Seyirci koltuğundan kalkarak eyleme geçmekte gecikmememiz gerekiyor
Dolar fiyatı durmak duraklamak bilmiyor.
Dolar fiyatındaki artışı seyretmek yerine, durduracak tedbirleri almak zorundayız.
Doların fiyatı 2016 yılında yüzde 20 oranında artmıştı. 2017 yılına girdik, kısa sürede artış hızlandı. On bir günde artış yüzde 10’a yaklaştı. Dolar fiyatı sadece dolar ile alış veriş yapanları, dolar borçlularını üzmüyor. Ülkede yaşayanların tamamını ilgilendiriyor.
Çünkü bazı mal ve hizmetlerin fiyatı doğrudan dolara bağlı. Ama tüm mal ve hizmetlerin fiyatı dolaylı olarak dolardan etkileniyor.
Tarımdan sanayiye, dolmuştan, ekmek ve simit fiyatına her türlü mal ve hizmetin maliyetinde döviz girdisi var.
Bu nedenle dolar fiyatındaki artış karşısında durup beklemek olamaz.
Şimdilerde biliyoruz ki dolar fiyatındaki hızlı artışın dörtte üçü bizim kendi sorunlarımızdan kaynaklanıyor.
TBMM’nin Anayasa görüşmeleri nedeniyle ekonomiye eğilememesi, politikacıların, dolardaki hızlı artışa rağmen ekonomi ile ilgilenmemeleri, ekonominin sahipsiz kalmasına neden olmamalı.
Biz daha önceleri benzer güçlüklerle karşılaştık. Başka ülkelerde benzer güçlüklerle karşılaşıyor. Daha önce biz bu güçlükleri nasıl atlattı isek, başka ülkeler nasıl atlatıyorlar ise biz de bu sorunu çözeriz.
Ancak bunun için harekete geçmeye, en kısa sürede harekete geçmeye mecburuz.
“Cumhurbaşkanı ve Başbakanın çıkışı yönetecek bir bir kaptan belirlemesine ihtiyaç var. Kaptanın sorumluluğunda bir “Çıkış Programı” hazırlanması gerekiyor. Bu programa dayalı olarak dışarıdan borçlanarak, ekonomiye döviz desteği sağlanması gerekiyor. Bütün bunların içeriye ve dışarıya güven verecek bir eylem planına dayalı olarak yapılması gerekiyor.
Bunlar yapılırsa, az hasarla, ama kazasız belasız, sorunlu dönemi atlatırız.
Önceki yıllarda ekonominin tıkandığı dönemlerde sorunların çözümünü IMF’ye bırakıyorduk. Kaptanı IMF ile ortaklaşa belirliyor, programı IMF ile ortaklaşa hazırlıyorduk. Döviz desteğini IMF sağlıyordu.
Bu defa IMF yok. Kendi işimizi kendimiz göreceğiz. Bugüne kadarki birikimlerimizle biz bu işi IMF’siz daha iyi yapabiliriz.
Bütün bunların bir bütünlük içinde, çok kısa sürede yapılması gerekiyor. Zaman geçince güçlükler artıyor.
Politik gündemi değiştirmeye imkan kalmadı. Anayasa değişimi ve referandum hazırlıkları dışında politikacıların ekonomiye ayıracakları vakit yok. Terör ve FETÖ belası bitsin diye Suriye ve Irak’taki sıcak gelişmeler sona ersin diye bekleyemeyiz. Dolar fiyatının devamlı artması, geleceğe ait bekleyişleri karartıyor. Güven bunalımına yol açıyor. Mal ve hizmet maliyetlerini yükseltiyor. İnsanların, şirketlerin ekonomik güçlerini azaltıyor..
Günleri bugün dolar ne oldu, yarın ne olacak, dolar fiyatı nerede duracak diyerek geçiremeyiz.
Seyirci koltuğundan kalkarak, sorunların çözümüne soyunmamız gerekiyor.
Olumsuz gelişmeleri önce durdurmak, sonra hasar ve ziyanı onararak ekonominin çarklarının dönmesini sağlamak zorundayız. Bunun da yolu var. İş ki, harekete geçelim.