Sıcak para, mayıstan sonra buz gibi soğumuş
Aralık ayı ödemeler dengesi verilerinin açıklanmasıyla 2013 yılının resmi ortaya çıktı. Aralık ayında cari açığın son 33 ayın rekorunu kırarak 8.3 milyar dolara ulaşması, 2013 fotoğrafının beklenenden çok kötü çıkmasına neden oldu. Yıllık cari açık, 65 milar dolar ile beklentilerin oldukça üzerine çıktı. Bu durumda cari açığın milli gelire oranı, 2012'ye göre yaklaşık 1.5 puanlık bir artışla yüzde 7.6 gibi ürkütücü bir düzeye çıkmış olacak.
Buradan baktığımızda Türkiye'nin yüksek cari açıkla büyümeye dayalı ekonomi manzarasında, ekonomi yönetiminin iddia ettiğinin aksine, bir değişiklik gözükmüyor. Ama dış açığın finansmanı cephesinde mayıstan bu yana radikal bir değişiklik ortaya çıktı. Türkiye bildiği yolda devam ederken sıcak para yolunu keskin bir şekilde değiştirmiş durumda.
2013 yılı ödemeler dengesi verilerini mayıs öncesi ve sonrası diye ikiye ayırarak incelersek ortaya ürkütücü bir manzara çıkıyor.
İlk 5 aydaki cari açık toplamı ile sonraki 7 aydaki cari açık toplamı neredeyse birbirine eşit. İlk 5 aylık ortalama cari açık 6.46 milyar dolar, sonraki 7 aylık dönemde aylık ortalama cari açık 4.47 milyar dolar. İlk bakışta yüzde 27.7'lik bir azalma gözüküyor. Ancak bu büyük ölçüde turizm gelirlerinin mevsimsel etkisinden kaynaklanıyor. Aylık ortalama dış ticaret açığında sadece yüzde 1.55'lik bir azalma var. Dış ticaret dengesi açısından bakarsak, temelde bir düzelme yok.
Buna karşın yaratılan ekonomik yapının damardan bağımlı olduğu sıcak para girişi, mayıstan sonra adeta bıçak gibi kesilmiş. Yabancıların hisse senedi ve tahvil yatırımları ile mevduat olarak getirdikleri paranın toplamından oluşan sıcak parada mayıstan sonra ortalama yüzde 88’lik keskin bir düşüş var. Mayısa kadar gelen sıcak para miktarı 24.6 milyar dolar. Sonraki 7 ayda gelen miktar ise 4.1 milyar dolar. İlk 5 ayda ortalama aylık 4.9 milyar dolar sıcak para girişi olurken, sonraki 7 ayda sadece 580 milyon dolarlık bir giriş var.
Doğrudan yatırımları da hesaba katsak manzara değişmiyor. Yabancı kaynaklı toplam döviz girişi ilk 5 ayda ortalama 5.86 milyar dolar olurken, sonraki 7 ayda ortalama 1.8 milyar dolar oluyor. Aynı dönemde aylık ortalama cari açığın 4.67 milyar dolar olduğunu gözönüne alırsak, ekonominin nefesini kesecek bir durum olduğu ortaya çıkıyor.
Yabancılardan cari açığı finanse edecek yeterli para gelmeyince aradaki fark kredi yoluyla dışarıya borçlanarak kapatılmaya çalışılmış. Ancak kredi cephesinde de reel sektörün dış borçlarını azaltmak için tam anlamıyla kazık fren yaptığı gözleniyor. Reel söktörün aldığı dış kredilerde mayıs öncesine göre yüzde 94.2’lik bir keskin düşüş var. Yani cari açık finansmanı için dışarıdan kredi alan, esas olarak bankalar olmuş.
Dış finansman konusunda bu yıl karşı karşıya olduğumuz manzara mayıs sonrası dönemde gördüğümüzden farklı olmayacak. Hatta politikadaki sertlikler ve belirsizlikler artarsa daha da kötü bir manzara ile karşılaşabiliriz. Bu durumda yıllardır izlenen sıcak paraya damardan bağlı balon büyüme politikasının faturası daha da ağırlaşacak.