Simon Sinek: 'Liderler en son yer'

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Geçen hafta Simon Sinek’in “Neden ile Başla” kitabına göz atmıştık. Bu hafta Simon Sinek ile devam edeceğiz. Kitabımızın adı “Liderler En Son Yer”. Türkçe’ye Othello Yayınevi tarafından kazandırılmış. Orijinal adı “Leaders Eat Last”.

Kitap liderlik kavramına tamamen yeni ve özgün bir yaklaşım getiriyor. Sinek kitapta, etkili liderliğin insanların doğasını, motivasyonlarını ve birlikte çalışabilme kapasitelerini anlamayı gerektirdiğini ileri sürüyor. Ona göre liderler, çalışanlarına ilham veren, güvenden ve işbirliğinden yararlanabilen ve çevrelerindeki insanları daha iyi bir geleceğe taşıyan kişiler olmalı. Sinek, liderliği bir hizmet olarak görüyor ve en iyi liderlerin, ekibin geri kalanına hizmet etmek için önceliklerini belirleyen kişiler olduğunu vurguluyor.

Bu bakış elbette geleneksel insanları peşinden sürükle tarzı liderlik anlayışından farklılaşıyor. Kitabı değerli kılan da bu bakış açısı. Simon Sinek, özellikle Y ve Z kuşaklarının liderlikten ne anladıkları ve ne beklediklerini iyi yakalamış. Ben kitabın geleceğin liderlik anlayışını yansıttığına inanıyorum, bu nedenle yönetim alanında çalışan herkesin kitabı okuması ve kafalardaki geleneksel lider algılarını genişletmelerini öneriyorum.

Kitap hakkında

Kitabın başlığı, bir liderin ekip üyelerinin refahını kendi çıkarlarından daha önemli görmesi gerektiğini anlatıyor. Askeri bir anekdot olan "Leaders Eat Last" deyimi, liderlerin askerlerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından önce yerine getirdiği bir kuralı veya teamülü ifade ediyor. Yazar bu teamülün, iş hayatına da aynı şekilde uygulanabileceği düşüncesiyle bir liderin ekibinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından önce karşılaması ve böylece onların güvenini kazanması gerektiğini ileri sürüyor. Ekiplerin ihtiyaçlarının öncelikle karşılanması, özellikle ülkemiz açısından gerçekçi olmayan bir yaklaşım gibi düşünülebilir, ancak her geçen gün iş gücüne katılımın daha da azaldığı, gençlerin eskisi gibi kurumsal hayata girmeyi ve kalmayı çok düşünmediği gerçeği de göz önüne alındığında, bu liderlik tarzının önemi ortaya çıkıyor.

Sinek, kitabında bilimsel araştırmaları ve anekdotları bir araya getirerek, güçlü liderliğin biyolojik temellerini ve sosyal dinamikleri inceliyor. Oksitosin ve endorfin gibi hormonların, insanlar arasında güven ve işbirliği oluşturduğunu ve bu sürecin, bir iş yerinde pozitif bir kültür yaratmak için nasıl kullanılabileceğini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Liderlik konusunda biyolojiye atıflar gerçekten ilginç geliyor ama düşününce bir şekilde anlam veriyorsunuz. Kitabın ortaya koyduğu temel fikir Kitabın ana mesajı, “liderliğin temelde bir hizmet olarak görülmesi gerektiği” olarak kitabın içinde defalarca vurgulanmış. Bir liderin öncelikli görevi, ekibini korumak ve onları yükseltmek olarak tanımlanıyor. Liderlerin, ekip üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak, onları motive etmek ve onları, hem bireysel olarak hem de bir ekip olarak daha yüksek bir amaca doğru ilerlemeye teşvik etmek için çaba göstermeleri gerektiği anlatılıyor.

Kitaptan alınabilecek dersler

Liderlik bir sorumluluktur, sadece bir rütbe ya da makam değildir: En önemli çıkarım, liderliğin, sorumluluğu altındakileri koruma ve imkân sağlama sorumluluğu olarak yeniden tanımlanmasıdır. Liderler, ekiplerinin refahı için kendi çıkarlarını feda etmeye istekli olmalıdır.

Liderler bir Güvenlik Çemberi oluşturmalıdır: Güvenlik Çemberi, çalışanların kendilerini güvende hissettikleri, birbirlerine güvendikleri ve dışarıdan gelen zorluklara karşı birlikte çalıştıkları bir ortamdır. Bu çemberi oluşturmak için liderler işbirliğini teşvik etmeli ve grup içinden algılanan iç ve dış tehditleri ortadan kaldırmalıdır.

Doğru kimyasallar önemlidir: Sinek, hepsi de insan duygularını ve davranışlarını etkileyen dört kimyasaldan (endorfin, dopamin, serotonin ve oksitosin) bahsediyor. “Özverili” kimyasallar olarak adlandırdığı son ikisinin, sosyal bağı teşvik ettiğini, gurur ve sadakat duyguları oluşturduğunu ileri sürüyor. Yazara göre liderler, işbirliği ve güveni teşvik etmek için işyerinde serotonin ve oksitosini artırmayı hedeflemelidir.

Neden'in gücü: Bu, Sinek'in daha önce "Neden ile Başla" adlı kitabında vurguladığı bir kavramdır. Liderlerin kâr güdüsünün ötesine geçen net bir vizyon, misyon ve amaç ifade etmeleri gerektiğini yinelemektedir. Bu “Neden” çalışanlara ilham verecek ve onlara işlerinde yön gösterecektir.

Dijital çağda liderlik: Sinek, bağımlılık yaratan teknolojinin tehlikeleri ve gerçek insan etkileşiminin önemi konusunda uyarıyor. Liderlerin işyerinde teknoloji kullanımına dengeli bir yaklaşımı teşvik etmelerini öneriyor.

Liderlik bir hedef değil, bir uygulamadır: Liderlik sürekli öğrenmeyi, büyümeyi ve uyum sağlamayı gerektirir. Bu, sorumlu olmakla değil, sorumluluğunuzdakilerle ilgilenmekle ilgilidir. Mükemmel bir lider yoktur, ancak ekibine hizmet etmek ve onları korumak için sürekli çaba göstermek, bir lideri büyük bir lider yapar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar