Silikon modeli diye bir şey...
Türkiye’nin, 2023 için kaç tane fen, mühendislik, matematik (yaygın tanımıyla STEM) lisans mezununa ihtiyacı var? Bu bilgi, her halde Ankara’da bir dosyada olsa gerek? Ama biz, vatandaş olarak bu konuda bir vizyon anlatana, bilgi verene rastlamadık henüz.
ABD’nin ise bu konudaki vizyonunu bizzat cumhurbaşkanı açıkladı: “On yıl içinde bir milyon STEM mezunu hedefl iyoruz. Bunu sağlamak için 2015 bütçesine 450 milyon dolar ödenek koyduk.” (08.02.12)
ABD, küresel rekabetçilikte önde koşmanın, yenilikçilikte önde koşmakla eş anlamlı olduğunun bilincindeki ülkelerden... Rekabet gücünü kaybetmemek için STEM dedikleri “bilim, teknoloji, mühendislik, matematik”te yetkin işgücüne sahip olmak gerektiğinin de bilincinde.
Bu yetkinliğin, küresel başarı örneği olarak görülen Silikon Vadisi “formülü” ile kazanılabileceği görüşü giderek egemen oluyor. Formülde; yaratıcı düşünce sahibi kişi, ona maddi destek olacak para kaynağı, fikrini ticari ürün/ hizmete dönüştürecek düzenleme olanağı gibi önemli ama farklı kaynaklar bir arada bulunuyor. Formülde “sabite” olarak üniversite- sanayi (özel girişim) işbirliği hep var.
Silikon Formülü’nü ABD’de “sıfırdan” bir üniversite kurarak uygulamaya karar verdiler: Florida Polytechnic University, önümüzdeki ay “işletmeye” açılıyor. İşletmeye... Çünkü “eğitime” açılıyor demek zor.
50 tane tam zamanlı hoca, Rutgers, Cornell, California State gibi önemli üniversitelerden geldi. Ama hiç bir hoca “kadrolu” olmayacak. Bir kaç yılda bir performans değerlendirmesi yapılarak kontratları yenilenecek veya bitirilecek. Hocalar arasında sıkı rekabet, hepsini “hızlı, daha hızlı” olmaya teşvik sistemi. 500 öğrencinin hepsi burslu (yılda 20 bin Dolar üstü). 6 bin mühendis çalıştıran teknoloji şirketi Harris’le birlikte Lockheed, Cisco, Microsoft v.b. danışma kurulunda akıl fikir verecek. Öğrencilere iş imkanı yaratacak.
Dersliksiz, ama araştırma laboratuvarlı farklı bir mekan. “College of Innovation and Technology” diye yeni bir kavram. Oyun simülasyonu. Veri görselleştirme (bilişimde yeni bir alan). Siber güvenlik laboratuvarı. Girişimcilik laboratuvarı. 55 tane 3-Boyutlu baskı cihazıyla şipşak prototip üretme. Ve bunun gibi başka yenilikçi tekno fırsatlar.
Nihai amaç: Bütün beyinsel enerjisini yaratıcılık-yenilikçilik için harcayacak, parayı-pulu düşünmeden ürün/hizmet tasarlayacak Y-Kuşağına öğrenme-deneme- yanılma ortamı sağlamak. Deneyimli hocalar, ders verirken, gençlerin fikir geliştirmesine ve bunu gerçekleştirmesine yardımcı olacak.
Yeni üniversite, bir “üniversite” olmaktan ziyade Silokonumsu bir “yeni girişimcilik şirketi” (Start- Up) sanki. Bu konulardaki yayınlarıyla ünlü FastCompany dergisi, “Silikon Vadisini şişeye koydular, oraya götürdüler” diye yazdı zaten.
Silikon Formülü rüzgarı, Ankara’da Bilkent’e kadar ulaşmış durumda: Türkiye’de, özel sektörün teknoloji geliştirmek, yenilikçilik yeteneğini desteklemek amacıyla kurulmuş TTGV (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı), Bilkent Teknokent Cyberpark’ta “Kıvılcım Merkezi” kuruyor.
Burası, sermaye öncesi çekirdek finansmanına odaklanacak. Bilkent’teki araştırmaların ticarileştirilmesi çabalarına bir kıvılcım çakacak. Daha sonraki hedef, ODTÜ, Bilkent, Hacettepe üçgeninde, yani Türkiye’nin STEM Vadisi’nde de aynı “kıvılcımı” çakmak. Burası, ülkedeki temel ve uygulama faaliyetlerinin hem girdi (finansman) hem çıktı olarak %30-40’ını barındırıyor.
Her ne kadar bu girişimin, Florida’yla sadece uzaktan bir fikirdaşlığı varsa da, nihai amaç aynı: Yenilikçilikte hız kazanmak. 19. ve 20. yüzyılda kalmış değer yargılarını çöpe atıp, Silikon Formülü’nü benimsemek.