Şimdi biz gelişmiş ülke mi olduk?
ABD Başkanı Trumph "Türkiye'nin ekonomik durumu göz önünde bulundurularak artık Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden (GTS) yararlanan gelişmekte olan ülkeler listesinde olmaması gerektiğini düşündüğüm için bu adımı atıyorum. Fakirliğin azalması, kişi başına düşen yıllık milli hasıla ve ticaret yaptığı ülkelerle ithalatın artması ve Türkiye'deki sektörler, gelişmiş ticaretinin göstergesidir. Buna ilave olarak Türkiye, gelişmiş ekonomisi sayesinde ve yaptığı karşılıklı anlaşmalarla diğer gelişmiş ülkelerin seviyesine gelerek diğer ülkelerin GTS programlarından da geçmiştir." açıklaması ile yine ülkemizin gündeminde epey bir etki yaratmayı başardı. Hani bu habere sevinsek mi üzülsek mi bilemedim. Haydi, bakalım biraz bu konunun detayına birlikte.
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin ne olduğuna bir göz atalım evvela. Bu sistem gelişmekte olan ülkelerin sanayi malları ihracatlarını arttırabilmek amacıyla, gelişmiş ülkelerin bu ülkelerden yaptıkları ithalatta belirli bir taviz marjı tanımalarını öngören bir sistem olup, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerden ithal ettikleri sanayi malları üzerindeki vergilerini “karşılıklılık” esası dışında tek taraflı olarak sıfırlamaları veya indirim uygulamaları anlamına gelmektedir.
Bu sistemin yürürlüğe konması, 1970 yılında Ticaret ve Kalkınma Konseyi tarafından kabul edilmiş, bu tarihten sonra da gelişmiş ülkeler tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Bugün, Avrupa Birliği (AB), ABD, Japonya, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve ülkemiz tarafından uygulanmakta olan 11 otonom GTS düzenlemesi bulunmaktadır. Bu uygulamalar, gerek tercihli rejim kapsamındaki ürünler, gerek taviz tanınan ülkeler açısından farklılıklar göstermektedir. Türkiye eskiden birçok ülkenin GTS Rejimi kapsamında yer almakta iken, AB ile gerçekleştirilen Gümrük Birliği, EFTA ve birçok ülke ile akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmaları neticesinde bugün sadece ABD, Japonya, Rusya, Yeni Zelanda, Beyaz Rusya, Avustralya ve Kanada GTS'den yararlanmaktadır.
Sistemin kurucusu olan ABD, bugün Türkiye’nin gelişmekte olan ülke statüsünden gelişmiş ülke statüsüne geçmesi gerektiğini, en azından ABD için böyle değerlendirilmesinin düşünüldüğünü belirtiyor. Hiç yoksa bugün ABD’ye ihracat yapan on civarı firmadan telefon aldım. Hepsinin endişesi aynı idi, bizim ihracatımızda düşüş olur mu? Evvela bunun için, ihracata konu olan ürünün bu sisteme tabi bir ürün olup olmadığının kontrolü gerekiyor. Eğer sistemin içerisinde yer alan bir ürün ve ABD dediğini yapar ise, bu üründeki indirimli vergi, yani taviz ortadan kalkmış olacak. Bu da hiç şüphesiz ihracatımızda bir düşüşün olacağını gösteriyor.
ABD’nin bu muhtemel kararında samimi davranmadığını ve gerçek amacın bu olmadığını söylemek herhalde malumun ilanı olur. Hele ki aynı gün OECD tarafından açıklanan Türkiye’nin büyüme oranı tahmininin yüzde 3.5’ten 3.3’e düşmüş olması da olayı daha manidar hale getiriyor. O halde ne yapmak istiyor Trump, gerçek amacı ne diye baktığımızda, işin içinde siyasi bazı sebeplerin olduğu göze çarpıyor. Siyasete bulaşmama adına detaya girmeyeceğim, ama basında yer alan Rusya'dan satın aldığımız S-400 füze savunma sistemine ilişkin duyduğu kaygıyı ve Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarının teslimatının geçici olarak durdurulmasını da öngören bütçeyi onayladığı haberlerine göz atmak konuyu çözümlemek için yeterli olacaktır.
Bu konuda duyduğu rahatsızlıktan ötürü ABD, Türkiye’yi ticari olarak zora sokmaya çalışarak kendince cezalandırmaya çalışıyor. Bunu yaparken de Türkiye’nin artık gelişmiş ülke statüsünde olduğunu dile getirmekten de çekinmiyor. Hani derler ya sözün bittiği yer; işte sanırım şu an tam da oradayız…