Sıkıntılı galibiyet
Fenerbahçe, sahasında ağırladığı Antalyaspor’u 90 + 6’da Nani’nin frikikten attığı golle 2-1 mağlup etti ve şampiyonluk yarışında önemli bir yara almaktan kurtuldu. Maç sonunda şüphesiz Fenerbahçe taraftarı çok sevinçliydi ancak bu sevincin nedeni, gitti denilen puanların Nani’nin sihirli vuruşuyla geri gelmesiydi. Oysa maç öncesi sarı-lacivertli taraftarlara hâkim olan hava, bol gollü ve en az üç farklı bir galibiyet beklentisiyle özetlenebilirdi. Açık söylemek gerekirse, Fenerbahçe Rize’den sonra sahasındaki Antalyaspor maçında da parlak transferlerin yarattığı beklentiden çok uzaktı. Bazı yorumcular bunu sezon başına ve takımın ihtiyaç duyduğu alışma sürecine yoruyorlar ki, kısmen haklılar. Öte yandan sarı-lacivertli takımda taktiksel ve yapısal bir takım problemlerin olduğu da bir gerçek. Futbolda takım içinde yer verebileceğiniz forvet özellikli oyuncuların sayısı sınırlıdır. Üstelik başa baş noktasını kaçırdığınızda kadroda yer alan her forvet saha içi sonuçlarına menfi yönde etki etmeye başlar. Fenerbahçe ise doymak bilmeyen bir iştahla forvet/santrfor transfer etti ve bu yazı yazıldığı esnada da son dakika girişimlerini sürdürüyordu. Her şeyden önce Vitor Pereira’nın kafasındaki sistem; Fernandao’nun, van Persie’nin, Nani’nin ve Diego’nun 90 dakika boyunca rakip yarı sahada etkili pres yapmasını gerekli kılıyor. Bu durum ise oyuncuların maçın ilerleyen anlarında fizik bakımdan yıpranmasına neden oluyor. Antalyaspor karşılaşması sonrası Nani’nin “80.dakikadan sonra fiziksel olarak yorgunluk hissettik.” açıklaması da bu çerçevede değerlendirilmeli. Yarın Avrupa liginde zorlu maçlar ve içeride bozuk sahalarda deplasmanlar başladığında bu sistemle sarı-lacivertli takımın hedeflerine yönelik sonuçlar alması bir kat daha zorlaşacak. Evet, Fenerbahçe’nin kadrosu çok geniş ama maç içinde geçiş yapmaya çalıştığı sistemler birbirine taban tabana zıt. Bu sebeple sıkıntı yaşanıyor.
Antalyaspor penceresinden karşılaşmayı değerlendirecek olursak, ilk devrede oyunu tamamen yarı alanında kabul eden kırmızı-beyazlı ekip, topu Fenerbahçe’nin yetenekli ayaklarına bırakmanın bedelini soyunma odasına mağlup giderek ödedi. İkinci devrede ise hem savunmayı biraz önce çıkarıp alan daraltmaya hem de pasla oyuna çıkmaya çalıştılar. Her iki 45 dakikayı izledikten sonra Antalyaspor’un ikinci yarıdaki oyun tarzını benimsemesi gerektiğini düşünüyorum. Bilhassa ilk 45 dakikada Eto’o’ya kaldırılan topların tümü duvara çarpmış misali geri döndü çünkü Kamerunlu yıldız topu ayağına isteyen ve pas istasyonu olmayı seven bir oyuncu. Kjaer’in ilk devredeki amansız markajı Eto’o’yu yıldırırken, ikinci devredeki oyun ise golcü futbolcunun bir gol hazırlamasına yardımcı oldu. Ayrıca sakatlanan Emre’nin yerine giren Guilherme de kaliteli bir oyuncu olduğunu kısa sürede gösterdi. Takıma yeni katıldığı için bu karşılaşmada yedek beklediğini düşünüyorum. İlerleyen haftalarda as takımdaki yerini alacaktır. Bunun dışında tıpkı hafta içinde yaptığımız analizde belirttiğimiz gibi Emrah ve Ömer’in birlikte görev aldıkları sağ kanat savunma açısından alarm veriyor. Nani ve van Persie’nin birlikte deplase oldukları anlarda süngüleri tamamen düştü ki, bu maçı izleyen teknik adamlar önümüzdeki haftalarda Antalyaspor’un bu zaafını kullanmak isteyebilirler.
Son dakika golü öncesi verilen frikik kararına ve uzatmanın süresiyle ilgili tartışmalara pek girmek istemiyorum. Benim için önemli olan iki takımın ileriye dönük verdikleri sinyaller. İki takımda da güçlü bir ışık göremediğimi söylemeliyim.