Sigorta acentesi ne ister

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

 


 

Birkaç haftadır aynı konu üzerinde dönüp duruyorum. Fakat gerçekten önemli bir durum. Ve sektörün tüm kesimini de ilgilendirdiğini düşünüyorum.  Sigorta sektöründeki prim üretiminin yüzde 65-67'sini sigorta acenteleri gerçekleştiriyor. Her üç poliçeden biri acente kanalından kesiliyor. 15.500-17.000 arasında da acente olduğu belirtiliyor. Bunların arasında iş yapanların sayısının da daha az olduğunun da altı çiziliyor. Ben 100-200 bin euroluk araçlara binen sigorta acentesi tanıdım. İçlerinden bir tanesi yeni aldığı otomobili için "Can Bey Allah size daha iyisini nasip etsin diyeceğim ama, şimdilik en iyisi bende" diyen acente ile de karşılaştım. Beşiktaş-Üsküdar motorlarında beni tanıyıp hal hatır soran çantalı acentelere de denk geldim. 

Sigorta şirketi acentesinden ne ister ?
Şirket acentesinden öncelikle müşterisine birden fazla ve farklı poliçeler kesmesini ister. Sadece trafik kesen acenteyi "Allah'ta sevmez, sigorta şirketi hiç sevmez"  diye bir espri de vardır. Sigorta şirketi acentesine " motor branşında poliçe kesme ne kesersen kes, ya da illaki motor branşında poliçe keseceksen, bunun yanında yangın, konut ve asıl ferdi kaza poliçesi kes" der. Bu iki taraf karşı karşıya geldiklerinde sarmaş dolaştır, ayrıldıktan sonra birbirleri hakkında sözlerini esirgemezler.  Aslında Ray Sigorta'nın bu seneki acenteler toplantısının konsept  sloganı gibi "Biz bir bütünüz, Birlikte güçlüyüz" ya da bir elmanın iki yarısı gibiler. Ne sigorta şirketi acentesiz, ne sigorta acentesi de şirketsiz bir şey yapamaz.
Sigorta acentesi de şirketinden düşük fiyat, yüksek komisyon, yıl sonu rapelleri, yurtdışı gezileri ister. Her acente doğal olarak bir ticari işletme ayakta kalmak isteyecek, çok para kazanmak isteyecek. Çıkar çatışmaları ise bu iki tarafı zaman zaman karşı karşıya getirmiştir. Ne yazık ki son günlerde bazı sigorta şirketleri zarar ettikleri motor branşlarında poliçe kesmek istememeleri nedeniyle komisyonlarını düşürünce ortalık karıştı. Acenteler kendilerine sahip çıkacak sivil toplum kuruluşlarından meslek örgütlerinin gözünün içine bakar oldular.  Bir baktılar ki bu mercilerin yöneticileri sektör iç iletişim mecraları kanalıyla birbirlerini yiyorlar.  0 komisyondan çıkıldı yola, tartışmalar birbirlerini suçlar duruma geldi. Acenteler, kanayan yaramıza kim merhem olacak diye beklerken, meslek örgütleri ve STK'ların birbirlerine girmeleri acenteleri iyice umutsuzluğa sürüklüyordur zannederim.  Ben bildim bileli acente dernekleri arasında bir anlaşmazlık vardır. Bir gün çok sevdiğim bir acente dostum "Biz neyin kavgasını yapıyoruz ki. Aslında hepimiz aynı şeyi istiyor ve söylüyoruz. Belki bir şive farklılığı vardır, o da bir masa etrafında oturup konuşmamıza bakar" demişti.

TSREŞB Başkanı arabulucu olur mu ?
TSREŞB Başkanı Recep Koçak yeni başkan seçildi. Sigorta şirketlerinin birçok sorunu var ve kollarını sıvamış olmalı. Sigorta acenteleri de bu sektörün şah damarı aslına bakansanız.  TOBB bünyesindeler ama sigorta şirketleri ile aynı gemideler. Başkan Koçak acenteleri temsil eden kurum ve STK yöneticilerini bir toplantıya davet edip, sorunları masaya yatırıp çözüm önerileri üzerinde fikir alışverişinde bulunabilir. Bu hem bir tanışma toplantısı olur hem de "Aynı gemideyiz"in gerçek göstergesi olur diye düşünüyorum. Aksi halde acente tarafında yangının devam edeceği izlenimim var. Yılın son aylarına girerken prim üretimine kötü yansımasından korkarım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar