Şimdiye kadarki devede kulak; AB'ye ihracatta asıl sorun bundan son

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

TEPAV'ın AB pazarında yaşanan ihracat kayıplarını ele aldığı araştırma geniş ve farklı yankılar buldu. TEPAV'a göre Türkiye, krizden çıkış sürecinde AB'nin ithalatını artırmasından yararlanamamıştı. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve TİM yetkilileri bu çalışmada öne sürülen görüşlere kesin bir dille karşı çıktılar; Türkiye'nin AB'ye ihracatında bir eksen kaymasından söz edilemeyeceğini savundular. Bu çalışmanın sonuç bölümünde hangi görüşlere yer veriliyordu, anımsayalım:

"AB pazarında 'eksen kayması' yaşanmaktadır. Küresel krizden çıkışın başlaması ile birlikte AB'nin dışarıdan yaptığı ithalatın payı artmış, birlik üyelerinden yaptığı ithalatın payı düşmüştür. Türkiye ise AB'nin dışarıdan yaptığı ithalatın artması fırsatını değerlendirememiştir. Krizin olumsuz etkilerinin halen hissedildiği bu bölgede AB'nin ticaret kompozisyonundaki bu değişim kısa vadede 'kaliteden kaçış' anlamına gelebileceği gibi uzun vadede yapısal bir dönüşüme de işaret ediyor olabilir. AB'ye ihracatımız açısından büyük önem taşıyan bu konunun daha detaylı araştırılması gerekmektedir."

Araştırmada, döviz kuru değişimleri de irdeleniyor ve kur değişiminin AB'ye ihracatta çok da önemli olmadığı görüşü ileri sürülüyor. Buna örnek olarak da, para birimi değer kaybeden Türkiye, Tayvan ve Kore'nin AB'nin ithalatındaki pazar payları azalırken, paraları değer kazanan Çin, Endonezya ve Singapur'un pazar paylarını artırmış olmaları gösteriliyor. Hemen vurgulayalım; TEPAV kur değişimlerini hesaplarken, mevsimsel etkileri ortadan kaldırabilmek amacıyla Ekim 2009-Mart 2010 dönemini, Ekim 2007-Mart 2008 dönemiyle kıyasladı.

Eksen henüz tam kaymaya başlamadı!

Türkiye'nin AB'nin ithalatından aldığı pay kadar, gerçekleştirilen ihracatta AB'nin ne ölçüde pay almakta olduğu da önemli. Zaten bir anlamda çıkış noktası olabilecek veri de bu.

Bu yılın altı aylık verisine sahip olduğumuz için aynı bazda değerlendirme yapabilmek adına, son beş yılı değerlendirirken yine ilk altı aylık dönemi esas aldık. 2006 ve 2007 yıllarında ihracatımızın yaklaşık yüzde 57'sini AB'ye yapıyorduk. AB'nin payı, 2008 yılında yüzde 51'e düştü. 2008'de payın hızla gerilemesinin krizle bir ilgisi yok, çünkü bu oran ilk altı aya ilişkin.

2009'a geldiğimizde AB'nin payı yüzde 44'lük bir düzeye inmişti. Bu yılın aynı döneminde ise sanılanın aksine AB'nin payında az da olsa bir artış kaydedildi. Yılın ilk yarısında toplam ihracatta AB yüzde 46'lık pay aldı. Bu yılın ocak ayında AB'nin payının uzun bir aradan sonra yüzde 50 sınırını aşarak yüzde 50.4 olduğunu da belirtelim.

Sorun bundan sonra derinleşecek

Merkez Bankası'nın gün ağırlıklı dolar ve euro kurundan yola çıkarak oluşturduğumuz euro/dolar paritesi ile AB'ye ihracat performansı arasında çok yakın bir bağ var. TEPAV'ın çalışmasında vurgu yapılan bazı ülkelerin, paraları değer kazandığı halde AB pazarında daha fazla pay alıyor olmaları kuşkusuz farklı nedenlere bağlı olabilir. Ama bizim gerçeklerimiz çok belirgin olarak ortada duruyor. Euro değer kaybettikçe, AB'ye ihracat tempo yitiriyor.

Ocak ayı… Parite 1.43 düzeyinde, toplam ihracat geçen yıla göre yüzde 0.5 gerilerken, AB'ye ihracat yüzde 17 artmış.

Şubat; parite 1.37'ye inmiş, toplam ihracatta yüzde 1.9 gerileme var, AB'ye ihracatta ise yüzde 28'lik artış kaydedilmiş.

Martta parite 1.36'ya gerilemiş, ama AB'ye ihracat artışı yüzde 33'le rekor kırmış. Toplam ihracatta da yüzde 21'lik artış var.

Nisanla birlikte iniş başlamış. Parite 1.34'e, AB'ye ihracat artışı yüzde 25.5'e gerilemiş.

Mayıs'ta parite artık 1.30'un altında; 1.26 düzeyinde, AB'ye ihracattaki artış da yüzde 20'nin altında; yüzde 19.6 düzeyinde.

Hazirana geliyoruz… Parite 1.22'ye iniyor, AB'ye yapılan  ihracattaki artış ise yüzde 5.1'de kalıyor.

Bu eğilimi grafikte de çok somut biçimde görmek mümkün. Euro/dolar paritesi geriledikçe, AB'ye ihracatın artış hızı düşüyor. Bu düşüşün iki nedeni var kuşkusuz.

Birincisi; bu kur düzeyiyle AB'ye ihracat yapmak karlı olmaktan çıkıyor ya da daha az karlı hale geliyor.

İkincisi; kayıtlara geçişle ilgili. Örneğin ocak ayında yapılan 100 euroluk ihracat, dış ticaret kayıtlarına 143 dolar olarak girdi. Oysa haziran ayında 100 euroluk ihracat bu kez kayıtlara yalnızca 122 dolar olarak yansıdı.

İkinci yarıda, çok zorlanılacak

İlk altı ayda geçen yıl 1.3316 olan parite, bu yıl 1.3290 düzeyinde oluştu; yani hemen hemen aynı. Ancak, bu yıl temmuz ayı ortalamasında 1.27 olan parite, geçen yılın ikinci yarı ortalamasında 1.45 düzeyindeydi. Yani, bu yıl geçen yılın çok gerisinde bir seyir söz konusu olacak.

Geçen yıl ilk yarıda 21 milyar dolar olan AB'ye ihracata, ikinci yarıda 26 milyar dolar daha eklenmişti. Oysa bu yıl, ilk yarıda 25 milyar dolar olan ihracata bu pariteyle ikinci yarıda geçen yılki 26 milyar dolar kadar bir ek yapmak bile zor görünüyor. Dolayısıyla, AB'ye ihracatın ikinci yarıda geçen yılın altında kalması riski bile söz konusu.

AB'ye ihracatın ve Euro/Dolar paritesinin seyri 
2010 (Milyon Dolar)2009 (Milyon Dolar)Değişim Euro/Dolar 
   AB'nin  AB'nin(Yüzde)Paritesi
 AB (27)Toplampayı (%)AB (27)Toplampayı (%)ABToplam20102009
Ocak3.9517.84450,43.3857.88642,916,7-0,51,43031,3309
Şubat4.0048.27748,43.1228.43537,028,2-1,91,37081,2803
Mart4.5519.90246,03.4248.15742,032,921,41,35801,3017
Nisan4.3219.41545,93.4437.56245,525,524,51,34381,3197
Mayıs4.1519.81742,33.4707.34847,219,633,61,26371,3607
Haziran4.1909.56743,83.9878.33547,85,114,81,22151,4016
ALTI AYLIK25.16854.82245,920.83147.72243,720,814,91,32901,3316
Temmuz4.3459.05648,01,27331,4083
Ağustos3.5257.82345,11,4254
Eylül4.2398.48150,01,4527
Ekim5.07010.09550,21,4819
Kasım4.4198.90349,61,4902
Aralık4.55610.05545,31,4634
YILLIK   46.984102.13546,0   1,3900
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar