Sık sık pardon demek yatırım rüzgarını keser

Mehmet KARA
Mehmet KARA ENERJİ GÜNDEMİ [email protected]

Türkiye enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir kaynaklara ağırlık veriyor. Bu çerçevede güneş, biyokütle, jeotermal ve rüzgar yatırımlarının artması isteniyor. Çünkü ileride artacak elektrik talebini karşılamak için gecikmeye tahammül yok.

Yeni elektrik üretim yatırımları da prensip olarak özel sektör eliyle gerçekleştirilecek. Bu yatırımlar zaten 2000’li yılların başından beri ağırlıklı olarak özel sektör eliyle yapılıyor.

Enerji yatırımları, geri dönüşü çok uzun süren yatırımlar. Bu yüzden de bir kısmı özsermaye ile karşılansa da, elektrik santrali kurulumları için mutlaka dış kaynak (kredi, borçlanma kağıdı ihracı, melek yatırımcı desteği vs) kullanmak gerekiyor.

Dış kaynak bulmanın yolu, öncelikle iyi bir projeden geçiyor. Ancak siz istediğiniz kadar iyi bir proje geliştirin, cazip bir yatırım ortamı yoksa yapabileceğiniz bir şey de yok.

Bunları niye yazıyoruz? Geçtiğimiz hafta rüzgar lisans başvurularıyla ilgili yeni bir erteleme kararı açıklandı. Yeni diyoruz çünkü daha önce iki kez ertelenen ve son olarak 2-6 Nisan 2018 tarihinde alınacağı duyurulan başvuruların 2 yıl sonraya bırakıldığı duyuruldu.

Son erteleme kararı, başvurulara iki hafta kala açıklandı. Kararın doğruluğu ya da yanlışlığı bir sürü teknik ayrıntıyla tartışılabilir. Ama zamanlamanın yanlışlığı ortada.

Çünkü ön lisans başvurularının alınması ve ardından bunların değerlendirilerek lisanslamanın yapılması, son olarak da santrallerin kurulumu ve işletilmesi çok uzun bir yol. Üstelik bu yolun başlangıç vuruşu da başvuruların alınması değil.

Rüzgar santrali projesi geliştirmek, uzun bir zaman alıyor. Öyle şu tepede iyi rüzgar esiyor, oraya iki türbin, şu vadi de fena değil, oraya beş türbin koyduk mu bu iş tamam diye başvuru yapamıyorsunuz. Gözünüze kestirdiğiniz sahayı ölçüp biçiyor, uygun yerlere rüzgar ölçüm direkleri dikiyor, sonra da oradaki rüzgar rejiminin uzun vadede değişmeyeceğine kanaat getirirseniz ön lisans başvurusu yapıyorsunuz. Hatta bundan da önce, projenizi kredilendirecek bankalarla oturup tartışıyor, destek alıp alamayacağınıza dair nabız yokluyorsunuz.
Siz şimdi üç yıl önce açıklanmış ön lisans başvuru tarihlerini iki kez erteliyorsunuz. Tamam, rüzgar YEKA ihalesini ve bir önceki başvuru sürecine katılan projeleri yarıştıracağınız için ilk iki ötelemeye kabul edilebilir bir gerekçeniz olduğunu düşünelim. Ama son iki yıllık öteleme kararının gerekçesi ne olabilir?

Durun hele, lisanslanmış projelerin inşaatı bir başlasın, ileride yeni başvuruları da alırız diyorsanız bu hiç de ikna edici değil. Türkiye’nin 50 bin MW’ye yakın rüzgar elektriği potansiyeline sahip olduğunu, 2023’te 20 bin MW’lik kurulu güce ulaşmayı hedeflediğinizi söylüyorsanız, kusura bakmayın, bu tür son dakika ertelemeleriyle işiniz hiç de kolay değil.
2-6 Nisan 2018’deki başvurular için hazırlıklar yapan, ölçüm direkleri diken, harcama yapan çok sayıda proje sahibi, erteleme kararıyla deyim yerindeyse bir son dakika golü yemiş oldu.
Bu tür son dakika golleri, sadece enerji yatırımlarına yönelik iştahı kesmekle kalmaz, ülkedeki genel cazip yatırım ortamı yaratma çabalarına da darbe vurur. Yani, yatırım ortamını iyileştirmek için çaba harcayan Başbakanlık, Kalkınma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yanı sıra pek çok kurum ve kuruluşunun çabalarına…

O yüzden EPDK kararını bir kez daha gözden geçirmeli ve rüzgar ön lisans başvurularını bir an önce almanın yoluna bakmalı. Hatta yeni ve sağlam bir yol haritasını da ortaya koymalı. Bu konularda ‘pardon’ anlamına gelecek her karar, daha doğrusu kararsızlık, ileriye yönelik güveni de sarsıyor, biline.

Ha, söylediklerimiz yanlış bulunuyorsa da, erteleme kararı gerekçeleriyle beraber detaylıca açıklanmalı. Bu detayları bulmak o kadar zor olmasa gerek. Kurul, toplantı tutanaklarında bir şeyler vardır sanırız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar