Sigortacılığın tanıtımını en iyi “sigortalılar” yapıyor
Sigorta sektörü tanıtım için ne kadar çırpınsa da fayda yok. Zaten kısıtlı bütçelerle yapılan tanıtımlar saman alevi gibi oluyor. Ulusal tanıtım yapan bir iki sigorta şirketi vardı, artık onlar da kendilerini geri çekti. Şirketler kendilerini doğru tanıtamazsa kulaktan kulağa özel sigortalarla ilgili olumsuz söylemler çok daha hızla yayılıyor. Aslına bakarsanız sigorta hasarlarının yüzde 96’sı sorunsuz ödeniyor. Geri kalanının bir kısmı feragat edip hasarı almaktan kendi isteği ile vazgeçiyor, küçük bir kısmı ile de sorun ileriki süreçlere taşınıyor.
Sigorta sektöründe de müşteri memnuniyeti yüzde yüze yakın olmasına rağmen, sokakta bir vatandaşı çevirip ‘Sigorta hakkında ne düşünüyorsunuz?’ diye sorarsanız, alacağınız cevap genelde güven eksikliğini yansıtır nitelikte olacaktır. Sigortacıların ne yazık ki kamu genelinde itibarı zayıf. Kamu otoritesi ve kanun koyuculara baktığınızda da “Ne gerekiyorsa yapın, olmadı sigortacılar ödesin” yaklaşımı her defasında karşımıza çıkıyor.
Açın gazetelere, internet sitelerine bakın, köşe yazarlarını okuyun, ilk fırsatta sigortacılara yüklenilmeye çalışıldığını görebilirsiniz. Hiçbir araştırma yapmadan kulaktan dolma bilgilerle “Arkadaşımın otomobilinin hasarını ödemediler, halamın hastane masraflarını karşılamadılar” diye birçok yazı yazıldığını görebilirsiniz. Bunların yanında bazı şirketlerden ilan alamadıkları için derleme toplama haber yapıldığına da tanık oluyoruz. Sigorta şirketleri tüm bunlarla mücadele ediyor. Diğer taraftan da işlerini yapmaya çalışıyor.
Tanıtım ve bilincin artırılması konularında ciddi yaklaşımları olan sigorta şirketlerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmez, o da ayrı bir konu. 1994 yılında çalıştığım Günaydın Gazetesi ve Ekonomik Bülten’in reklam müdürü bana, sigorta şirketlerine gittiğinde “reklam vereceğime, o para ile iki hasar öderim” dediklerini anlatmıştı. Üzerinden 20 sene geçmiş fakat mantık değişmemiş. Şimdi de sektör genelinde ulusal tanıtım yerine sadece acentelere giden sektör dergilerine reklam vermeyi, sayfa satın almayı uygun gören bir zihniyet söz konusu.
“Bir musibet bin nasihatten iyidir”
Burada sektörün yardımına sigortalılar yetişiyor. Geçtiğimiz hafta gazetelerde boy boy AXA Sigorta’ya kocaman bir teşekkür ilanı yer aldı. AXA Sigorta belki de her hafta bu büyüklükte hasar ödüyor. Hem de tam ve hızlı, ama bu sefer takdir görmüş. Daha önce de sigortacılık hizmetlerinden memnun olan sigortalıların ilanları yer aldı gazetelerde. AXA için de diğer şirketlerimiz için de bu tür ilanlar veriliyor, bence çok önemli ve faydalı... Çünkü “Bir musibet bin nasihatten iyidir.” Felaketi görmüş bir işletmenin yardımına AXA Sigorta yetişmiş. Sigortalı olmasaydı her şeyin bittiği kesin. Bu nedenle canı yanmış bir kişi veya kuruluşun memnuniyeti önemli. Bu örnekler bence sadece ilan olarak değil hikayesi ile birlikte gazetelerde yer almalı. Benim sektöre kazandırdığım “memnun sigortalı” kavramı bu şekilde devam etmeli. Bu örnekler en alt kademe ve en üst kademesi ile örneklendirilmeli. Hep fabrikalar olmamalı. İlan veremeyen ama mağduriyeti önlenmiş binlerce sigortalı vardır. Sigortalılar tarafında bu gibi haberler ve ilanlar çok daha etkili. Yeni imaj için şart. Son örnekten de anlaşılacağı gibi, sektöre tanıtım anlamında en büyük katkıyı sigortalıların yaptığını söyleyebilirim rahatlıkla. Bu tür örnekleri kamuoyu ile paylaşmak için bu kişi ve kuruluşlara ulaşmak gerekiyor. Bu örnekleri benimle paylaşmasını defalarca istememe rağmen şirketlerden ne yazık ki geri dönüş alamıyorum. Özetle, sigortacılar da kendilerini övmekten pek hoşlanmıyorlar.