Sigortalanamayan riskler ne oldu?

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Sigortalanamayan riskler, sigorta sektöründe son yılların en çok tartışılan konularından birisi. Bu konuda geçmişte yayınlanan yazılarım var. Fakat geçtiğimiz hafta büyük bir acente yetkilisi dostum ile sohbet ederken duyduğum olay beni çok şaşırttı ve tekrar yazma ihtiyacı hissettim. Bu konuda bir giriş yapmak zorundayım, çünkü bu konudaki gelişmelerden haberdar olmayanlar için konuyu özetlemem gerekir. Sigorta sektörü son yıllarda özellikle riskli sektörlerin iş yerlerini sigortalamamak yolunu seçti. Nedeni çok açık, geçmişte yoğun rekabet nedeniyle taban yapan poliçe fiyatları ne yazık ki artan hasarlar sonrası sigorta şirketlerini zor durumda bırakmıştı. Çok düşük primlerle yangın poliçesi kesen şirketler hasarlar arttıkça yurtdışındaki merkezlerinden uyarı almaya başlamışlardı. Sonrasında reasürans desteği de bulamadıkları için riski seçerek poliçe hazırlamaya başlamışlardı.  Bu seçicilik biraz abartılarak hiç yazmamaya doğru gidince, bu iş kollarının sivil toplum kuruluşları kazan kaldırdı. Özellikle çırçır fabrikaları, kimya tesisleri, boya imalathaneleri ve ahşap üretimi yapan fabrikalar sigorta yaptıramadıklarından şikayet ettiler.

“Ben önlem almam, sigorta yaptırırım”

Sigorta şirketleri bu tür fabrikalara gidip risklerini değerlendirip, bu konuda önlemler almasını istediler. Alabilenlerin sigortaları yapıldı. Ama “Ben önlem almam, sigorta yaptırırım, bir şey olursa gidip sigorta şirketinden paramı alırım” diyenlerin sigortası yapılmadı tabii ki. Bunu genelleştirmek pek doğru değil… Önlemini alan birçok sanayi tesisi var elbette. “Yangının çıkması belki önlenemez, ama yayılması mutlaka önlenebilir” diyen uzmanlarımız var. Mağdur olan işletme sahiplerimiz de “Bugüne kadar yapıldı şimdi neden yapılmıyor ?” diye haklı olarak sordular bence. Sonuçta fırtına dindiğine göre karşılıklı bir orta yol bulundu diye düşünmüştüm.

“Profesyonel acente şart”

Geçtiğimiz hafta büyük bir sigorta acentesi dostum ile sohbet ederken bana şöyle bir olay anlattı: “Özellikle bu riskli işlerde poliçe yazılması konusunda çalıştığımız sigorta şirketlerinden çok yoğun uyarı alıyoruz. Biz de yoğurdu üfleyerek yediğimiz için hasar-prim oranı düşük bir acenteyiz. Bizi sigorta şirketleri sever bu nedenle. Fakat geçenlerde yaşadığımız olay nedeniyle neredeyse şok olduk. Yıllardır sigortasını yaptığımız bir işletmenin yenilemesi gelmişti. Gittik bir risk analizi yaptık ve ‘Bu önlemleri almalısın, yoksa sigorta teminatı vermiyorlar artık’ dedim.”  Sonrasında ne olmuş biliyor musunuz? Bu işletme gidip bir acente ve sigorta şirketinden poliçesini yaptırmış. Aradan bir ay bile geçmeden işletmede yangın çıkmış. Sonuçta ise sigorta şirketi ne kadar bir ödeme yaptığını bilemem ama işletme ne yazık ki batmış.

Burada sorgulanması gereken sigorta şirketinin her şeye rağmen nasıl o tesisi sigortaladığı. İkinci sorgulanması gereken ise işletme yetkilileri. Göz göre göre, önlem almayarak tesisin yanmasına sebep olmak… Önlem almak, batmaktan iyiydi sanırım. Burada bana soracak olursanız en profesyonel davranan taraf, işi ve komisyon gelirini kaçırmayı göze alarak işi reddeden sigorta acentesi olmuş. Yıl sonu yaklaşmaya başladı, bu konuda da yenilemeler sırasında çeşitli rekabetlerin yaşanacağı kesin ama umarım geçmiş senelerdeki hatalar tekrar edilmez.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar