Sevindiren ve üzen yağışlar
Yurt haberleri servisimiz ülkemizin çeşitli bölgelerinde bu yıl yağışların, bu bölgelerde yetiştirilen ürünlere etkisini ele alan bir haber hazırlamış. Hava koşulları ve yağışlar bazı bölgelerde bazı ürünlerde rekolte düşüşlerine yol açarken, bazı bölgelerde, bazı ürünlerde rekolte artışlarına neden olmuş. Tarım alanında büyük imkanlara sahip olan ülkemizde tarımsal ürünlerin verimini sadece doğal koşullara bağlı kılmamak için her geçen gün daha çok önem taşıyan bu alanda doğru bir strateji saptayıp hayata geçirmemizin önemi büyüktür.
Yurt Haberleri Servisinden arkadaşlarımız yurdun dört bir yanından çeşitli ürün rekolteleriyle ilgili üreticilerin beklentilerini ele alan bir soruşturma yapmışlar. Hava koşullarının bu yılki üretimlerine etkilerini araştırmışlar. Birçok üretici yurdun çeşitli yerlerinde yağmur ve dolunun üretimlerini olumsuz etkilediğini dile getirirken, bazı bölgelerdeki üreticiler ise bu yıl bölgelerindeki hava koşullarının üretim artışına yol açtığını, verimliliğin artığını öne sürüyorlar. Kimileri bazı bölgelerde zamansız yağışların getirdiği olumsuzluktan üretimleri azaldığı için üzülürlerken kimileri ise kendi bölgelerinde yağışların verimliliği artırıcı sonuç verdiğini belirterek seviniyorlar.
Yaşanan hava şartlarının üretimlerini olumsuz etkilediğini söyleyenler arasında sebze ve meyveciler var. Akdeniz bölgesinde yağışların ve yer yer dolunun, çilek, biber ve kabakta sıkıntı yarattığını, kayısı ve şeftali gibi erkenci meyvelerde hasatı bir ay geciktirdiği öne sürülüyor. Havaların serin gitmesi nedeniyle üstü açılamayan seralarda biber rekoltesinin düştüğü belirtiliyor. Ege'de yağmurun pamuk rekoltesini olumsuz etkileyeceği değerlendirmesi yapılırken, yağışların sürmesi halinde bölgede buğday üretiminin de sarı pas nedeniyle olumsuz etkileneceği iddia ediliyor. Trakya'da ayçiçeğinin yağışlardan olumsuz etkilendiği, arazide ot gelişimine yol açtığı bu nedenle hem hasatın Eylül ayına kalabileceği hem de rekoltenin düşük olacağı söyleniyor. Yağışın Trakya'da kanola üretimini ise olumlu etkilediği belirtiliyor. Hava koşullarından olumsuz etkilendiği belirtilen bir ürün de fındık. Fındığın sert kış nedeniyle rekolte düşüklüğüne uğradığı öne sürülüyor. Yoğun yağmur Çanakkale'de kiraz rekoltesinde düşüşe neden olurken, bunun yanı sıra, kayısıda da benzer sıkıntı yaşandığı, elmada kara leke hastalığının olumsuzluk yarattığı belirtiliyor. Ayrıca, domates, biber ve kavun ekimlerinin bölgede geç yapıldığı ilk ve orta turfandanın birlikte ekilmesi nedeniyle hasadının aynı dönemde yapılmasının arz fazlasına neden olacağı bunun de bu ürünlerde fiyat düşüşüne neden olacağı öne sürülüyor. Adana'da erkenci karpuzda örtü altı üretimde verimin olumsuz olduğu ve yüzde 50'ye varan rekolte gerilemesi yaşanacağı belirtilirken, Bursa'da da aşırı yağış nedeniyle şeftali rekoltesinin yüzde 30 düşüşe yol açacağı öne sürülüyor.
Hava koşulları ve yağışların rekolte artışına, yüz güldürmeye neden olduğu bölgeler ve ürünler de söz konusu. Güneydoğu'da Nisan ayındaki yağışlar bakliyatta rekolte artışına yol açmış. Hasat öncesi bir olumsuzluk yaşanmazsa, yüzde 20 rekolte artışı olacağı tahmin ediliyor. Ege bölgesinde Zeytinde bu döneme kadarki yağışların ve serin havanın olumlu sonuç verdiği belirtilirken, Mayıs Haziran'da çiçek döneminde yağmur yağmazsa, daha sonra yağsa da yüksek rekolte ve iyi bir sezon bekleniyor. Yağışların bu bölgede buğday ve arpa rekoltesini de artıracağı tahmini yapılıyor. Narenciye üreticilerinin beklentileri ise farklılık taşıyor. Ege bölgesinde Nisan'da çiçek açması beklenen ağaçlar bir ay gecikmeli çiçek açtıkları için rekoltede düşme bekleniyor. Buna karşılık kışın ılık geçmesi nedeniyle Akdeniz'de erken çiçeklenme ve arkasından gelen yağışların hem rekolteyi artırması, hem de kaliteyi yükseltmesi bekleniyor. Türkiye Meyve Sebze ihracatçıları birliği 2011 yılının ilk dört aylık döneminde narenciyede yüzde 42 artış olduğunu belirtiyor.
Küresel ısınma nedeniyle dünyada tarım ürünlerinin önemi her geçen gün artıyor. Türkiye, tarım alanında önemli üretim potansiyeline sahip bir ülke. Ancak, bölünmüş arazi yapısı, eski babadan kalma yöntemlerle üretim yaparak, yeni tekniklerle modern üretime geçememesi ve tüketim taleplerine yeterince önem vermeden üretmeye devam etmesi nedeniyle bu alanda olması gereken yerden uzakta kalıyor. Yeterli ihracat potansiyelini yakalayamıyor. Bunda ülkemiz tarımsal üretim yelpazesinin doğru saptanmamış olmasını, ihtiyaçlarımıza cevap vermesi gereken üretim türlerinin doğru seçilip desteklenmemesi de olumsuzluk yaratıyor. Türkiye büyük imkan taşıyan ve önemi her geçen gün artan tarım konusunda yapması gerekenleri saptayıp bir stratejik plan geliştirmelidir. Ancak, bu durumda üretim alanları kontrol altına alınıp, ürün rekolteleri sadece hava koşullarına bağlı olmaktan uzaklaştırılabilir.