Şimdi yapısal reformlar zamanı…

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

31 Mart’ta sonuçlanan yerel seçimlerin ülkemize ve insanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Dile kolay tam on yılda, on seçim…

Seçimleri demokrasinin en temel şartı ve unsuru olarak görmekle birlikte bu kadar sıklıkta ve çoklukta seçimin ülkemizde ekonomisinde ve sosyal yaşamında gerekli olan yapısal reformların gecikmesine neden olduğunu söyleyebilirim.

TOSYÖV’ün düzenlediği yaklaşık 2 yıldır sürdürülmekte olan "KOBİ’lere ve Girişimcilere Sağlanan Destekler ve Finans Olanakları” ana temalı toplantıların moderatörlüğünü üstlendim.
Gidilen 12 şehrimizde toplantılara katılan ticaret ve sanayi odalarımızın başkan ve yöneticileriyle sanayicimizle, ticaret erbabımızla girişimcilerimizle konuşma fırsatını buldum.
Konuşulanları özetlemem gerekirse; “Hükümetimizin ekonomi alanında çalışmaları olumlu buluyor alınan kararları destekliyoruz.

Ancak, ekonomide, iş yaşamımızda, eğitimde reformların gerçekleştirilmesini umutla bekliyor, tarıma, tarımsal sanayiye ve hayvancılığa, bitkisel üretime, bölgesel kalkınmaya ve bölgesel turizme daha çok önem verilmesini” bekliyoruz diyorlar.

Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) yer alan öngörmelerin “Yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek sektörlere öncelik verecek, ihracatımızı, Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma temeline oturtarak, girişimciliğe yoğunlaşacağız” bölümüne dikkatinizi çekmek istiyorum.
İş dünyasınca her ortamda dile getirilmeye çalışılan benim de içtenlikle katıldığım “Ekonomide mutlak önceliğimiz üretim, üretimde ise yüksek katma değerli üretim” olmazsa olmazımız olmalı…

Bunları uygulamaya koyabilirsek, üretim, teknoloji, eğitim odaklı, bütüncül, özellikle bir yapısal dönüşüm dönemi, risklerin azaldığı, güvenli ülke algısının daha da güçlendiği bir yatırım ortamında sanayicimizin ve üreticimizin yatırım heyecanını yaratacaktır.

Türkiye ekonomisinin özellikle üretim odaklı bir yaklaşımla, stratejik alanlarda yüksek katma değer yaratması ve büyümesini ithalata bağımlı olmadan sürdürmesi büyük önem taşıyor.
Yapısal dönüşümün cari açığa da katkı sağlayacak kaliteli bir sanayileşme ve katma değerli yüksek büyümeyi hedefleyeceğini de unutmamak gerekiyor.
Kişisel görüşüm de alınacak yeni kararlarla 2019 yılının üçüncü çeyreğinde ekonomimizin pozitif yönde ilerleyeceği umudunu taşıyorum.

2023 yılına kadar seçim yok…

Yerel seçimlerin de geride kalmasıyla, önümüzdeki yaklaşık 4.5 yıllık seçimsiz dönem ekonomik, sosyal ve siyasal reform gündemimiz için önemli bir fırsattır.
Seçimsiz bu süre bu bağlamda da çok uygun…

Bu süre Türkiye için ekonomideki ve yaşamımızdaki yapısal dönüşümü sağlamak için büyük bir fırsat.

Gümrük Birliği sözleşmesi revize edilerek hizmetler, tarım, dijital tek pazar ve kamu ihaleleri gibi önemli alanlara genişlemiş bir gümrük birliği sözleşmesinin Türkiye'nin milli menfaatleri açısından çok yararlı olacağı inancındayım.
Yeni reform döneminde öncelikli hedefimiz ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmek olmalıdır.

2023 yılına kadar ülkemizde seçim olmaması yapısal dönüşümün, reformların gerçekleştirilmesi bağlamında çok kıymetli olacağına inanıyorum.

Yapısal reform tanımı çok farklılık taşıyor.

Ekonomist Mahfi Eğilmez’in tanımını sizlerle paylaşarak yazımı sonlandırmak isterim.
“Yapısal reform, bir sistemin daha verimli çalışabilmesi ve şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi için o sistemin yeniden yapılandırılması olarak tanımlanabilir.
Hukukun üstünlüğü ilesi ile herkesin yasalar karşısında eşit olması demektir.
Yabancı yatırımcı dışarıdan baktığında, ben bu ülkede iş kursam ticaret yapsam devlet benim hakkımı savunur diyebiliyorsa o ülkeye yatırım yapacaktır.

Bir ülkeye yatırım yapılması demek istihdamın artması ve ülkede değer üretilmesi demektir.
Bu reformlar, potansiyel üretim seviyesini arttırmayı hedefler.

Yapısal reformlar ekonominin arz yönünü etkiler.

Üretkenliği, yatırımı ve istihdamı arttırır.

İş gücünü kalitesinin arttırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, Ar-Ge’ye yönelik kapasitesinin arttırılması, rekabet ortamının oluşturulması yapısal reformlara örnektir.
Bu reformların hayata geçirilmesi, iş kurmayı veya yatırım yapmayı kolaylaştırır.
Doğal olarak ekonomi güçlenir, refah artar.

Yapısal reformlar kısa vadede hayata geçirilebilen ve hızlıca sonuç alınan çalışmalar değildir.
Zaman, çaba ve maliyet gerektirir.

Ama bu reformlar hayata geçtiğinde de ekonomiye uzun vadeli büyük katkı sağlar.

Mesela eğitim sisteminde yapılan reformlar uzun zaman alabilir ve yüksek maliyette olabilir.
Ancak daha yetkin bir neslin yetişmesinin önünü açar.

Bu da uzun vadede hem ekonomik hem sosyal yaşama katkıda bulunur.” Sözleriyle Mahfi Eğilmez yapısal reformları tanımlıyor…

Ekonomide ve sosyal yaşamımızda yapısal reformların gerçekleşmesi umuduyla…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar