‘Sesimizi duyan yok’
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sayar ile kentte yaşananlarla ilgili telefonda kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Başkanın bir cümlesi o günden itbaren hiç aklımdan çıkmıyor. Niye bilmiyorum ama yoğun bir şekilde düşündüren ve duygusallaştıran bir cümle oldu. Başkan, “Sesimizi duyan yok” dedi.
Diyarbakır’da uykudan silah sesleri, patlama sesleri ile uyanıp günü yine aynı şekilde kapatıyoruz.. Kentin geneline tedirginlik, endişe, korku ve panik hakim. Nasıl olmasın ki .
İşin psikolojik ve sosyal boyutunun yanısıra, ekonomik boyutu da çok önemli. Şu gerçek ki savaş ve ticaret bir arada olmuyor. Geldiğimiz çatışmalı ortamdan en etkilenen bölge olan Suriçi’nde esnafın tamamı bitmiş durumda. Öz kaynaklarını da tüketmeye başladılar. 500 esnafın şimdiden ifl as ettiği ile ilgili söylentiler dolaşıyor ortalıkta. Kentin genel ekonomik durumu da biraz böyle. Yani iyi olan, iyi giden hiç birşey yok sosyal ve ekonomik yaşamda. Akşam saat 6 gibi sokaklar, caddeler boşalıyor.
Ahmet Sayar’ın dediği gibi ‘neden kimse sesimizi duymuyor?’ Ya da biz mi duyuramıyoruz? Sürekli televizyon ekranlarında ve gazete manşetlerinde Diyarbakır’da yaşananlar varken, neden kimse bu durumun sona ermesi için adım atmıyor. Ya da bu adımı kimden, nereden beklemeliyiz? Bu sürecin en büyük mağduru yine bu kent. 7 Haziran seçimlerinden öncesine kadar veya bu çatışmalı sürecin başlamasından önce kent öyle büyük bir hızla gelişiyordu ki, anlatılamaz. Bu büyümede hepimizin emeği var. Ben şu anda şöyle hissediyorum:Yetiştirip büyüttüğümüz bir çocuk var ve amansız bir hastalığa yakalandı. Gözümüzün önünde eriyip gidiyor.
Kendimizi anlatmak için gücümüz ve sesimiz ancak bu kadar mı çıkıyor? Suriçi’nde kimsenin elinde olmayan bir tarih yok olup gidiyor. İçimiz acıyor. Durup seyretmekten öte birşey yapamıyoruz. Fısıltı gazetesinin en trajik dönemi bu dönemdir herhalde. Neler neler konuşulmuyor ki.. Yazmaya kalksam herhalde ne diyor bu adam dersiniz. Ama fısıltı gazetesinin bu söylemleri halkın içinde karşılık buluyor.
20 STK’dan oluşan Diyarbakır İş Konseyi , Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’dan randevu talep ettiler. Randevu talebine gelecek cevap ne olacak bilmiyorum ama sesimizi duyurmamız gerektiği kesin.