Simit satıcılığından sanayiciliğe giden yol...
Pazartesi günü Tuzla OSB’de kendi iş alanında duayen olarak tanınan Ali Kösedağ’ı ziyaret ettim.
Proje bürosundan, pazarlama bölümünü ve üretim yapılan alanları gezerken Ali Bey bir yandan da iş yaşamına sanayiciliğe nasıl başladığını keyifle anlatmaya başladı.
“Kösedağ Tel Örme’yi 1978’de kurdum.
Türkiye’de Tel Örme Çit Sanayii unvanıyla kurulan ilk firmayız.
Tabii o zaman tel çit dediğimizde bugünkü anlayış ve ürünler yoktu ve oldukça basit sistemlerle uygulanıyordu.
Şimdi birçok alternatif ürünlerle çok geniş bir sektör haline geldi.
Fabrikamızda şu an üretimle ilgili yüz personel çalışıyor.
Bunun dışında yurtiçinde ve yurtdışında da bayilerimiz var.
Bizim bir özelliğimiz var; ürettiğimiz ürünlerle ilgili makineleri de kendimiz yapıyoruz.
Örneğin şu gördüğümüz makine.
Ar-Ge çalışmasını yaptığımız bir ürünümüzü mevcut makineleri 30 kişilik insan gücüyle yapabiliyorduk.
Bu ürünü yapabilecek makineyi Almanya’dan istediğimizde 3 milyon euroya 2 yıl sürede yapacaklarını söylediler.
7 ayda makinenin mekaniğine, yazılımına, donanımına kadar biz gerçekleştirdik.
30 kişinin yaptığı işi bugün 3 kişi yapıyor ve insan gücü sadece kontrol ediyor.
Dolayısıyla biz kendi alanımızda dünyanın en ileri teknolojisiyle üretim yapıyoruz.
Bazı ürünlerle ilgili makinelerde dünyada sadece bizde var.
Sektörde Türkiye’nin ötesinde, dünyada bilinen bir markayız.
Show-Room’da sergilenen ürünleri göstererek sektörümüzde, Türkiye’de ve dünyada ürün gamı en geniş olan firmalardan biriyiz.
Örgü teli, kaynaklı teller, jiletli teller, panel, güvenlik paneli, jiletli panel yapıyoruz.
Kapılar, geçici ve dekoratif çitler, yaprak çitler geniş ürün yelpazemizle her kesime hitap ediyoruz.
Bahçesinin etrafını çevirecek kişi için de, tarlasının etrafını çevirecek, villa, fabrika, sanayi çevresi ve güvenliğin söz konusu olduğu alanlarda ürünümüz mevcut,
Dünyada olmayan ürünleri üretiyoruz bu da bizi daha avantajlı hale getiriyor.
Basit örgülü tel çitten bugünlere Ar-Ge’ye verdiğimiz önemle geldik.
Projelerimize TÜBİTAK’tan destek aldık.
Çok sayıda Ar-Ge projemizi ticari ürüne dönüştürdük, çok sayıda patentin sahibiyiz.
Örneğin, şu gördüğümüz aydınlatma sistemi tam anlamıyla bir Ar-Ge projemiz.
Dünyada ilk olarak “tel çitte güneş enerjisiyle aydınlatma” bir Türk firmasına, yani bize kısmet oldu. Bu proje için 3 yıl çalıştık. 127 tasarım, onlarca kalıp ve denemeler yaptık; sonunda mükemmel bir sisteme sahip olduk.
Elektrik yok, kablo yok, hiçbir altyapı yok; entegre bir sistem.
Güneş sistemiyle aydınlatma çok bilinen bir şey.
Ama biz bundan çok farklı bir şey yaptık.
Dünyada ilk olan bu projenin patenti de bize ait.
2009 yılında Road Blocker ve Mantar Bariyer üretimine başladık.
Amerika’da, Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da dünyadaki irili ufaklı 65 ülkeye ihracat yapıyoruz olmak inanılmaz bir duygu, bir keyif...
Bazen ihracat yaptığımız ülkelerin haritada yerini bile zor buluyoruz.
Bizim başka bir avantajımız hem fiziki güvenlik yapmamız hem de elektronik güvenlik yapmamız.
Dünyanın en gelişmiş fiziki güvenlik sistemlerini 1997 yılında kurulan Sibertek AŞ’nin elektronik güvenlik sistemleri ile bütünleştirerek projelendirmekte ve uygulamaktayız.
Kapalı devre TV sistemi, elektronik çevre güvenlik sitemi, hırsız alarmı, hareket algılama ve ihbar sistemi, aydınlatma sistemleri, yangın algılama, ihbar ve söndürme sistemleri, bina otomasyon kontrol sistemi, haberleşme ağı kontrol sistemi, özel çağrı sistemleri, otopark kontrol sistemi, metal silah ve patlayıcı dedektörleri, kapı giriş kontrol sistemlerinden oluşmakta.
Odasında kahve içerken Ali Bey, Abdüllatif Şener Bey’le beraber Sivas Hükümet Meydanı’nda, simit sattık.
O günkü simitçi, bu ülkede başbakan yardımcısı oldu. Çok önemli görevler yaptı, çok da başarılı oldu.
Ben de çok gurur duydum.
Naçizane ben de bugün dünyada 65 ülkeye ihracat yapan bir şirketin sahibi oldum.
Allah’a şükürler olsun, çok gurur verici.”
Ali Kösedağ’ın başarısının öyküsü de kısaca böyle..
Ürettiklerini görünce, anlattıklarını dinleyince ben de heyecanlandım..