Şimdi Gaziantep’e gitme zamanı
Bu yazının konusu uzun zamandır aklımda olmasına rağmen elim bir türlü klavyeye gitmedi. Yaşanan olaylar, sıkıntılar buna izin vermedi. Yazmak istedim, yazamadım. Ama “Bugün oturup yazacağım” dedim, ısrarla kendime. Çünkü Gaziantep her zaman güzelliklerle anılmayı hak eden özel bir kent. Hep olumlu şeyler yazıyorsunuz eleştirilerine inat “Şimdi Gaziantep’e gitme zamanı” diyeceğim.
Öncelikle Gaziantep’in Türkiye’nin hatta dünyanın herhangi bir kenti kadar güvenli yada güvensiz olduğunu söylemek istiyorum. Bu nedenle Gaziantep’e gelme planlarınız varsa ertelemeyin. Halen yazdan kalma tatlı bir sıcaklık eşliğinde gününüzü dolu dolu geçirebileceğiniz birçok etkinlik planlayabilirsiniz. Gaziantep’e gelmek için çok sayıda nedeniniz var. Ancak en önemlisi sanırım Gaziantep’in yemekleri, tatlıları, kebapları. Öyle ki, Gaziantep dünyada “Gastronomi kenti” seçilen sekizinci kent. Bu ünvanın boşuna verilmediğini gelip bu lezzetleri yerinde tattığınızda karar verebilirsiniz.
Dünyanın en lezzetli fıstığı Antep fıstığı başta olmak üzere özel malzemeler kullanılarak Gaziantepli ustaların hünerlerini sergilediği Avrupa’nın tescillediği ilk ürün olan baklavayı Gaziantep’te yediğinizde şimdiye kadar yediğiniz tüm tatlıların tadını unutacağınızın garantisi verilir. Baklavada adres mi; Ayıntap, Koçak, Çelebioğulları, İmamçağdaş, Güllüoğlu.
Yine sabah kahvaltılarında süt ile birlikte ikram edilen incecik yufka, kaymak ve fıstıkla yapılan Gaziantep katmerini hiçbir yerde bulamazsınız. Katmerde adres mi; Ünal, Zekeriya, Orkide.
Her yerde kadayıf tatlısı vardır var ama Gaziantep’te kadayıf başka bir ustalıkla resmen sanata dönüşüyor. Adres mi; Erçelebi, Altıntel.
Gaziantepliler olarak et yemek istemediğimiz zaman acılı nohut dürümü iyi bir alternatiftir. Nohut dürümü sadece Gaziantep’e özgüdür. Adres mi: Dürümcü Recep, Fiko, Adil Usta. Pirzolo ve ayva ile yapılan ekşili tarak ise kaşıkladığınız müthiş suyuyla bambaşka bir lezzettir. Adres mi benim favorim Sanayi’deki esnaf lokantası Tadım.
Yine Gaziantep’e özgü keme kebabı da sadece mart ve haziran ayları arasında bulunan özel bir kebaptır. Kemenin ne olduğunu anlatmakta fayda var, değerli bir mantar türü olan trüfün yakın akrabası olan keme, sadece ilkbaharda Gaziantep ve yöresinde yetiştiriliyor. Keme kebabında adres mi; Halil Usta.
Gazianteplilerin gözdesi ise küşleme kebaptır. Küşlemeyi bilmeyenler için küçük bir açıklama yapayım. Bir koyunun omurgasının etrafında sadece iki parça bulunan, sinirsiz leziz bir ettir. Kebap çeşitleri arasında simit ve sebzeli kebapta hafif kebap severlerin Gaziantep’teki tercihidir. Kebap çeşitlerinde adres mi; Kebaphan- Küşlemeci Hüseyin Usta, Kebapçı Mehmet Usta, Halil Usta, İmamçağdaş, Ünal, Metanet, Kelebekçi Ali Usta.
Gazianteplilerin çıtır çıtır lezzetli lahmacunu da başka yörelerin lahmacunundan farklıdır. Ancak farkı tadarak anlayabilirsiniz. Adres mi; Üçler, Çıtır, Ünal.
Gelelim beyrana. Çoğunlukla kışın ama Gazianteplilerin 12 ay tükettikleri şifalı çorbaları beyran. Yani benim favorim. Kışın haftada iki defa tüketirseniz grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklar size uğramaz. Beyranda adres mi: Kelebek, Beyoğlu, Yesemek, Sakıp Usta.
Bazı adresler verdim ama Gaziantep’te mekan çok hatta şunu rahatlıkla söyleyebilirim sokak aralarında seyyar olarak satılan kebaplar, tatlılar dahi çok lezzetlidir.
Tüm bu lezzetleri tattıktan sonra Gaziantep’in çarşılarını gezip Gaziantepli ustaların sanatlarını konuşturdukları yemeniler, bakır ve sedeften şahane ürünler bulabilirsiniz. Sonrasında Gaziantep’in müzelerini, Gaziantep Kalesi'ni, hamamlarını, eski Gaziantep evlerininin olduğu sokaklarda gezebilirsiniz. Vakit sorununuz yoksa Fırat Nehri üzerinde Rumkale manzarası eşlinde keyifli bir tekne turu atabilirsiniz. Biraz soluklanmak için ise Tahmis Kahvesi'ne gidip yöreye özgü türküler eşlinde menengiç kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Bu yazıya sığmayacak kadar çok anlatacak şey var Gaziantep’e dair. Son söz; “Şimdi Gaziantep’te gitme zamanı” diyor ve herkesi Gaziantep’e davet ediyoruz.