Sıfır faiz
Seçim bahane, söylem şahane. Seçimdir bu deyip, herkes ağzına geleni söylüyor. Pek öyle düşünülüp taşınılmış söylevler gibi görünmüyor bunlar. Sanki tek hamlede ağızdan çıkanların ardarda sıralanması ile oluşan seçim nutukları dinliyoruz son günlerde.
İlk izlenim böyle olsa da, seçim söylemlerinin bütünüyle manasız ve işlevsiz olduğunu düşünmek doğru olmaz. Aslında, bu konuşmalar vasıtasıyla siyasetçilerin niyetlerinin dışa vurumunu izliyoruz. Kimin neyi nasıl sıraladığını, neye öncelik verdiğini öğreniyoruz.
Son günlerde iktidar partisinin bazı önceliklerini su üstüne çıkartan açıklamalarını izliyoruz. Örneğin, kamu proje akışında İstanbul'a öncelik verildiğini, bu bağlamda imar ve iskan projelerinin ön plana taşındığını ve bu tür projeler içinde de Karadeniz-Marmara hattında bir su kanalı inşaasının öncelik kazandığını öğrendik. İktidarın bu önceliğini geçen yazımda eleştirdim.
Geçtiğimiz hafta da iktidar partisinin faiz oranını enflasyona eşitleme yani reel faizi sıfıra indirme niyeti taşıdığını öğrendik. Sıcak bir seçim kampanyasında, bunca laf kalabalığı arasında, faizle ilgili bu beyan pek önemsenmeyebilir. İktidar partisi bunu daha önce de yapmıştı. Şimdi yine faizi sıfırlayıp islama uygun hale getirme düşüncesini açıklayarak seçmen tabanının bir kısmının ağzına bir parmak bal çalıyor diye değerlendirilebilir.
Aslında böyle yapmanızı tavsiye ederim. Yoksa, sıfır faiz beyanını ciddiye alıp irdelerseniz altından epey çapanoğlu çıktığını görürsünüz.
* * *
Faiz oranı ekonominin temel fiyatlarından birisi. Faiz özel tasarruf ve yatırım kararlarınının belirlenmesinde en büyük etkiye sahip bir fiyat. Faiz fon arzı ile fon talebini dengeleyen bir fiyat. Faiz fonların ekonomiye akması ya da dışarıya kaçması üzerinde büyük etkiye sahip bir fiyat.
Piyasa ekonomilerinde işler böyle yürüyor. Kapitalizm böyle çalışıyor. Dünya ekonomisinin düzeni yüzyıllardır böyle işliyor. Bugünün küresel ekonomisi hepten böyle.
Bu durumda reel faiz sıfır olsun diye ortalığa dökülünce birkaç sorunun yanıtını hemen vermek gerekir.
Sıfır faizde tasarruflar nasıl belirlenir? Türkiye gibi tasarruf fakiri olan bir ülkede tasarrufları teşvik etmek gerekirken, sıfır faiz ters etki yaratmaz mı? Sıfır faiz tasarrufları teşvik mi eder, caydırır mı? Sıfır faiz bizi iyice tasarruf fakiri bir ülke haline mi getirir? Sıfır faizde ortaya çıkacak olan borçlanma ve yatırım iştahı nasıl kontrol edilir? Sıfır faizde banka sistemi kredi talebini nasıl karşılar? Bunu yapabilmesi için mevduat munzam karşılıklarını hangi düzeye çıkartmak gerekir? O düzeyde karşılıklarla banka sistemi var olabilir mi? Sıfır faizde fon piyasası dengelenebilir mi? Sonsuza giden fon talebi karşısında faiz oranını sıfırda tutmak mümkün olur mu? Faiz oranı sıfır olunca tasarrufları yurt içinde tutmak mümkünmüdür? Ortaya çıkacak fon kaçışı ve fon kurumasının büyüme vb gibi dinamik gelişmeler üzerindeki etkisi ne olur? Bu durumda dibe vuracak olan ekonomi ile dünyanın ilk onu arasında yer almak mümkün olur mu?
Bu soruların hepsine doğru cevapları verirseniz nasıl vahim bir duruma yelken açılacağını anlarsınız. Peki, sıfır faiz tercihini dile getiren iktidar partisi yöneticileri sonucun böyle olacağını bilmez mi? Bildiklerini ve seçim söylemlerinde bilmiyor gibi konuşmayı tercih ettiklerini kabul etmek zorundayız. Aksi takdirde iktidar partisinin İstanbul için öngördüğü yeni su yolundan bile daha vahim bir önceliğe sahip olduğunu düşünmemiz gerekir.