Sigorta acenteleri için kritik haftalar
Yaklaşık iki-üç aydır sigorta acentelerinin geleceğini ilgilendiren bir oluşumun çalışmaları yapıldı. Sigorta acentelerinin sivil toplum kuruluşları önce birlik olma heyecanı ile yola çıkmışlardı. Sonrasında TOBB bastırdı ve kendi bünyesinde yapılanmalarının yolu açıldı. Ve sonrasında çıkarılan kanun ile Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) oluşturuldu. O dönemde oluşturulan SAİK sigorta acentelerinin sivil toplum kuruluşlarının arasındaki çekişme nedeniyle TOBB yönetimi SAİK oluşumunda etkinliğini ortaya koyarak krizin oluşmasını engellemeye yönelik bir girişimde bulundu. SAİK Başkanlığı'na Şadan Eren atanmıştı. Şadan Bey'in Trabzon Ticaret Odası eski Başkanı olmasının yanısıra iyi bir işadamı olduğunu biliyorum. Fakat sigortacı olmadığı için eleştirmiştim bu atamayı. Çünkü o SAİK'te acentelerin mesleki geleceğini ilgilendiren birçok karar alınacaktı. Ben de bu kararların altında bu mesleği icra eden sigorta acenteleri olsun istemiştim. Her yönden yapılan müdahalelerle kurulan SAİK'in bu geçen süreyi çok verimli geçirdiğini söylemek de pek mümkün değil. Aslına bakarsanız kanunda yazılı uygulamalar hayata geçirildi sadece denebilir. Acente başvuruları, Hazine onayı, levhaya kayıt ve sonrasında eğitimler. En azından rutin işleyiş sürdü.
Geçtiğimiz hafta sonu TOBB Sigorta Acentelerinin Sektör Meclisi'nin seçimi yapıldı. İlki ne kadar anti demokratik yapıldıysa, bu seçimler bir o kadar demokratik yapıldığının altını çizmek isterim. İllerin potansiyeline göre delege sayısı belirlenmişti. Bütün illerde yapılan seçimlerle Sigorta acentelerinin il delegeleri seçildi. İl delegeleri bir araya gelerek 40 kişilik Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi'ni seçtiler.. Daha sonra bu 40 kişi bir araya gelip Sigorta Acenteleri İcra Komitesi'ni seçecekler, SAİK üyelerine TOBB'u temsilen iki üye eklenecek ve onlar da başkanlarını seçecek.
Levent Ergun'un listesi kazandı
Bu yarışın öncesine gidelim isterseniz. Bu seçim süreci gerçek siyasi seçimlerin etkinliğinde ve ciddiyetinde yapıldığını söyleyebilirim. Sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve ekipleri kendi işlerini bir kenera bırakıp Türkiye'yi karış karış gezerek seçim çalışmaları yaptılar. Gerçek bir genel seçim havasında yapıldı herşey. Ve sonrasında TÜSAF Başkanı Levent Ergun'un hazırladığı liste seçimi kazandı.
Bu seçim artık geride kaldı. Önümüzde sigorta acentelerinin sorunları bekliyor.. Hızlıca SAİK ve sonrasında da başkanlarını seçerek işe koyulmak gerekir vakit kaybetmeden... SAİK için dolaşan dedikodularda Sayın Cumhurbaşkanımız'ın Kayseri'den çocukluk arkadaşı ya da Sayın Başbakanımız'ın Rize'den hemşerisi gibi duyumlar vardı. Seçim o kadar demokratik yapıldı ki söylentiler gerçek bile olsa isteseler de ancak TOBB kontejanından girebilme şansları var. Özetle söylemek gerekirse Sektör Meclisi'nin seçeceği 7 sigorta acentesi 4 yıl boyunca sigorta acenteleri için çok önemli kararlar alacak.
"Kısır çekişme derinlere gömülmeli"
Artık bu itişip kakışmalar geride kalmalı ve her kesim SAİK'e güvenmeli, destek olmalı. SAİK üyelerinin de bir kulağı dışarıda olmalı derim. Sektör ve meslektaşlarıyla iletişimin kopmasına izin vermemeliler. Ben yaptım oldu demeden gözlerden kaçırılan değişim ve gelişimleri takip edebilmeliler. Levhaya kayıt ücreti, fiziki şartların düzenlenmesi, acente sayılarının artması, bankalarda yapılan sigortalar, komisyon oranları, prodüktörlük gibi daha birçok sorun bekliyor SAİK'i…
Sigorta acenteliğinin kabuğu kırılıyor. SAİK üyelerinin önceliğinin mesleki saygınlığının artırılmasına yönelik olmasını bekliyorum. Vatandaşın gözünde sigorta acenteleri kapıdan satış yapan tencere-tavacılarla karıştırılıyor olmasının biran evvel değişmesi gerekiyor. Geçtiğimiz senelerde yazmıştım "Artık sigortacılara kız verme zamanı" başlıklı yazım sitelerde okunma rekorları kırmıştı. Artık tekrar söyleyebilirim. Sigorta acenteliğini her önüne gelen yapamayacak. Bu da daha az şikayet demek, bana göre.