğretimiz budur. Ruhumuzu okşayan, hırsımıza mağlup olmadan, bizi sevindiren duygulara yer vermeliyiz. Sınav heyecanını dindirmek için mutluluğu aramalı ve ona tutunmalıyız. Sınav sonuçları açıklandığında neler yapabileceğimizin düşüncesi bile bizi mutlu eder. Coşkumuzu o güzel günlere saklamalıyız. Eninde sonunda geçecektir bu sınavlar. Zor olmuştur belki! Ama bir yenisine kadar, kazanmanın mutluluğu yüreğimizde, tadı damağımızdadır.
Bütün sınavların başarıyla sonuçlandığı ve zorlukların yenildiği güzel günler dileğiyle...