Siemens yöneticisiyle ne konuşulur?
Zenginlik üretiminde ve hayatımızın kolaylaşmasında kurumlar etkili araçlardır: Aile, okul, dini örgütler, işyerleri vb. anlamadan uzun dönemli geleceği güven altına alamayız.
Köklü iş örgütlerinin yakından izlenmesi, etkileyici dinamikleri kavramanın önemli adımlarından biri.
Kökleri bir başka yerde olduğu halde dalları ile yere uzanıp, ana kökünden uzaklara da kök salan ağacı filmlerde izlemişizdir. Siemens de ana gövdesi Almanya'da olsa da dünyanın her yerinde toprağın derinliklerine kök salan bir iş kuruluş. Endüstrileşme sürecinin neredeyse bütün tarihine tanık olan bir firma. Böyle bir firmanın yöneticisi sizi bir akşam yemeğine çağırınca, ne konuşmanız gerektiği üzerine bir ön-hazırlık yapmanız gerekmez mi?
Hüseyin Gelis, Kanada'dan Hindistan'a dünyanın değişik yörelerinde çalışmış biri. Daha önce kendisiyle yaptığımız bir söyleşiden çıkarabildiğim sonuçları uzun uzadıya yazdım. Son söyleşiye ise farklı bir yaklaşım denedim: "Öncelikle krizi nasıl algıladıklarını; hangi alanlara yöneldiklerini, firmalarını anlatım biçimlerini, ülkemizi nasıl gördüklerini" öğrenmek istedim.
Algıladığım kadarıyla Siemens öncelikle "çekirdek etkinliklerinde" ve "ana varlıklarında" potansiyel gelişme alanlarına ağırlık veriyor: Enerjinin verimliliği, su kullanımında tasarruf, sağlık teşhislerinde bütünsel hizmet vb... Petrol fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar, fosil enerji kaynaklarının çevreye yaptığı baskı, bu çok uluslu şirketi harekete geçirmiş. Petrolden tasarruf, güvenli nükleer enerji, güneş enerjisi gibi "alternatif kaynaklar" üzerinde yoğun çalışmalar başlatılmış ve çok sayıda patent alabilmiş. Ayrıca, alternatif enerji kaynaklarına dünyanın neresinde erişilebileceği de analiz edilmiş. Örneğin, güneş enerjisinde Afrika kıtasının potansiyelleri öngörülmüş ve kuruluşun ilgi menziline girmiş.
Sağlık konusu da Siemens'in ilgi menzilindeki alanlardan bir diğeri."Entegre tanı" algılaması öne çıkmış. Dünya genelinde "koruyucu sağlık" konusundaki güçlü eğilim önceden saptanarak, o eğilimin yarattığı fırsatlar üzerinde odaklanılmış.
Açıklık ve hesap verilebilirlik
Bir ekonomik kuruluşun uzun soluklu olabilmesi için "açıklık ve hesap verilebilirlik" ilkesine uymasının gereğine güçlü inancı olanlardanım. Hatta, bizim gibi firmalarda bir ömür geçirenlerin, emekli olduktan sonra altına imza attıkları projelerle ilgili "sorgulanmaları" gerektiğini sıkça yazıyorum; buna içtenlikle inanıyorum.Açıklık ve hesap verilebilirlik konusunda Siemens'in neler yaptığını da sordum. Uzun uzadıya Siemens'in ihale sistemi açıklandı; yaşanmış bazı sorunlarla ilgili kanıtlayıcı gerekçeler aktarıldı. Sistemin iç kontrolünün işleyişin sıkılığı, boşluk yaratmayan iletişim mekanizması hakkında epeyce bilgi verildi.
Siemens gibi büyük bir yapının "esneklik, hız ve uyum" konusunda hangi önlemleri aldığını sorduk. "Sistemli sorgulama toplantıları" ve "iletişim kalitesini sürekli artırma" konusunda ciddi ilerlemeler kaydedildiğini öğrendik.
Kendimizi değerlendirme
Siemens yöneticisine göre, benim de canı yürekten katıldığım bazı alışkanlıklarımızı değiştirmek gerekiyor: Abartılı korku ve endişe içinde olanlarımız var. Birçoğumuz kısa vadeli düşünüyor; "…kısa vadeli getiriler için geleceğimizi satabiliyoruz." Bazılarımız da "…iletişim kalitesi" konusunda yeterli özene sahip değil.
Ne yapmalıyız ki, bugün küresel eğilimlerin yarattığı fırsatları yeterince değerlendirebilelim?
Önce "…güven eksikliğini aşmalıyız." Negatif tarafından bakan kültürel arka planımızın değiştirilmesi için yoğun çaba göstermemiz gerekiyor.Bu eğilim genç nesilde aşılıyor;ama seçkin azınlıklardan kitlelere uzanan gelişmeyi alabildiğine hızlandırmamız gerekiyor.
Dünya giderek "kültürel farklılıklarla iç içe" yaşandığı bir yer haline geliyor. Biz de farklı kültürlerle bir arada yaşama becerimizi geliştirmeliyiz. Ülkemiz, kültürel çeşitliliğini ciddi bir zenginlik potansiyeli olarak algılamalı ve değerlendirmeliyiz.
Ar-Ge konusu ve "…yaratıcı girişimcilik" zenginlik üretiminin temeli.Bu konuda kaynaklarımızı artırma ve odaklama ihtiyacımız var.
"Coğrafi konum ve genç nüfusumuzu kaldıraç" gibi kullanmalıyız.Bu büyük bir fırsat.Bu fırsatının ortak değerlerini, ortak iradesini, ortak yararını ve ortak projelerini ivedilikle tartışmalı, bir strateji geliştirmeliyiz.
Siemens yetkilisi Hüseyin Gelis'le ne ürettin, ne sattın, kaç dolar ciro yaptın, ne kadar yatırım yapıyorsun vb. konuları konuşmadık. Dünya nereye gidiyor? Siemens nasıl bir pozisyon alıyor? Ülkemiz hangi avantajlara sahip ve ne yapmalıyız? Vb. sorular üzerinde karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduk; sanıyorum birbirimizi zenginleştirdik.