Şeylerin internetine tehdit

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

Tüketici elektroniği konusunda dünyanın en yenilikçi, en büyük fuarı Las Vegas CES’den gelen haberler, Şeylerin İnterneti (Internet of Things-IoT) hakkında akılların uçtuğunu gösteriyor. O kadar ki, geçen yılki CES’te, cep telefonundan su ısıtıcısına mesaj atarak, suyun ısınmasını sağlayacak Wi-Fi ibrik, en “heyecan yaratan” cihazlardan biri olarak etiketlenmişti. İnovasyonun ticarileşmesi elbette amaç. Ticarileşen ürünün satılması ve işe yaraması da... Ama acaba, her ticari ürünün işe yaraması şart mı? CES’i düzenleyen Tüketici Elektroniği Birliği Baş Ekonomisti Shawn DuBravac bile, geçen yıl Los Angeles Times’a şöyle dedi: “Bir ürüne dijital özellik verilebilir. Ürün, böylece dijitalleşebilir. Ama bunun yapılmasının anlamı ne olacaktır?” Aynı gazetede, su ısıtıcısı özelinde şu yorum dikkat çekti: “Mevcut olmayan bir probleme çözüm bulmuşlar.” 

Yukardaki paragraflar “-di’li” geçmişli. Geçen yıldan bu yana 365 gün, bilişimde sanki 3.65 gün kadar çabuk oldu. Yenilikçi şirketler, uzaktan kumandalı su ısıtıcısı türünden hoşlukları dünyaya sundular: Türkiye’de de sınırlı bir içerikle hizmet vermeye başlayan, TV dizileri ve sinema filmlerini abonelikle izlettiren Netfl ix’in yeni hizmeti: IoT çoraplarımız sayesinde TV karşısında uyuklarsanız, videoyu durduracağız ki, uyandığınızda bıraktığınız yerden devam edebilesiniz. 

Bu hizmet için bir çorap ürettik. İçinde, bir çip var. Ayak hareketlerinizden bu çip, sizin uyanık mı uykuda mı olduğunuzu “anlıyor.” Bu bilgiyi televizyon kumandasına gönderiyor. TV, uykunuza saygıdan, gösteriyi orada durduruyor. Ama siz, uyanıp da “harekete” geçerseniz, gösteri durduğu yerden yeniden başlıyor.İşte “mükemmel” bir IoT uygulaması! Çipli çorap, sizin uykuya dalacağınızı da anlıyor üstelik. TV ekranında bir ışık yanıp sönüyor. Siz uyarıyı görüp toparlanırsanız seyirliğe devam. Ama kendinize gelemezseniz, yukarda anlattıklarım oluyor. 

Samsung’un pantolon kemeri (herhalde sadece erkekler için) de akıllandı. Kemer içindeki sensörler, göbek durumunuzu biliyor, gün içinde kaç adım attığınızı, ne kadar süre oturduğunuzu bir kenara yazıyor. Sonra bu verileri bir ceptel uygulamasına gönderiyor. Uygulamayı açıp durumunuzu görüyorsunuz. 

Bu üç sempatik cihaz ve benzerlerinin, şeylerin interneti caddesinde internet trafiğini nasıl çoğaltacağını hep birlikte göreceğiz. Hele elektriğe bağımlı bütün cihazların, bir kesintide birbirleriyle nasıl konuşamayacaklarını da göreceğiz. Bunlar, ileri bilgi toplumlarının tepesindeki felaket bulutları. 2012’de 53 kişinin öldüğü, 18 milyar USD zarar veren, New York ve civarını felç eden Sandy Kasırgası ve sonrasında elektrik kesintisi iki haftaya kadar uzadı. Dünyanın başkentinde “hayat” durdu. Ceptellerini şarj edebilmek için insanlar şehrin, kesinti olmayan kısımlarına yürüdü, çünkü metro çalışmıyordu, arabalarını sel almıştı, benzin yoktu. Priz bulanlar, kuyruk yüzünden birbiriyle kavga etti. Hollywood felaket filmi gerçek oldu. 

Doğa, hayatı durdurursa seçenekler sınırlı. Ama kötü niyetlilerin, becerikli siber saldırılarına önlem almak mümkün. Buna, siber savunma deniliyor. IoT daha yaygınlaştıkça, her şeyler birbirleriyle iletiştikçe siber savunma, elektrik kadar yaşamsal. Bu konuda gerekeni yapmak, hükümetlerin sorumluluğu. Çünkü: Şu sırada 4.5 milyar kadar cihazın internet adresi (IPv4) var. Ceptelden, en süper bilgisayara hepsinin tek tek... Ama bu kota dolmak üzere. Bunu izleyecek yeni IPv6 kotasında, adı “undesilyon” olan şu sayıda cihaza adres verilebilecek: 340,282,3 66,920,938,463,463,374,607,431,76 8,211,456. Bu sayı atmasyon değil, gerçek: Siber güvenliğin yeni boyutunu gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019