SGK ne yapmak istiyor!

İbrahim IŞIKLI
İbrahim IŞIKLI SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU [email protected]

Geçen hafta yazdığımız ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) haksız ve hukuksuz bir şekilde yurtdışında çalışanların emekli aylığını kesmesine ilişkin yazımızda sorduğumuz sorulara SGK’dan bir cevap gelmedi. Bu da gösteriyor ki, SGK bu uygulamalarında hiçbir hukuki dayanağa sahip değildir.

5510 sayılı Kanun’a göre, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten (01.10.2008) sonra ilk defa sigortalı olanlardan yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra bu kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilmesi gerekmektedir. 

SGK uygulamasında, bu maddede yer alan 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten (01.10.2008) sonra ilk defa sigortalı olanlar ibaresi dikkate alınmadan yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları kesileceği hükmüne göre işlem yapılmaktadır. 

SGK, 5510 sayılı Kanun’un geçici 14. maddesi hükmüne göre işlem yaptığını söyleyerek aylıkları kesiyor olsa da hiçbir yasal dayanağı olmadığını belirtmeliyiz. İlgili 5510 sayılı Kanun’un geçici 14. maddesinde, Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malullük, malullük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği? belirtilmektedir. Maddenin hiçbir yerinde Türkiye’de çalışıp emekli olduktan sonra yurt dışında çalışmaya başlayacakların aylığının kesileceği yönünde hüküm yoktur.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2002/21-93 esas numaralı ve 2020/73 karar numaralı 13.02.2002 tarihli kararında “…Maddede söz geçen “sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılacak” sigortalının 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak çalışanların amaçlandığı, giderek yurt dışında yabancı işverene tabi olarak çalışan sigortalıların amaçlanmadığı açık seçiktir. Başka bir anlatımla yurt dışında çalışanların, 506 sayılı yasaya tabi sigortalı olarak değerlendirilmesine olanak olmadığı ortadadır. Hal böyle olunca, Sosyal Sigortalar Kanunun 60/H ve 62. maddeleri yalnız Türkiye’de çalışmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılara uygulanacağı, yurt dışındaki çalışmalarını borçlanmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılar için uygulanmayacağı tartışmasızdır. …. Bundan başka, bir an için davacıya yaşlılık aylığı bağlanması için işinden ayrıldığı kabul edilse de tekrar çalışmaya başlaması durumunda, hakkında 506 sayılı Yasa’nın 63. maddesinin uygulanacağı söylenemez. Zira 63/B bendinde öngörülen %... oranındaki sosyal güvenlik destek priminin ¾ oranındaki işveren hissesini ödeyecek işverenin, Türk işveren olduğu, Alman işveren olmadığı açıktır.” denilmektedir.

Dolayısıyla geçen hafta ayrıntılarını yazdığımız ve yukarıda bahsettiğim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da açıkça belirtildiği üzere yurt dışında çalışmanın 506 sayılı yasa kapsamında bir çalışma olmadığı ve bu kişiler hakkında 506 sayılı yasanın sosyal güvenlik destek primine dair düzenlemeleri içeren 63/B maddesinin uygulanamayacağı aşikardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı herkes için bağlayıcı olmasına rağmen anlaşılan SGK’yı bağlamamaktadır.

Buradan bir kez daha sesleniyorum, 01.10.2008 öncesi sigortalı olup, yurt dışı borçlanması yapmadan Türkiye’de emekli olan kişilerin yurt dışında çalışması durumunda aylıklarının kesilmesi hukuka aykırıdır. Açılan tüm davaları kaybeden SGK, Hukuk Genel Kurulu kararına bir an önce uymalı ve biz sigortalıların ödediği primleri çarçur ederek daha fazla vekalet ücreti ödememelidir. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar