Sıcaklar, raporlar ve iklim değişimi

Filiz KARAOSMANOĞLU
Filiz KARAOSMANOĞLU SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM [email protected]

2019 yılında neredeyse haftada bir ulusal ve uluslararası basında iklim değişimiyle ilgili raporları, bu raporlardan çıkan uyarıları haberlerde takip ediyoruz. Bir de çevresel etkilerinin yüksek olduğu bilinen, iklim değişimine etkisinin ise hiç gündeme getirilmediği, yatırım öncesi yerel paydaşlara sunulmadan toplumsal uzlaşmayla ilerlemeyen endüstriyel yatırımlar karşımıza tokat gibi çıkıyor. Olmaz. Raporlar, özellikle de Birleşmiş Milletler (BM) çalışmaları acil ve acı küresel gerçekleri tartışılamaz biçimde ortaya koyuyor. Savaşlar, göçler, afetler, ekonomik güçlüklerle yaşamımız ilerlerken iklim değişiminin çarpıcı etkileri özellikle çok sıcak yaz aylarıyla birlikte ortaya çıktığında, aklımızın donması gezegenemizdeki ısınmayı durduramıyor. Durduramaz. BM Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) açıklamasına göre Temmuz 2019 dünya tarihinin en sıcak ayı oldu. Dikkatler verildi. Ancak, hemen unutuldu gitti. Temmuz 2016'da da ilk yüksek sıcaklık kayda geçmişti. O vakit de duymuş ve ürkmüştük. Yıllar çabuk geçiyor. Ne yapıldı? İnsanlar farklı coğrafyalarda iklimin ortalamalardan farklı olduğunu bizzat görüyor. Temmuzun son iki haftasında Alaska-Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunduğumda, sadece bir gün az yağış ile pırıldayan güneş benimle oldu. Korktum.

Yaşamları soğuk hava ile dengeli su samurları, somonlar, ayılar, foklar, balinalar ve de doğanın mühendisleri kunduzlar başta olmak üzere hayvanlar ve bitkiler için ürktüm. Buzul-iklim değişimi etkileşimi zaten malumumuz.

Alaska İklim Değerlendirme ve Politika Merkezi bilgilendirmesine göre, vaktiyle 17 deniz suyu buzulunu içeren 150 buzula sahip Alaska'da deniz buzulları eridiler, azaldılar, hareket ettiler. Denizleri buzsuz geçecek yazlar öngörülüyor. Alaska ulusal parkları için diğer iklim değişimi etkileri yükselen deniz seviyesi, ekosistem değişimi ile tehlike altındaki bitki-hayvan türleri olarak izleniyor. Ülkemiz iklimindeki değişimler de ortada. Bunlar olurken insanoğlu nasıl yaşar, neler yapar? Yapılagelenler iklim değişimine dur demek için yeterli değil. Biliyoruz. Bir yandan da dünyada ekonomik yavaşlama var.

21 Mayıs tarihli "Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler" adlı BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi (UNDESA) yarıyıl raporunda ekonomik yavaşlama ile mücadele gereği vurgulanırken, sürdürülebilir kalkınma politikalarında eşitsizlik, güvensizlik ve iklim değişimi maliyeti yansıtılarak daha güçlü ekonomik performans ölçütlerinin çok uluslu yaklaşımlarla belirlenmesi şart denilerek, karbon vergisi de öneriliyor. Başkan Donald J. Trump ilk görev gününden beri iklim değişimiyle dalga geçer gibi beyanat verirken, Amerikan Senatosu karbon vergisi yasa tasarısını görüşecek. 8 Ağustos'da İklim Değişikliği ve Toprak adlı BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) özel raporunun politika yapıcılar için özeti yayınlandı. Raporda tarımsal ve hayvansal üretim ile arazi kullanımının iklim değişimine etkisi ortaya konarak, 2010-2016 dönemindeki verilere göre gıdaların daha kıt, daha pahalı ve daha az besleyici olmasının nedeni iklim değişimi olarak belirtilmekte. Dikkati çeken mühim iki husus ise gıdaların tüketilmeden yüzde 25-30 oranında atık olması, israf edilmesi ile kırmızı et tüketimi azaltılması gereği. İklim Değişimi- Hava Kirliliği-Atık Yönetimi birlikte başarılması gereken üç olmaz ise olmaz.

Ağustos başında, halk sağlığını koruma ve hava kirliliğini azaltma hedefl i Temiz Hava Girişimi Projesi'ni, BM Dünya Sağlık Örgütü (WHO), BM Çevre Programı (UNEP) ile İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (CCAC) duyurarak, hükümetlere iklim değişimi ile hava kirliliği konularını beraber ele alma çağrısını yaptı. Bu sonuçların tümü yazılı ve görsel medyada halka, siyasi ve yerel yöneticilere ulaştı. İzdüşümü ne oldu? İklim değişimi ciddiye alınıyor mu? Avrupa Birliği ve Türkiye dahil beş aday ülkede yapılan "Bahar 2019 Standard Eurobarometer" anket çalışmasına göre yurttaşlar son beş yıldaki en yüksek geleceğe güven ve iyimserliğe sahip iken sırasıyla göç, iklim değişimi, ekonomik durum, kamu maliyesi, terörizm, çevre ve işsizlik başlıklarında kaygılılar. Bu başlıkların birbiriyle etkileşimi de aşikar. Topyekun mücadele şart. Güzelim gezegen ve geleceğimiz elden gidiyor. Kaygıdan ötesini yapmak gerek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mavi ve kadın 24 Eylül 2019
Yaşamı Solu 11 Haziran 2019
Sade yaşam 12 Şubat 2019