SGK'nın gasp ettiği sağlık yardımı hakkı

Resul KURT
Resul KURT İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK [email protected]

 

Köşe yazarı olmanın verdiği sorumluluklardan birisi de, okurlarınızın size ilettiği veya sosyal sistemdeki sıkıntılarını dile getirerek çözümlerine katkı sunmaktır. İşte biz de bu bağlamda sosyal sorumluluğumuzun bir gereği olarak okurla, vatandaşla yetkili/sorumlu olan insanlar arasında bir köprü görevini yerine getiriyoruz. Burada bir kimseyi zora sokma veya bağcı dövme gibi bir derdimiz yok. Hatta sorunları bu köşeden yazmadan önce de SGK'nın en üst yöneticisi olan kişilere görevim olmadığı halde, sırf sosyal sorumluluğumuzun gereği olarak sistemi nasıl düzeltebileceklerine ilişkin öneri ve tavsiyelerde bulunup, günlerce bu düşüncelerimi raporlara bağlayarak kendilerine ilettim.

Ama maalesef damdan düşmeyen birinin damdan düşeni anlaması mümkün olmadığı için yazdıklarımızın bir kısmını uygulamaya geçirmiş olsalar bile, önemli bir kısmı bunlar münferit sorunlar, bizim her şeyimiz mükemmel denilerek uygulamaya alınmadı. Bizim sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmamız birçok vatandaşın sorununu çözmedi, çözemedi.

Türkiye'de son 7-8 yıl içinde AK Parti döneminde sağlık açısından yapılanları bir devrim olarak nitelesek abartmış olmayız. Ben uzun yıllar Müfettiş-Başmüfettiş olarak görev yaptığım SSK'da bu hususu çok yakından teşhis etme fırsatına sahip oldum. Öyle ki, bir SSK'lı bırakın özel hastaneyi, başka bir semtteki SSK hastanesine bile gidemiyordu. Şüphesiz bunda en büyük pay Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Sayın Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın olup, sağlıkta dönüşüm ve değişim de zaten AK Parti'ye başarının kapılarını sonuna kadar açmıştır.

SSK'da 2000'li yılların başında o dönemde henüz 5-6 yıllık bir müfettiş iken 3-4 yıl SSK Genel Müdür Yardımcılığı yapan değerli dostum Eski SSK Müfettişi ve şimdi PAÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Karadeniz ve Merhum kardeşim SSK Başmüfettişi Erkan Özkan'ın gayret ve çabaları ile SSK'nın vizyonu değişti, e-bildirge ve e-sigorta uygulamaları başladı. Şimdiki SGK yönetimi bile halen o dönemde başlayan hamlenin meyvelerini yemeye devam ediyor. SGK Başkanı'na geçtiğimiz ay yaptığım bir ziyarette e-sigorta sisteminde yaşanan sıkıntıları aktarmış ve kendisine teknoloji serbest bölgesinde faaliyet göstermek üzere bir yazılım firması kurmasını salık vermiştim. SGK'nın inşaat şirketi olacağına, yazılım ve teknoloji şirketi olması daha doğrudur. Üstelik İş Yasası'na ve TTK'ya tabi özel sektör şirketi olarak daha hızlı ve daha ucuz hizmet üretebilir ve aynı şekilde sistemi daha kaliteli kurma imkanı olur. Ancak sanıyorum tavsiyelerimize pek uymayacaklar. Bu tür hatalı işlem ve yanlışlıklarda damdan düşen vatandaş yanmaya devam edecek.

İşte okurumuz Recep Altınterim de damdan düşenlerden birisi. Belki de 3-4 aydır derdini anlatıp derman arıyor ama bir türlü mevzuat hazretlerine derdini anlatamıyor. Ben okurumuzun yazısını yayınlayayım, belki bu kez anlayıp sorunlara çözüm arayan birisi çıkabilir. Okurumuz diyor ki; "SGK'nın bilgisayar sistemi hakkım olan sağlık yardımını almamı engelliyor... 30.09.2012 tarihine kadar SSK'lı çalışmaktaydım. 30.09.2012 tarihinde emekli olmak için işimden ayrıldım ve 01.10.2012 tarihinde emeklilik başvurusu yaptım. Normal şartlarda SSK da geriye dönük 120 gün ve fazlası pirim ödemem olduğu için 30.09.2012 tarihinden itibaren 3 ay 10 gün sağlık yardımı almam gerekir. Ancak 07.09.2012 de yeni başlayan mükellefiyet kaydım nedeni ile Bağ- Kur devreye girdi. Normal şartlarda bu şekilde de Bağ-Kur'a prim borcum olmadığı için sağlık yardımı almam gerekir. Ancak emeklilik işlemlerim yürütülürken 2008 yılında 5510 sayılı Yasa'nın geçici 24'üncü maddesine istinaden yapılandırıp ödediğim Bağ-Kur prim borcuma ilaveten 2000 yılındaki bir maliye kaydım nedeniyle 13 aylık ilave prim borcu çıkartıldı. Bu prim borcumu da aynı yasa şartlarına göre ödeyebileceğim söylenerek 2 bin 970 TL ödeme istendi. Ödemeyi yaptım fakat yaptığım bu ödeme kurum tarafından hesabıma işlenemiyor. Konu Ankara'ya Genel Müdürlüğe yazıldı cevap bekleniyor. Buna bir şey demiyorum amenna.. Emekliliğim bekleyebilir, ama işlenemeyen bu borç nedeniyle Bağ-Kur hesabımda bir tarafta borçlu, bir tarafta alacaklı görünmekteyim.

İşte görünen (aslında olmayan) bu borç nedeni ile sağlık yardımı alamıyorum. SGK'da müdüründen, şefine, memuruna kadar görüşmediğim kişi kalmadı. Bu konuya kendilerinin de üzüldüklerini, ama ellerinden bir şey gelmediğini bilgisayar sisteminin kişiyi borçlu gördüğünden sağlık yardımı hakkı vermediğini buna kendilerinin müdahale yetkilerinin olmadığını beyan ettiler. Yani benim iplerim şu an günümüz teknolojisine göre basit bir bilgisayarın elinde. Güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum?
Ben kalp hastasıyım 2 ay kadar önce 2 kez anjiyo geçirdim, şu an yine kalbimde sıkışmalar kasılmalar meydana geliyor ama maddi imkanım olmadığından hastaneye gidemiyorum.

Soruyorum size, borcu gören SGK'nın maharetli bilgisayarı alacağı neden görmez, veya böyle durumlarda özellikli olarak SGK çalışanlarının müdahale yetkisi neden olmaz, veya Ankara'da bulunup da bu konuda kendilerine bel bağlanan üst düzey SGK yetkilileri neden bu soruna ivedilikle bir çözüm üretmezler. SGK yetkilileri e-posta gönderdik cevabını bekliyoruz yerine neden muhatapla bire-bir telefonla görüşülüp soruna daha kısa zamanda çözüm aramazlar. Bana bir şey olsa bunun vebalini kim ödeyecek... Sayın Fatih Acar mı? Lütfen ivedilikle bana yardım edin ve hakkım olan primini ödediğim sağlık yardımımı meşhur SGK bilgisayarın tekelinden kurtararak şahsıma iade edin. Bu resmen insan hakkı gaspıdır. Bilgisayar hakkında insan hakları mahkemesine dava açsak yeridir... Lütfen ben canımdan olmadan acele edin. Forma belge eklememe gerek yok, zira TC numaram ile bakanlığınız ve SGK her türlü verime ulaşabilir." diyor ki bence de sonuna kadar haklıdır. Bu okurumuz gibi binlerce mağdur var. Emekliliğe başvurup sağlıktan yararlanamayanlar, part-time çalışıp eksik günlerinin GSS primlerini ödeyenlerden rapor parası alamayanlar gibi yüzlerce hatalı uygulama olmasına rağmen maalesef sorunlar dağ gibi büyüyor. Önemli olan vatandaş odaklı çalışmayı düstur edinmek, yoksa sağı solu arayarak, baskı yaparak, eksikleri yanlışları örtbas etmeye çalışmanın ne SGK'ya bir yararı var, ne de vatandaşın sorunlarını çözebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kötüniyet tazminatı 20 Eylül 2019