Sıkılaşmanın faturası: Konkordato

Burcu KÖSEM
Burcu KÖSEM [email protected]

Parasal sıkılaşmanın beraberinde getirdiği yüksek borçlanma maliyetleri öncelikli olarak kendisini tüm dünyada zombi şirketlerde gösterir. Zombi şirketler günümüzde ICR (faiz karşılama oranı) ve Altman Z skoru gibi oranlarla ifade edilmektedir. Tarifini; borçlarının faizini dahi yarattıkları faaliyet karlarından karşılayamayacak denli verimsiz firmalar olarak yapabilirim. Bu tarz firmaların varlığı esasında sistemsel olup, küreselleşmenin hızlandığı 2000’li yıllardan itibaren uygulanan genişlemeci politikalarla sayılarının da arttığını gördük.

Sürekli finanse edilerek bir şekilde yaşatılan bu firmaların pek çoğu dünyada sıkı para politikalarına dönüşle birer birer iflaslarını açıklamaya başladılar. Avrupa ve ABD’de en yoğun biçimde geçtiğimiz yıl kendisini hissettiren bu dalganın bu yılda devam etmesi bekleniyor:

OECD verilerine göre birçok ülkede iflas oranları 2008-2009 mali krizi sırasındaki seviyeleri aşmış durumda, İngiltere ve Galler'de ise iflasların 2009'dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını görüyoruz. Allianz’ın raporunda da, 2023 yılında küresel iflas oranlarında görülen yüzde 6’lık artışın bu yıl yüzde 10'a ulaşacağı tahmin ediliyor.

Ülkemizde ise, sıkılaşmada zaman akışı Batı’dan geç bir biçimde 1 yıl önce başladı ve yerel seçimlerden önceki son faiz artışıyla beraber etkisini daha yoğun gösteriyor. Dolayısıyla son haftalarda konkordato ve iflasları da fazla konuşur olduk.

Konkordato nedir ve neden iflas yerine ona başvuruluyor?

Mali durumu bozuk ve borçlarını yönetemez duruma gelmiş şahıs ve firmaların bu borçlarını yeniden yapılandırmaları için başvurdukları bir yasal yöntemdir konkordato. İtalyanca olan bu kelimenin tarihte papalık makamıyla başka hükûmetler arasındaki anlaşmaları sembolize ettiği de bilinir.

Hukukçuların genel görüşüne uygun olarak konkordato, kanunda ayrıntılı olarak düzenlenmiş olmadığından geçmişte iflas erteleme uygulamalarının gölgesinde kalıyordu. Ancak ilk olarak ülkemizde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında 31.07.2016 tarihinde yayımlanan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesi ile sermaye şirketlerinin iflas erteleme talebinde bulunması ve mahkemelerce iflas ertelemeye karar verilmesi engellendi. Ardından İcra İflas Kanunu'nun (İİK) İflas Erteleme hükümleri, 28.02.2018 tarihli 7101 sayılı kanunla tamamen yürürlükten kaldırılmıştır.

Bu kararların ardından konkordato uygulamasına olan talebin arttığı görüldü ancak 2018 yılından bu yana hiç bu kadar tartışılmamıştı…

Sıkı para politikası reel kesimde hem karşılıksız çek hem de korkordatoları arttırdı!

Reel kesimde finansman sorunu kendini ilk defa karşılıksız çeklerde gösterir. Risk Merkezi’nin yayınladığı verilere göre Aralık 2023’ten itibaren hem tutar hem de adet bazında karşılıksız çeklerde keskin bir artış olduğu görülüyor. Nisan ayında ibraz edilen 1,7 milyon adetlik 662 milyar TL tutarındaki çekin 26 bin adeti (yaklaşık) 15 milyar lirası karşılıksız çıkmış olup, bu tutarın sadece 1,2 milyar lirası tahsil olmuştur. Konkordatotakip.com’un verilerine göre nisan ayının tamamında 105 firma hakkında geçici mühlet kararı verilirken mayıs ayının ilk iki haftasında 114 dosya hakkında konkordato için ilk başvuru anlamına gelen geçici mühlet kararı verildi. Geçen yılın tamamında 519 dosya hakkında geçici mühlet kararı verilirken 1 Ocak-17 Mayıs arasında toplamda 433 şirket hakkında işlem yapıldı.

Verilerden anlaşılacağı üzere hem alacaklı hem de borçlular açısından önemli bir seçenek olan konkordatoda artış sürerken bir taraftan da haklılığı tartışılıyor. Nisan 2024 tarihi itibariyle bu yolla borç yapılandırmasına giden en riskli sektörlere (başvuru sayısı) bakıldığında ilk sırayı inşaat, ikinci sırayı ise tekstilin oluşturduğu görülüyor. Özetle istisnalar olabilir ancak hem makroekonomik hem de verimlilik (yapısal) gerekçeler daha henüz yolun başında olduğumuzu gösteriyor!!!

Haftanın sözü: “Biz iş adamları elinde üç top oynayan cambazlar gibiyiz. Bu topun iki tanesi lastik top (Satışlar ve Kâr), biri de camdan kristal bir toptur (Nakit Akışı) Lastik toplar yere düşse de, tekrar yükselir ve yeniden tutabiliriz ama kristal top yere düştüğünde kırılır ve oyun biter.” Üzeyir Garih.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar