SGK'nın parası yok ama sorumsuzluğu çok!
Biliyorsunuz, sigortalıları çalıştırmaya karar verdiğimizde, en az bir gün önceden (istisnalar hariç) SGK'ya internet üzerinden sigortalı işe giriş bildirgesi vermek gerekiyor. Ancak zaman zaman unutkanlık veya ihmalden kaynaklanan nedenlerle sigortalı işe giriş bildirgeleri süresinde verilmeyince de idari para cezası uygulanıyor.
Bir basın kuruluşuna SGK müdürlüğü tarafından gönderilen tebligatta, işe giriş bildirgesi verilmediği gerekçesiyle idari para cezası uygulanmış.
İnsan kaynakları müdürü dostumuz arayınca, siz işe giriş bildirgesi vermemişseniz bu normaldir dedim. Öyle ya, yasaların getirdiği yükümlülüklere uyulması gerekiyor, uyulmayınca da idari para cezası uygulanıyor değil mi?
Ancak dostum dedi ki, "Hayır, bu kişilerin işe giriş bildirgelerini vermiştik. Bunlar basın çalışanları olduğu için 1 Ekim 2008 tarihinde sosyal güvenlik reformu ile basın çalışanlarının belge türleri de normal sigortalılar aynı yapılınca, sadece belge türlerini değiştirdik. Yoksa çıkış veya giriş yok. Sadece belge türleri değişti." deyince bir itiraz dilekçesi ile bu hususta başvurmalarını tavsiye ettim.
Ancak böyle başıboş bir uygulamayı SGK'nın bile yapamayacağını düşünerek konuyu biraz detaylı araştırayım istedim. Ancak gerçekten de durum bana anlatılan şekildeymiş. Hem de sadece bu kuruma gönderilmemiş bu cezalar. Anladığım kadarıyla işten ayrılmayıp, sadece belge türü değiştiğinde idari para cezası uygulanmayacağını bilmeyen bir müfettişin 12 bin kişi için ceza uygulanması yönünde yazmış olduğu rapordan dolayı bütün SGK müdürlükleri 12 bin kişiye işe giriş bildirgesi verilmemesinden dolayı ceza uygulanmış.
Oturup hesap yaptım. 12 bin tane tebligat hazırlayıp, bunların zarflarını yazmak için kaç memurun kaç hafta boşu boşuna çalıştığına mı üzülürsün, SGK'nın bu lüzumsuz tebligatları çıkarırken asıl mesai harcaması gereken işlerdeki gecikmeye mi üzülürsün, 12 bin mektubu iadeli taahhütlü posta ile göndermenin on binlerce liralık maliyetine mi, kağıt ve zarf masrafına mı üzülürsün, işverenlerin haksız idari para cezaları için itiraz yoluna başvurmak için bir gün boyunca SGK koridorlarında memura dert anlatmasına mı üzülürsün, işverenlerin harcadığı emek ve yol parasına, posta masrafına mı üzülürsün.
Yahu bir müfettişin mevzuat bilmemesinin ne kadar ağır sonuçları olduğunu görüyorsunuz. Bu kadar sorumsuz rapor yazan müfettişin hiç mi sorumluluğu yok? Bir kişi de, "kardeşim neden bilir bilmez rapor yazıyorsun, bu kadar emek, para ve zaman kaybı yaratıyorsun" diyecek mi, merak ediyorum. Yani sorumlular sorumsuz mu olacak hep?
Eğitimde neler oluyor?
Eğitim sisteminde köklü değişimler olacağının sinyalini bir kaç ay önce sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verdi. Eğitimde özel sektörün önünün açılması ve bu yönde verilecek teşvikler sonrası yakın zaman içerisinde üniversitelerin ve özel okulların da ülke çapında bir reformun içerisine gireceğini ve kendilerini yeni sisteme adapte edeceklerini düşünüyorum. Sanayici ve işadamları diyor ki, bizim en büyük eksiğimiz eğitim kurumlarında iş hayatında reel duruma ve fiili uygulamaya dönük eğitim verilmemesidir. Eğitimdeki değişikliklerin üniversite sayısının çoğaltılması kadar eğitim kalitesinin de yükseltilmesi ve iş dünyasının beklentilerini karşılayacak şekilde olması gerekiyor.
Malum 2012 YGS sonuçları açıklandı. Önümüzde zorlu bir sınav daha var, LYS. Harfler ve şıklar arasına sıkışmış yavrucakların neredeyse hayatlarının seçimlerini yapacakları dönemeçte maalesef meslekler, okullar ve sonuçları konusunda bilgi sahibi olmadıkları görülüyor. İşte meslekleri, okulları ve eğitim sistemlerini tanıtan, sınava gireceklerin doğru tercih yapmalarına olanak sağlayacak bir fuar düzenlendi. Başakşehir 4. Etap'ta yapılan fuara 40'dan fazla üniversite, 20'ye yakın dershane ve çok sayıda özel okulun katıldığını görünce açıkçası çok şaşırdım. Gençlerin geleceklerine bilgi sahibi olarak karar vermelerini sağlayacak bu önemli çalışmayı yürüten Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ı tebrik etmek istedim.