SGK'ya söylemeyin, "Çünkü, ücretsiz izni hukuksuz sanıyor"
Reklam dünyasında ünlü bir kitap vardı, "Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin…." diye. Bizim SGK'ya da hukuku söylememek lazım. Zira SGK bazen aklıselim insanlara bile pösteki saydırıyor.
4857 sayılı İş Kanunu'nda yıllık ücretli izinlerini işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olan işçilerin talep etmeleri halinde gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren tarafından toplam dört güne kadar ücretsiz izin verilebiliyor.
Yine isteği halinde doğum yapan kadın işçiye, on altı veya on sekiz haftalık sürenin tamamlanmasından sonra altı aya kadar ücretsiz izin verileceği öngörülmüş ve Kanunda bu sürelerin haricinde ücretsiz izin düzenlenmesine yer verilmemiştir.
İşverenlerin, işçilerini ücretsiz izne gönderebilmesine ilişkin olarak İş Kanununda bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ancak, yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılan halleri açıklayan İş Kanununun 55. maddesi (j) fıkrasında, "İşveren tarafından verilen öbür izinler" de sayılmıştır. Burada sözü edilen izinler, işverenin kendi takdiri sonucunda işçiye verdiği ücretli ve ücretsiz izinlerdir. 4857 Sayılı İş Kanunu, 854 Sayılı Deniz İş Kanunu ve 5953 Sayılı Basın İş Kanunu gereğince işverenler çalışanın talebini uygun görürse her zaman ücretsiz izin verebilirler.
İşçi ve işveren arasında yapılan hizmet akdinde veya işyerinde yapılan toplu iş sözleşmesinde ücretsiz izinle ilgili bir düzenleme yapılmış ise bu düzenlemeye uygun olarak ücretsiz izin hakkı kullanılabilecektir.
Fakat, bu yönde bir düzenleme yapılmamış ise, ücretsiz iznin geçerli olabilmesi için işçinin mazeretini belirtmek suretiyle yazılı olarak işverenden ücretsiz izin talebinde bulunması ve işverenin de bu ücretsiz izin talebini kabul etmesi gerekmektedir.
Yani, kanunda yazmasa da işçinin sağlık, ailevi ve sosyal nedenlerle işçinin ücretsiz izin alması halinde, İş Kanunu'nda olmadığı gerekçesiyle kabul edilmemesi söz konusu olabilir mi?
Esasen olamaz ama. Gelin görün ki, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sıfır Gün ve Kazanç Bildirilen Sigortalıların Sağlık Yardımlarını düzenleyen 2009/155 sayılı genelgesinde İş Hukuku kurallarını alt üst eden hükümler getirmiş. SGK, ücretsiz izin uygulamasını çileye dönüştürüp, hem sigortalılara hem de işverenlere eziyet ediyor.
Yıllık izinde alınabilecek dört güne kadar ücretsiz izinlerle, doğum sonrasında alınabilen altı aya kadar ücretsiz izinler kabul edilmiş, bunun dışındaki ücretsiz izinlerin sağlık yardımları açısından kabul edilmeyeceği düzenlenmiş.
SGK 2009/155 sayılı genelgesi ile; "Kamu idarelerine ait işyerlerinde çalıştırılan ve iş sözleşmelerinin askıda kaldığı sürelere ilişkin genel sağlık sigortası primleri ilgili kamu idaresince ödenen sigortalılar hariç olmak üzere, ücretsiz izne ayrılarak hizmet akdi askıya alınan ve ay içinde sıfır gün ve kazanç bildirilen sigortalılar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kimselerin sağlık yardımlarından yararlandırılması konusunda aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda işlem yapılması gerekmektedir.
Hizmet akdiyle çalışan sigortalılarımızın sigortalılıklarının son ermesi ve genel sağlık sigortasından yararlanmalarıyla ilgili olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 9 ve 61 inci maddelerinde düzenlemeler bulunmaktadır.
Anılan Kanunun 86 ncı maddesinde ise ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya it aylık prim ve hizmet belgesine ekleneceği öngörülmüştür.
Bu nedenle,4857 sayılı İş Kanununda sayılan haller haricindeki ücretsiz izin süreleri geçerli sayılmadığından 5510 sayılı Kanun uyarınca sigortalılık niteliği yitirilmiş olmaktadır.
Bu itibarla, aylık prim ve hizmet belgesinde kayıtlı eksik gün nedeni hanesine, "02 Ücretsiz/aylıksız izin" kodu kaydedilmesi halinde;
-İş Kanununda sayılan ücretsiz izin hallerini ihtiva eden ve bu durumu belgelenen ücretsiz izin sürelerinde, "0" gün ve kazanç bildirilen ve işten çıkış kaydı verilmemiş olan sigortalılardan, sağlık hizmet sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde 30 gün prim ödeme şartını yerine getirenler sağlık yardımlarından yararlanabilecek,
-İşten çıkış kaydı verilmemiş olmasına rağmen, ücretsiz izin sürelerinin İş Kanununda sayılan halleri kapsamaması durumunda ise "0" gün ve kazanç bildirilen sigortalılar sağlık yardımlarından yararlanmayacaktır.
4857 sayılı Kanunda belirtilen ücretsiz izin halleri dışında aylık prim ve hizmet belgelerinde "0" gün ve kazanç bildirilen sigortalılar, 5510 Kanunun 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası kapsamına girmektedirler. 01/10/2010 tarihine kadar iki yıllık geçiş sürecinde talebe bağlı olarak, bu tarihten itibaren ise zorunlu olarak genel sağlık sigortalısı olacak bu durumdaki kişilerin gelir testi talebinde bulunarak 60/c-1 kapsamında veya gelir seviyelerine bağlı olarak genel sağlık sigortalısı olma imkanları bulunmaktadır." Hükmünü getirmiş.
Bu düzenleme ile işverenlerin takdir ve yönetim hakkına sınırlama getirildiği gibi, hizmet akdi devam eden işçilerin en doğal hakları olan sağlık yardımlarından faydalanmaları önlenmektedir.
SGK bu anlamsız ve hukuk dışı uygulamasından bir an önce vazgeçmelidir.
Dürüst işverenlere set vurmayı bırakıp kayıtdışı çalışan / çalıştıranlarla uğraşmalı, en önemli konu olan sahte işyerleri ve sahte sigortalıları önlemenin çarelerini aramalıdır. Kurum personelini daha iyi eğiterek hizmet vermenin yollarını aramalı, mevzuat uygulamalarını hukuk sınırları içinde ve hukuka uygun olarak yeniden düzenlemelidir.
Doğum öncesi ücretsiz izin alan kadınlara yapılan haksızlıkları, erken doğum yapan kadınların hak kayıplarını düzeltmelidir. İşverenlerin, sigortalıların sorunlarını çözecek politikalar geliştirmelidir. Çalışma Bakanı Ömer Dinçer'in söylediği gibi, vatandaş odaklı çalışılmalıdır.
Bu hafta yerimiz yetmedi, işverenlerin SGK müdürlüklerindeki eksik gün çilesini de haftaya yazacağım.