Sezon sonu, sezon başı
Geçtiğimiz hafta dünyada pek çok ilginç olayı üstüste ve bir anda yaşadık. Suriye’de bir devrin sonuna gelinmesi, Gürcistan’da hükümete karşı oluşan direniş hareketi, Güney Kore’den gelen askeri darbe haberi ve ardından geri adım atılması, Fransa’da hükümetiin düşmesi, Trump’ın tehditleri ile göreve ısınması.
Hepsi de birbirinden önemli olaylar ve hepsi bir hafta içerisinde gerçekleşti. Hani derler ya gözümüzün önünden film şeridi gibi geçti, adeta öyle oldu. Bir haftada bir dolu vaka. Bunlardan en önemlisi ülkemizi de hiç şüphesiz çok yakından ilgilendiren Suriye’de olup bitenler olsa gerek. Suriye’de Şam düşerken, 61 yıllık rejim de çökmüş oldu. Esad rejimi karşıtı muhalif gruplar, 12 günlük ilerleyişin ardından Şam’a girdi, 1963’de başa gelen Baas iktidarı sona erdi. Muhaliflerin Şam’ın kontrolünü ele geçirmesi, başkentte mutlulukla karşılanırken, Esad’ın nerede olduğu da halen bilinmiyor. Şimdi akıllarda pek çok soru var.
Amerikan askerleri bölgede kalacak mı, HTŞ ile SDG’nin ilişkileri nasıl olacak, Suriyeli Kürtler bundan sonra ne yapacak, petrol zengini Deyrizor kenti HTŞ’de mi kalacak, ve tabi Suriye’de geçiş yönetimi ne kadar görevde kalacak ve ülke ne zaman normale dönecek. Bizim bu sorulara ilave olarak merak ettiğimiz asıl soru, Türkiye’deki Suriye’liler ülkelerine geri dönecek mi? Konu henüz çok taze olmasına rağmen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın verdiği bilgiye göre, Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyelilerin kendi ülkelerine geri dönüş sayısı 1,5 - 2 katına çıkmış durumda.
Bir haftada bir dolu vaka
Gelelim diğer gelişmelere. Gürcistan’da hükümetin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecini askıya almasından sonra, AB yanlısı göstericiler eyleme başladılar. Ülkenin Batı yanlısı Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili eylemleri desteklerken, Başbakan İrakli Kobakhidze ise yeni seçim çağrılarını reddederek protestocuların muhalefetin yalanlarına kurban gittiğini söyledi.
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, Salı günü ülkedeki muhalefeti parlamentoyu kontrol etmekle, Kuzey Kore’ye sempati duymakla ve devlet karşıtı faaliyetlerle hükümeti felç etmekle suçlayarak sıkıyönetim ilan etti. Sıkıyönetim duyurusunu televizyonda yapan Yoon, atılan adımın ülkenin anayasal düzeninin korunması açısından kritik olduğunu belirtirken, “Kuzey Kore’nin komünist güçlerinin oluşturduğu tehditlerden liberal bir Güney Kore’yi korumak ve devlet karşıtı unsurları ortadan kaldırmak için olağanüstü sıkıyönetim ilan ediyorum açıklamasını yaptı.
Gel gelelim muhalefet lideri Lee Jae-myung, Yoon’un halka karşı yasadışı ve anayasaya aykırı bir şekilde sıkıyönetim ilan ettiğini belirtti. Ardından Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, sıkıyönetim konusunda geri adım attı. Gelişmelerle beraber para birimi won, dolar karşısında 2 yıldan uzun sürenin en düşük seviyesine indi. Şimdi artık Kore’de Yoon’un azli isteniyor.
Fransa’dan da şaşırtan bir haber geldi
1962’den bu yana ilk kez bir Fransız hükümeti güvensizlik oylamasının ardından düştü. Fransa Başbakanı Michel Barnier’in hükümeti Çarşamba günü Ulusal Meclis’te yapılan güvensizlik oylamasının ardından çöktü. Sol koalisyon NFP ve aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisi, Barnier’nin 2025 sosyal güvenlik bütçe planını parlamentodan kaçınarak kabul ettirmek için Anayasa’nın 49.3 maddesini kullanmasının ardından oylarını toplu halde eski Brexit baş müzakerecisine karşı kullandı.
Gözler ve kulaklar Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’da. Eski Başbakan Gabriel Attal’ın yaptığı gibi, çok muhtemel mevcut hükümetten geçici bir hükümet olarak görevde kalmasını isteyecek. Yine geçtiğimiz hafta değişmeyen tek şey Trump’tır sözümü doğrular bir tehdit tabi ki Trump’dan geldi.
Henüz göreve başlamasa, BRICS ülkelerinin tamamını tehdit eden Trump, Brics ülkelerinin doları terk etmeye ve rezerv para olarak kullanmamaya kalkışmaları halinde bu ülkelere yüzde 100 gümrük vergisi uygulayacağını söyledi. Öte yandan aynı ABD, Çin›in teknolojik erişimini kontrol altına almak amacıyla, çipler ve yapay zeka için hayati önem taşıyan bileşenlere erişimine yönelik yeni kısıtlamalar getirdi. Ve yine geçen hafta Putin, doğalgaz ödemelerinin Gazprombank’a yapılma zorunluluğunu kaldırdı.
Başta da söyledim ya, bir haftaya adeta bir yıla sığacak gelişmelerin gerçekleşmesi şaşkınlık verici. Ve aynı zamanda bizi nasıl bir 2025’in beklediğinin de işareti. Sanki bir dizinin sezon sonuna yaklaşırken, merakla yeni sezonda neler olacağını merak eder gibiyiz.