Silikon vadisi - Türkiye
Günümüz dünyasında teknoloji sektörü denilince akla gelen ilk merkez olsa gerek, Amerika’da Kuzey Kaliforniya’daki San Francisco vadisinin bir parçası olan Silikon Vadisi. İnternet ve teknoloji sektörünü oluşturan binlerce şirketin merkezi olan bu yerleşke dünya ekonomisinin büyük bir kısmına etki etmekte. Önce biraz bu önemli merkezi inceleyerek başlayalım isterim bu haftaki hayalime. Hayalime diyorum, çünkü okudukça yazımın ana temasının, neden bizim de bir Silikon Vadimiz olmasın hedefini taşıdığını göreceksiniz. Zaten yazının başlığı da hayalim için koyulmuş bir isim, çok mu uzak bir ihtimal, çok mu zor. Şapkamızı önümüze koyalım, önce Silikon Vadisini tanıyalım, sonra da birlikte düşünelim.
Silikon Vadisi'nin adı bölgede yoğun bir şekilde çip (yonga) üretimi yapan teknoloji şirketleri olmasından kaynaklı. "Silikon kırmık" çip anlamına gelir ve bu kelimeden yola çıkılarak bölge çip üretilen vadi de diyebileceğimiz anlamla Silikon Vadisi adını alır. Silikon Vadisi'nin oluşmasındaki en önemli etken günümüzün en önemli üniversitelerinden birisi olan Stanford Üniversitesi’nin, bu bölgede çok daha önce kurulmuş ve öğrencilerinin bu bölgede teknoloji geliştirmesine imkan tanımış olmasıdır. Silikon Vadisi tarihinde ilk kurulan ve günümüzde hala faaliyetlerini sürdüren iki şirket General Electric ve Kodak iken, diğer yandan en büyük donanım üreticilerinden Hewlett–Packard (HP), Stanford Üniversitesi'nden mezun olan iki öğrenci tarafından Stanford'ın kampüsüne oldukça yakın bir garajda kurulmuş ve pek çok firmanın da bu bölgeye taşınmasına ön ayak olmuştur. Silikon Vadisi'nin teknoloji merkezi olmasıyla birlikte bu bölgede alanında profesyonel ve dünya çapındaki büyük şirketlerin merkezinde çalışan kişiler yaşıyor. Hal böyle olunca bölgedeki ortalama maaş 122 bin dolarlar mertebesinde iken, otellerdeki gecelik konaklama fiyatları ise 1.000 dolarların üzerinde.
Silikon Vadisi, içinde barındırdığı önemli teknoloji şirketleri sayesinde dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi halini almış. Öyle ki ABD'yi bir kenara bırakıp Silikon Vadisi'nin ekonomisine baktığımızda bu bölgenin ekonomik düzeyi birçok dünya ülkesinden daha yüksek. Beni bu yazıyı kaleme almaya sevk eden nokta da işte tam burası. Hani hep diyoruz ya, asıl ihtiyacımız olan şey ve dış ticaret fazlası vermemize etki edecek en önemli unsur katma değerli üretim. Emeği ve insan beynini ön planda tutarak elde edilebilecek böylesine önemli bir katma değerli üretim sektörü daha yok yeryüzünde. Bizim de bir silikon vadimiz olamaz mı diye bir nefes alıp, düşünmeye başlayıp, biraz daha tanımayı sürdürelim.
Silikon Vadisi'nin bu denli büyük bir teknoloji odaklı girişim merkezi haline gelmesi bu bölgede bulunma şansı olmayan girişimcilerin hevesini kırıyor ancak durum öyle değil. Silikon Vadisi'nde büyük merkezleri olan birçok önemli şirket farklı noktalarda kurulmuş ve belli bir başarıyı yakalayınca Silikon Vadisi'ne taşınmış. Örneğin Facebook'un ilk temelleri Mark Zuckerberg tarafından Harvard Üniversitesi'nde atılmasına rağmen, Zuckerberg ve ekibi belli bir başarıya ulaşınca merkezini Silikon Vadisi'ne taşımış. Silikon Vadisi'nde merkezi olan ve en görkemli ofise sahip iki şirket Google ve Apple, her gün liderlik yarışında sıra değiştirirken açık ara fakla Silikon Vadisi'ndeki en büyük şirketler rütbesini kimseye kaptırmıyor.
Gelelim bize ve bizdeki manzaraya. Şu anda ütopik gibi gelen bu düşünceyi, bir hedef olarak koyuyor olmamız ve bu yolda girişim başlatıyor olmamız bence hiç de o kadar imkansız değil. Hani bir yanı dış ticaretçi öbür yanı ekonomist olarak ben yıllardır ihracatı arttıralım, katma değerli üretim yapalım diyorum; ama hizmet sektörümüzdeki bu fırsatı belki de ilk kez bu denli dile getiriyor ve vurguluyorum. Türkiye’nin yetiştirdiği onlarca parlak mühendis ile bir Kanada seyahatimde aynı anda tanışma fırsatı elde etmiştim. Kimi Microsoft’ta çalışıyordu, kimi IBM’de, kimi Apple’da. Bu sadece benim gördüğüm; ama duyduğum yüzlerce ve binlerce bu tür beyinlerin, yani ülkemiz insanının var olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki pek çoğu, alanında iş fırsatı elde edemediği için Amerika, Kanada veya Almanya gibi ülkelere dağılmış, oralarda çalışıyorlar. Ben çok başarılı teknoloji şirketleri oluşturabileceğimiz gönülden inanıyorum. Örneğin oyun programları yazma konusunda biliyorum ki Türkiye son derece başarılı. Bu durum beni umutlandırıyor. Neden bizim de tüm dünyanın kullandığı yazılım markalarımız olmasın, olamasın. Aslında son derece başarılı bu tarz firmalarımız var olmasına rağmen, yabancı firmalara duyulan güven ve hayranlık bu firmalarımızın kendilerini gösterebilmelerine pek de olanak vermiyor. Yerli ürün kullanırken, katma değeri yüksek bu şirketlerimizi de aklımıza getirmeliyiz.
Şimdi ülkemiz için kolları sıvamalı, teknoloji üssünü yaratmak için adımlar atmak üzere harekete geçmeliyiz. Ben devlet yetkililerine bir farkındalık yaratabilme adına, konuya dikkat çektim, umuyorum yerini bulur. Gerek Ticaret, gerekse Bilim Teknoloji Bakanlarımızın konuyu sahiplenip ele almaları en büyük arzum. Tarihi bir fırsatı daha fazla ertelememeli ve bir an önce hayali gerçeğe dönüştürmek için somut hamleler yapmalıyız. Unutmamak gerekir ki, her şey önce hayal etmekle başlar.